Hocalı'nın şahitleri anlattı: Unutursak ölürüz!
Eşi ve oğlu Ermeni teröristler tarafından hunharca şehit edilen Narhanım Memmedova "O günleri unutmamak, unutturmamak lazım. Çünkü, vahşeti unuttuğumuz gün ölürüz" diyor.
Ermeni çetelerin Karabağ’daki katliamlarında 20 bin Azerbaycan Türkü şehit düştü.
Soykırımın zirveye ulaştığı gün olan 25 Şubat gecesi ise Hocalı’da benzersiz bir vahşet yaşandı. Ermeni katiller 613 Türk’ü hunharca öldürdü. Katliamın şahitlerinden, 77 yaşındaki Narhanım Memmedova ve o günlerde 14 yaşında olan oğlu Mürüvvet, o korkunç geceyi Ermeni vahşetini gazetemize anlattı.
İki oğlu ve eşini Ermeni soykırımında kaybeden Narhanım “Bir yandan Hocalı’nın azatlık gururunu, diğer yandan ise işkencelerin acısını yaşıyoruz. O günleri unutmamak ve unutturmamak lazım. Çünkü unuttuğumuz gün ölürüz” diyor.
6 GÜN BOYUNCA İŞKENCE
32 yılın her gününün Hocalı’ya kavuşma hayaliyle geçtiğini vurgulayan Narhanım Memmedova “O gece evimizi basıp, eşimi, beni ve 6 çocuğumuzu rehin aldılar. 26 Şubat günü Askeran karakoluna götürüldük. Eşim Muhammed ile 17 yaşındaki oğlum Sohbat ve 16 yaşındaki Mohlat’ı bizden ayırdılar. Sonra benim ve 4 evladımın içinde yer aldığı 80 rehine, bir Ermeni teröristin cesedine karşılık bırakıldık. 6 gün boyunca eziyet ettiler, yaralıydık. Ağdam’da tedaviye alındık ancak hastane de bombalandı. Ardından eşim ve iki yavrum olmadan Kobustan’a yerleştik. 32 yıl sonra yeniden bu topraklara döndüm. Kahraman ordumuz mazinin acısını bir nebze olsun hafifletti” sözleriyle katliamı anlattı.
DOĞUM GÜNÜNDE KURŞUN
“Şehitlerin ruhu bizi çağırıyor” diyen ailenin fertlerinden Mürüvet Memmedova ise “Gözlerimizin önünde onlarca Türk’e kıydılar. Ahmet isimli bir Türk’ü öldürdükten sonra cenazesine işkence ettiler. Babam ve iki ağabeyimi götürüp bir Ermeni’nin mezarı üzerinde başını keserek şehit ettiler. Bunu da yıllar sonra bir başka rehine gelip anlattı. 11 yaşındaki kardeşimin doğum günü olduğunu öğrendiler. Büyüyünce silah ve kalem tutamasın diye avucunun içine ateş ettiler. ‘Bu bizim sana doğum günü hediyemiz’ diyerek dalga geçtiler. Benim de ayağıma şarapnel isabet etmişti. O günlerin izini hâlâ taşıyorum. Şimdi, tek tesellimiz babam ve kardeşimin gezip dolaştığı yerlerde bulunmak” ifadesini kullandı.