Cemil Bayık'tan Türkiye'ye bir tehdit daha!
Önce Kobani şimdi de Afrin. KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, çözüm sürecinin önüne bir engel daha koydu.
İndependent gazetesi bugün sayfalarında gazetenin deneyimli Orta Doğu muhabiri Patrick Cockburn'ün Kandil Dağı'nda KCK Eş Başkanı Cemil Bayık'la yaptığı bir röportaja yer verdi. Gazete röportajı, ana sayfasından manşet olarak, Bayık'ın bir çadırın önünde çekilmiş fotoğrafı ve "Kobani'yi koruyacağız" başlığıyla yayınladı. Röportajda ilk olarak Bayık'ın Kobani'yle ilgili söyledikleri aktarılıyor: "Kobani düşmeyecek. Doğu ve Güney cephelerinde ilerliyoruz." Bayık, "Kobani'deki Kürt savaşçıların belediye binasını geri almada başarılı olduğunu ve IŞİD'in (Irak Şam İslam Devleti) elinde bulundurduğu bir camiyi havaya uçurmak zorunda bırakıldığını" söylüyor. Bayık'a göre ABD jetleri Kobani'yi bombalamaya devam ediyor ancak savaşçılar bombalamalar sırasında yamaçtaki evlere girip gözden kayboluyor ve daha sonra mevkilerini yeniden ele geçiriyor.
Bayık, Kobani ardından Afrin kantonuna yönelik de bir saldırı tehlikesi bulunduğunu vurgulamış.
NUSRA CEPHESİ AFRİN'E İLERLİYOR
Afrin Suriye'nin kuzeyinde, Kürtler tarafından Rojava olarak adlandırılan bölgede, PYD (Demokratik Birlik Partisi) öncülüğünde Kürt gruplar tarafından ilan edilen üç kantondan biri.
KCK liderine göre son haftalarda ılımlı isyancı grupları yenilgiye uğratan Nusra Cephesi örgütü Afrin'e doğru ilerliyor.
"Sınırlarına yaklaşıyorlar" diyor Bayık ve ekliyor: "Köylüleri telefonla arayarak 'Kaçın yoksa sizi öldüreceğiz' diyorlar. IŞİD gibi psikolojik savaşı kullanıyorlar. Önce insanlar arasında panik oluşturuyor sonra da saldırıyorlar."
Bayık Türkiye'yi, Nusra Cephesi'yle gizli bağlantılara sahip olmakla ve cihatçıları, Afrin'i tehdit etmek için cesaretlendirmekle eleştirmiş.
ARTIK MÜMKÜN OLMAZ
"Kobani düşer veya Nusra Cephesi saldırırsa Türkiye'yle barış sürecine devam etmenin artık mümkün olmayacağını" belirtiyor Bayık.
Türkiye'nin Nusra Cephesi üzerinde, örgütün Kobani'ye saldırmasını önleyecek kadar etkisi olduğunu belirten Bayık, "Kürtler Kobani ve Afrin'in soykırım ve katliam tehlikesi altına kalmasına izin vermeyecek" diyor.
Cockburn, Bayık'ın PYD ve YPG'den (Halk Savunma Birlikleri) bahsederken bunların doğrudan kendisi tarafından yönetilmediğini vurgulamaya dikkat ettiğini yazıyor.
ABD İLE DOĞRUDAN TEMAS YOK
PYD'nin ABD ile görüşmesiyle ilgili Bayık, "PKK Amerikalılarla doğrudan temas içinde değil ama PYD ve YPG içinde" demiş.
Bayık, Kobani'deki Kürtler'in ABD hava kuvvetleriyle doğrudan temasta olduğu bilgisini de teyit etmiş: "Eğer sahada koordinat veren bağlantılar ya da insanlar olmasaydı ABD silah ve mühimmat gönderemez ve mevzilere yönelik bombalama gerçekleştiremezdi."
YİNE TÜRKİYE'Yİ SUÇLADI
Cockburn Bayık'ın, Türkiye'nin IŞİD ve Nusra Cephesi üzerinde güçlü bir etkisi olduğu ve bu örgütleri Kürtlere karşı hareket ettirebildiğine ikna olduğunu yazıyor.
KOBANİ KIRILGANLIK YAPTI
Yazının sonunda Cockburn, son gelişmelerin Türkiye ve Kürtler'in ilişkisini nasıl etkileyebileceğiyle ilgili kendi yorumlarına yer veriyor.
Cockburn özetle şunları belirtiyor:
"Cihatçılar ve Türkiye arasındaki ilişkinin gerçek karmaşıklık seviyesi ne olursa olsun, Kobani için verilen uzun mücadele, her yerdeki Kürtler arasında Türk hükümeti karşıtı bir duygu dalgası yaptı. Küçük olsa bile kuşatma, tarihte cesaret ve adanmışlık sembolleri olarak önem kazanmış Derry ve Stalingrad kuşatmalarıyla karşılaştırılıyor."
"Kobani nedeniyle hem Türk hem de Kürt taraflarındaki kızgın retorik gerçek müzakereleri daha fazla gerekli ama daha az muhtemel hale getiriyor. PKK, Türk devletini IŞİD'le yakın ilişki içinde olmakla suçluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu şiddetle reddediyor."
Cockburn yazısını şu cümleyle sonlandırıyor: "Ne yaşanırsa yaşansın Kürtler Suriye ve Irak iç savaşlarının son kurbanları haline geldiler."