Ermenistan ekonomisi zor günler yaşıyor
Ermenistan'daki gösteriler, ülkenin ekonomik durumunu gündeme getirirken,nüfusunun yaklaşık yüzde 30'unun yoksulluk düzeyinde yaşaması ve işsizlik oranının yüzde 17,7 olması dikkati çekiyor.
Son günlerde Ermenistan'da Başbakan Serj Sarkisyan’ın cumhurbaşkanlığından sonra başbakanlık görevine getirilmesi üzerine başlayan gösteriler, ülkenin ekonomik durumunu gündeme taşırken ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 30'unun yoksulluk düzeyinde yaşaması ve işsizlik oranının yüzde 17,7 olması dikkati çekiyor.
AA muhabirinin Dünya Bankası verilerinden derlediği bilgilere göre Ermenistan'da yoksulluk seviyesi 2008’den beri yüzde 2 yükselerek yaklaşık yüzde 30’a ulaştı. Yani ülkedeki 100 kişiden 30’u yoksul.
Ermenistan’da işsizlik oranları 2008’den beri yüzde 16 ila 19 arasında değişiyor. Geçen yıl resmi işsizlik oranı yüzde 17,7 olarak tespit edildi. Dünya Bankası verilerine göre ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 30'ı yoksulluk düzeyinde yaşamakta.
Yaklaşık üç milyon nüfusa sahip olan Ermenistan ekonomisi 2017 yılında 7,5 büyürken, bu yıl yüzde 4,5'lik bir büyüme bekleniyor. Ekonomi uzmanları ise bu büyümenin kapsayıcı olmadığı kanaatinde.
Asgari ücret 115 dolar
Dünya Bankası'na göre ülkenin milli geliri geçen yıl 11,6 milyar dolara ulaşırken kişi başına milli gelir 3 bin 813 dolar. Kişi başına düşen milli gelir 2008’de 4 bin 10 dolardı. Ülkedeki asgari ücret ise 55 bin Ermenistan Dramı (115 dolar).
Ermenistan ekonomisi Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası kredilerine ve Rusya’nın yardımlarına büyük ölçüde bağımlı bulunurken ülkenin enerji sektörü Rusya tarafından işletiliyor.
Öte yandan ülkenin dış borcu bu yılın şubat ayı itibarıyla 5,6 milyar dolar olurken, bu miktar GSYİH’nın yaklaşık yarısına denk geliyor.
Ülke yönetimi IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası ekonomik kuruluşlardan kredi alarak ekonomiyi dengede tutmaya çalışırken ülke dışında yaşayan diaspora da ekonomi için yardımlar yapıyor.
Ülkenin önde gelen dış ticaret ortakları, İran, Rusya, Avrupa Birliği ülkeleri, Gürcistan, Çin ve Ukrayna. Türkiye-Ermenistan arasında ise 1993’ten beri doğrudan ticaret yapılmıyor.
Ermenistan Başbakanı Serj Sarkisyan protestolar üzerine dün istifa etmişti. Sarkisyan, "Sokaklardaki protestocular benim başbakan olmamı istemiyor. Talebinizi yerine getiriyorum. Size son kez başbakan olarak sesleniyorum. Paşinyan haklıydı. Yanılmışım. Başbakanlığı bırakıyorum." diyerek istifa ettiğini açıklamıştı.
Batı yanlısı siyasi çevrelerin sokak gösterileri
ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Tanrısever, Ermenistan’da son günlerde meydana gelen olaylara ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Ermenistan’da eski Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın yerine Batı yanlısı ve Ermenistan’ın eski Londra Büyükelçisi Armen Sarkisyan’ın seçilmediğine değinen Tanrısever, Ermenistan’daki Batı yanlısı siyasi çevrelerin sokak gösterileri düzenleyerek daha çok Rusya yanlısı olarak algılanan Serj Sarkisyan’ın görevinden istifa etmeye zorladığını söyledi.
Tanrısever, söz konusu ülkedeki protestocuların nihai siyasi amaçları ve bu çerçevede kullanabilecekleri güç ve kabiliyetlerin miktarının şu aşamada çok net olmadığını ifade ederek, “Daha önce gerçekleştirilen anayasa degişikliği ile cumhurbaşkanlığının daha sembolik bir makama indirildiği Ermenistan’da başbakanlık çok daha güçlü bir makam haline gelmiştir. Yapılacak başbakanlık seçimlerinde Batı yanlısı gruplara yakın bir başbakanın seçilebilmesi ise garantili değildir.” dedi.
Askeri güvenliği ve çok yoksul olan ekonomisinin istikrarı açısından Rusya’ya neredeyse tamamen bağımlı olan Ermenistan’da Rusya karşıtı bir başbakanın göreve gelmesinin şu anda çok düşük bir ihtimal olduğunu anlatan Tanrısever, “Yine de, Serj Sarkisyan’ın Rusya’daki Putin-Medvedev formülüne benzer bir planı hayata geçirememiş olması gerek kendisinin gerekse Rusya’nın Ermenistan'daki gücünü zayıflatmıştır. Bu gelişmelerin Türkiye ve Azerbaycan’a olası etkileri ise şu aşamada net değil. Şu anki konjonktürde Ermenistan’nın Türkiye ve Azerbaycan ile diyaloğa dayalı barışçıl bir yaklaşıma yöneleceğinin işaretleri olmasa da, bu gelişmelerin sonucunda ortaya çıkabilecek yeni siyasi tablo böyle bir yaklaşımın ortaya çıkmasına da yol açabilir.” değerlendirmesinde bulundu.