Dünyanın en tehlikeli nesnesi! Sadece 5 dakika bakan 2 gün içinde ölüyor
26 Nisan 1986'da Ukrayna'daki Çernobil nükleer santralinde meydana gelen kazadan 8 ay sonra hasarlı 4 numaralı reaktörün altındaki koridora giren işçiler şaşırtıcı bir olay keşfettiler.
Kulağa doğaüstü gibi gelse de ona bakmak bile ölüme neden oluyor. 'Fil Ayağı' olarak adlandırılan cismin bulunduğu odada geçirilen 300 saniye, kişiyi 2 gün içinde öldürüyor.
Bu ölümcül sır, Çernobil nükleer reaktörünün erimiş çekirdeğinden oluşan 2 metre genişliğinde katılaşmış bir lav yığınıdır. Yoğun radyasyon nedeniyle Fil Ayağı'nın bugüne kadar sadece birkaç fotoğrafı çekilebilmiştir.
Erimenin üzerinden neredeyse 40 yıl geçtikten sonra bile, bu nesnenin bulunduğu odaya adım atmak ölümle yüzleşmeye sebep oluyorken, radyasyon tehdidi yüzyıllar boyunca devam edebilir.
1986 ÇERNOBİL NÜKLEER FELAKETİ İLE FİL AYAĞI'NIN OLUŞUMU
26 Nisan 1986'da Ukrayna'daki Çernobil Nükleer Santrali'nin 4 numaralı reaktöründe beklenmedik bir güç dalgalanması yaşandı. Acil kapatma prosedürleri başarısız olunca çekirdekteki sıcaklık daha da yükseldi.
Reaksiyonu yavaşlatan kontrol çubukları yerleştirildiğinde artık çok geçti ve yoğun sıcaklık çubukları çatlattı. Kısa süre içinde soğutma suyu buharlaştı ve reaktörün kendisi insanlık tarihinin en kötü nükleer felaketinde patlayana kadar basınç oluşturdu.
O sonbahar, acil durum ekipleri radyasyonu kontrol altına almak için mücadele ederken, reaktörün altındaki bir odanın gezegendeki en tehlikeli yerlerden biri haline geldiğini keşfettiler.
RADYOAKTİF LAV HALİNE GELDİ
Reaktör o kadar ısındı ki, çekirdeği korumak için kullanılan çelik ve beton eriyerek radyoaktif lav haline geldi. İlk temizlik ekiplerinin sandığının aksine bu malzeme aslında reaktörden çıkan nükleer yakıt değildi.
Çekirdek kritik hale geldikçe, onu barındırmak için kullanılan malzemeleri eritti ve bu malzemeler yavaşça reaktörün zeminine düştü.
Reaktör 4'ün boruları ve betonu boyunca ilerlerken malzeme daha fazla bileşen topladı, değişti ve radyoaktif kimyasallardan oluşan karmaşık bir yapıya dönüştü.
Kum, beton ve nükleer yakıttan oluşan bu karışım nihayet soğuduğunda katılaşarak koryum adı verilen yeni bir maddeye dönüştü. Reaktörün altındaki buhar koridoruna düşen bir koryum kütlesi, kendine özgü şekli nedeniyle Fil Ayağı olarak anılmaya başlandı.
KANSER YAPMAK İÇİN GEREK DOZUN BİN KATI
1986'da filin ayağı saatte 10.000 röntgen (bir radyasyon ölçüsü) yayıyordu. Sizi kanser yapmak için gereken dozun yaklaşık bin katı. Bağlam açısından, bu seviyede bir saatlik radyasyon dört buçuk milyon göğüs röntgeni çektirmeye eşdeğerdir.
30 saniye maruz kaldığınızda, bir hafta içinde baş dönmesi ve yorgunluk hissedersiniz. Odada iki dakika kaldıktan sonra hücreleriniz kanamaya başlar ve dört dakika sonra kusma, ishal ve ateş ortaya çıkar.
Son olarak, sadece beş dakika sonra, iki gün sonra neredeyse kesinlikle öleceğiniz bir doza ulaşıyorsunuz.
'Tasfiyeciler' olarak adlandırılan temizlik ekibi geldiğinde Fil Ayağı'nın hala yaklaşılamayacak kadar radyoaktif olduğunu gördüler. Ekip, aceleyle monte edilmiş tekerlekli bir kamera kullanarak ayağın fotoğrafını çekmeyi başardı.
On yıl sonra Çernobil'i kapsamlı bir şekilde belgeleyen ABD Enerji Bakanlığı Fil Ayağı'nın bazı fotoğraflarını elde etmeyi başardı.
RADYASYON, KAMERA FİLMLERİNİ BİLE ETKİLEDİ
Fil Ayağı'nın yakınındaki radyasyon seviyeleri o kadar yüksek kalmıştır ki, fotoğrafını çekmek için kullanılan kamera filmini etkilemiştir.
2016 yılında daha fazla sızıntıyı önlemek için reaktörlerin üzerine Yeni Güvenli Hapsetme adı verilen beton ve çelik bir sığınak yerleştirildi.
Bu sığınak, başka bir patlama durumunda uranyum tozunun etrafa dağılmamasını sağlamak için çelik bir yapıyla güçlendirildi.
Koryum çok nadir bulunduğu ve tarihte sadece beş kez üretildiği için Fil'in ayağının zaman içinde nasıl değişeceğinden kimse tam olarak emin değil.
Nükleer madde yavaş yavaş soğurken, muhtemelen daha uzun yıllar tehlikeli olmaya devam edecek.