Gazze'ye 60 yıl önce gelin giden Türk kadını Hüsniye İsrail dehşetini anlattı: Savaşların en acımasızı
İsrail'in hava, kara ve denizden saldırıları devam ettirdiği Gazze'ye 60 yıl önce gelin giden Manisalı Türk kadını Hüsniye Sunay el-Borno, birçok savaşa tanık olduğunu fakat İsrail'in saldırılarının en kötüsü ve en acımasızı olduğunu söyledi. Gazze'den oğlu, torunu ve geliniyle beraber tahliye edilen Manisalı Hüsniye, tanık olduğu dehşeti anlattı.
Mısır'da tanıştığı Filistinli bir tıp öğrencisiyle evlenerek 60 yıl önce Gazze'ye gelin giden Manisalı Hüsniye Sunay el-Borno, İsrail'in 7 Ekim'de başlattığı saldırıların ardından tanık olduğu dehşeti anlattı. Gazze Şeridi'nden oğlu, torunu ve geliniyle birlikte tahliye edilen Türk kadın, Gazze'nin orta kesimlerinde bulunan Er-Rimal Mahallesi'nde oturduğunu, tüm savaşa tanıklık ettiğini, evinden olduğu o ilk anları şöyle anlattı:
"7 Ekim sonrası evin penceresinden bombalanan yerleri görüyordum. Her zaman bomba sesleri duyuyorduk. İsrailliler bizleri telefonla arayarak ve mesaj atarak evlerimizi hemen terk etmemizi istediler. Hızlıca toparlanıp evden çıktık ve eve yakın bir hastane bahçesine sığındık."
Hastane çevresinde saatlerce kaldıktan sonra evlerine tekrar döndüklerini ancak yine İsrailliler tarafından aranarak evlerinin bombalanacağı ve derhal evlerini terk etmeleri gerektiğinin söylendiğini aktaran Borno, şöyle konuştu:
"İkince kez tekrar hızlıca hazırlanıp evi terk etmek zorunda kaldık. Han Yunus'ta Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) bağlı bir okula sığındık ve orada 45 gün kaldık. 15 kişi küçük bir odada kalıyorduk. Temiz su yok. Banyo yok. Yiyecek ve içecek çok sınırlıydı. Çok kötü koşullarda orada kaldık."
''TÜRKİYE BİZİ YALNIZ BIRAKMADI, ERDOĞAN'A ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM''
BM okulunda kaldıkları sırada onlara sadece Türkiye ve Mısır'dan yardım ulaştığını söyleyen Borno, şöyle konuştu:
"Gazze'de birçok savaşa tanık oldum ama bu en kötüsü ve en acımasız olanıydı. Türkiye bizlere çok iyi davrandı. Türkiye'nin Kudüs Başkonsolosluğu sürekli bizlerle iletişim halindeydi. Türkiye bizlere çok iyi davrandı ve çok şeyler yaptı. Gazze'den Refah Sınır Kapısı'ndan geçerek Mısır'a, ardından da Türkiye'ye gelene kadar Türk devleti bizi yalnız bırakmadı. Buradan Türk devletine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarımı sunuyorum."
''HATIRALARIM İSRAİL SALDIRILARINDA KAYBOLDU''
Borno, İsrail'in Gazze Şeridi'ne Mayıs 2021'de düzenlediği saldırılarda evinin yıkıldığını, bu saldırılarda da oturdukları evin bombalandığını aktardı.
Borno, şunları söyledi:
"Gazze'yi çok seviyorum. Oradan bu şekilde ayrıldığım için çok üzgünüm. Birçok hatıralarım İsrail saldırılarında kayboldu. Geriye hiçbir şey kalmadı. Ev yok. Hayat yok. Yaşamaya dair hiçbir şey bırakmadılar. Buraya (Türkiye'ye) geldim, bazen yüzüm gülse de Gazze'de olup bitenleri izlediğimde içim kan ağlıyor. Tüm bunların bitmesini istiyorum. Burada kalacak bir yerimiz ve çalışacak işimiz olursa çocuğum ve torunumla burada kalmayı düşünüyoruz."
''İSRAİL ABLUKASI YÜZÜNDEN ANNEMİN CENAZESİNE GİDEMEDİM''
İsrail'in 2007'den bu yana yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi'ne havadan, karadan ve denizden uyguladığı abluka nedeniyle Gazze'den uzun yıllar çıkamadığını ve Manisa'da olan iki kız kardeşini ziyaret edemediğini söyleyen Borno, "Annem 2017'de vefat etti. Abluka nedeniyle cenazesine gelemedim. Kızım Nermin, 2020 yılında yakalandığı kanser hastalığının tedavisi tedavi için Manisa'ya gitti. Kızım Manisa'da tedavi gördüğü hastanede ziyaretine gelmemi çok istedi ancak tüm girişimlerine rağmen İsrail ablukasından dolayı Gazze'den ayrılarak kızımı ziyaret edemedim. İsrail ablukası nedeniyle 10 yıl Gazze'den çıkamadım." dedi.
