Hamas füzeleri Demir Kubbe'yi nasıl deldi? İşte o füzelerin özellikleri

İşgalci İsrail, 7 Ekim'de sabaha karşı güne havadan ve karadan operasyonlarla uyandı. Aksa Tufanı operasyonuyla İsrail, son yılların en büyük kaybını yaşadı. İşgalci İsrail'e yönelik Gazze’den 5 bine yakın roket fırlatıldıktan sonra 1000 kadar savaşçı aniden sınırdaki kentlere girdi. 

Gazze’yi çevreleyen dikenli teller yıkılırken birçok kontrol noktasının ele geçirilmesinden sonra onlarca işgalci İsrail askeri öldürüldü ya da esir alındı. Operasyonu Hamas’ın askeri kanadı olan İzzeddin el-Kassam Tugayları​ üstlendi.

DEMİR KUBBE İLK MAYIS 2021'DE DELİNMİŞTİ!

Filistin​ direnişinin İsrail karşısındaki askeri atılımı ise adım adım yükseldi. ABD'nin hibe ettiği ve İsrail’in çok güvendiği Demir Kubbe adlı hava savunma sistemi ilk olarak Gazze’den atılan füzelerle Mayıs 2021’de delinmişti! 

Bilindiği gibi ABD İsrail’in en önemli destekçilerinden ve finansörlerinden biri, sadece Demir Kubbe hava savunma sistemi için 2011’den 2021’e kadar 1,6 milyar dolar katkıda bulundu.

ORTAK OPERASYON ODASI KURULDU

Demir Kubbe'nin delinmesi Filistin direnişi için büyük bir moral kaynağı olurken hemen ardından Ortak Operasyon Odası kuruldu. Yaşanan gelişmeler özelinde Hamas​, askeri gücünü daha da genişletmeye başladı.

İsrail'i ablukaya alan Hamas'ın kullandığı silahlar ise merak konusu oldu. Hamas güçlerinin en önemli silah envanterini karadan karaya atılan füzeler oluşturuyor. Bu füzelerin bir kısmı Mısır'ın Sina Yarım Adası'ndaki tünellerde gerçekleştirilen kaçakçılık faaliyetleriyle Gazze​'ye sokulduğu düşünülüyor.

Hamas'ın elinde kısa ve uzun menzilli şu füzelerin olduğu düşünülüyor:

KASSAM (10 KM'YE KADAR)
QUDS 101 (16 KM'YE KADAR)
GRAD (55 KM'YE KADAR)
SEJİL 55 (55 KM'YE KADAR)

M-75 (75 km'ye kadar)
Fajr (100 km'ye kadar)
R-160 (120 km'ye kadar)
M-302 (200 km'ye kadar) 

İSRAİL’İN DEMİR KUBBESİ NASIL ÇALIŞIYOR?

Demir kubbe, hem gece hem gündüz çalışıyor. Demir kubbe kapsamında tehdidi algılayan radar sistemi yer alırken bu radarlar, gelen roketi tespit ediyor. Atılan roketin kritik yönelmesi halinde ise bunu imha etmek üzere füze gönderiliyor. Bu füzeler, mobil üniteler ya da sabit noktalardan ateşlenebiliyor. Sistem aracılığı ile gelen roket havada imha ediliyor.

NEDEN AKSA TUFANI?

Geçen yıl İsrail’deki seçimlerde gelmiş geçmiş en sağcı, ırkçı hükümetin kurulmasıyla Filistin halkına yönelik saldırılar artmaya başladı.

Bu yıl temmuz ayında yayınlanan bir rapora göre, yılın başından beri Filistin’de işgal gücü 153 kişiyi öldürmüştü. Yine bu yıl, sadece Batı Şeria’da en az 38 çocuğun katledildiği 18 Eylül’de açıklandı.

Yahudilerin Sukot Bayramı’nın beşinci gününe denk gelen 3 Ekim'de binlerce yerleşimci El Aksa’ya girmesi ve tahrik edici hareketlerde bulunması bardağı taşıran son hamle oldu. 

El Aksa, tek tanrılı üç büyük dinin kutsal saydığı Kudüs şehrinde ve Filistinliler açısından simgesel bir değeri var, nitekim buraya yönelik bazı saldırılarda Hristiyan Filistinliler namaz kılan Müslümanların arasında durmuştu. Ayrıca buranın İslam açısından kutsal olması sebebiyle, Yahudilerin buraya ayak basması Hahambaşılık makamı tarafından yasaklanmıştır. Dolayısıyla yerleşimcilerin burada dolaşması kabul edilemez. Operasyonun adının El Aksa olmasının sebebi bu.

FİLİSTİNLİ DİRENİŞÇİLER 26 EYLÜL'DE OPERASYONUN İŞARETİNİ VERMİŞTİ.

Aksa Tufanı Operasyonunu Hamas’ın askeri kanadı olan İzzeddin el-Kassam Tugayları üstlendi. Operasyondan kısa bir süre sonra diğer direniş örgütlerinden de destek açıklamalarının gelmesi bölgeye hakim olan kimseyi şaşırtmadı.

Filistinli direniş gruplarının liderleri 23 Eylül’de Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta bir toplantı düzenlemişti.

Toplantıya Filistin İslami Cihad hareketi Genel Sekreteri Ziyad el-Nahale, Hamas’tan Salih el-Aruri ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Genel Sekreter Yardımcısı Cemil Mezher’in yanı sıra diğer yetkililer ve direniş figürleri katıldı.

KOORDİNASYONU ARTIRMA KARARI

Sawa’nın aktardığı ortak açıklamaya göre liderler Filistin’deki ‘güncel gelişmeleri ve tırmanan Siyonist saldırganlığa karşı koymanın yollarını’ tartıştı. Açıklamada, “Üç grup arasında tüm konularda her türlü koordinasyonu güçlendirme ve direnişin tamamıyla saha birliğini sürdürme konusunda mutabık kaldılar.

Toplantıda, direniş liderlerinin İsrail’in suikast tehditleri, Batı Şeria’nın ilhakı ve Mescid-i Aksa gibi kutsal mekanlara saygısızlık planlarıyla mücadele yollarını görüştükleri ve ‘silahlı direnişi yükseltmenin’ önemininin vurgulandığı da bildirilmişti.