Borno, "Gazze'de geçirdiğiniz 60 yıllık süre içinde en güzel günleriniz hangisiydi?" sorusuna, "25 yıl önce vefat eden eşimin hayatta olduğu günler, en güzel günlerimdi." yanıtını verdi.
Ömrünün 60 yılını Gazze'de geçiren Borno, Türkçesinin zayıfladığına işaret ederek, "Biraz unuttum. Çünkü hiç kimse (Türkçe) konuşmuyor bizimle. Ne zaman biraz konuşsam hemen aklıma geliyor. Ne zaman Türkiye'ye gitsem konuşmaya çalışıyorum." dedi.
''GAZZE'Yİ YAŞANMAZ HALE GETİRDİLER''
Manisalı Hüsniye Borno'nun oğlu Memduh ise acımasız saldırılarını sürdüren İsrail'in Gazze'yi yaşanmaz hale getirdiğini söyledi.
Memduh, "İsrail, saldırılarıyla hastane ve okullarla birlikte altyapıyı da tamamen yok etti. Yaşama dair hiçbir şey bırakmadı. Savaş sonrası akıllarda büyük soru işreti var. Şu anda hastane, su, elektrik yiyecek ve içecek yok. Gazze'yi yaşanamaz hale getirdiler." diye konuştu.
''ERDOĞAN GİBİ LİDERİMİZ OLDUĞU İÇİN ÇOK ŞANSLIYIZ''
Memduh'un oğlu Fazıl da İsrail saldırıları nedeniyle Gazze'de çok sıkıntılı günler yaşadıklarını belirtirken, Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a orada yaşayan Türkleri ve akrabalarını yalnız bırakmadığı için teşekkür etti.
Fazıl, şunları söyledi:
"Erdoğan gibi dünyanın neresinde olursa olsun Türk vatandaşlarıyla ilgilenen bir liderimiz olduğu için çok şanslıyız ve gururluyuz. Gazze'de yaşanan yıkımdan, kadın ve çocukların kasıtlı bir şekilde hedef alınmasından, insanların zorla yerlerinden göç ettirilmesinden dolayı her Filistinli gibi ben de çok üzülüyorum."
''İSRAİL'İN ASIL HEDEFİ FİLİSTİN'İ YOK ETMEK''
Fazıl, İsrail'in Gazze'de devam eden saldırılarının boyutuna ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"İsrail'in hedefi iddia ettiği gibi Hamas'ı yok etmek değil. Asıl hedefi Filistin'i ve davasını yok etmek. Filistinlileri aç bırakmak ve sürmek. Hastaneleri, okulları, çocuk ve kadınları tüm sivilleri hedef alıyorlar. Filistin'e dair her şeyi yok ediyorlar. Dünyanın gözü önünde soykırım işleniyor. Müdahale olmazsa bugün Gazze'de yaşananlar tüm bölgeye yayılacak."
''EVİMDEN GERİYE YIKINTIDAN BAŞKA BİR ŞEY KALMADI''
Gazze'de yaşadığı evin ve çalıştığı bankanın bombalandığını söyleyen Fazıl, üzüntüsünü şöyle ifade etti:
"Evim tamamen yıkıldı. Uzun yıllardır sevgili eşimle birlikte ne tür emeklerle alın terimizle inşa ettiğimiz ev İsrail bombardımanında bir anda yıkıldı. Evimizle birlikte hayallerim de yerle bir oldu. Her şeyi bu evde kurdum. Çok yorulmuştum. Ama ne yazık ki İsrail işgalinin acımasız, barbar bombardımanı sonucu birçok Gazzelinin evi gibi o da yıkıldı."
Fazıl'ın eşi Dina ise "Hüsniye ninem Gazze'de çok sevilen biri. Çok sosyal. Karşılaştığım kişiler bana her zaman Hüsniye nineyi sorardı." dedi. Gazze'de yaşananlara ve acımasızca devam eden saldırılara çok üzüldüğünü dile getiren Dina, bunların bir an önce bitmesini istediğini söyledi.
Dina, İsrail bombardımanında yıkılan evine işaret ederek, "En çok üzüldüğüm şey, evimi terk ettiğim zaman birkaç gün sonra dönerim düşüncesiyle bir şey almadan çıkmam oldu. Maalesef evden geriye yıkımdan başka bir şey kalmadı." dedi.