İklim değişikliğiyle mücadele için 100 milyar dolarlık destek
Polonya’da başlayan 24. İklim Konferansı, Paris İklim Anlaşması’nın hayata geçirilmesini hedefliyor. Küresel sıcaklık artışının 2 santigrat derecenin altına düşürülebilmesi için sera gazı emisyonunun azaltılması öncelikli konular arasında yer alıyor.
Polonya’nın Katoviçe kentinde dün başlayan 24. İklim Konferansı, Fransa’nın Paris kentinde 190’a yakın ülkenin üzerinde uzlaştığı Paris İklim Anlaşması’nın hayata geçirilmesi için atılacak somut adımları ele alacak. Yaklaşık 200 ülkeden devlet ve hükümet başkanının katılacağı konferans iki hafta sürecek. Polonya’da 3. kez düzenlenen konferansa katılması beklenen 20 binin üzerinde akademisyen, bilim insanı, sivil toplum kuruluşu ve özel sektör temsilcisi, iklim değişikliğinin neden olduğu doğrudan ya da dolaylı 3 ana konunun çözümüne ilişkin görüş alışverişinde bulunacak.
Konferansta görüşülecek konular
Konferans kapsamında Paris İklim Anlaşması’nda öne çıkan başlıklardan küresel sıcaklık artışının 2 santigrat derecenin altına düşürülebilmesi için sera etkisine neden olan gazların emisyonunun azaltılabilmesi amacıyla ulusal iklim koruma programlarının hayata geçirilmesine yönelik çalışmalar ilk sırada yer alıyor.
Sera ve metan gazlarının salınımına neden olan petrol ve kömür gibi fosil yakıtların yerini yenilenebilir enerjinin alması için öngörülen önlemlerin uygulanıp uygulanmadığına ilişkin kontrollerin yapılması konferansta ele alınacak bir başka konu başlığı olarak dikkati çekiyor.
Özellikle yenilenebilir enerji alanında yapılacak çalışmalar için gelişmiş ülkelerin BM’ye yapacağı finansal desteğin görüşüleceği konferans kapsamında, 2020’den itibaren 100 milyar dolarlık bir bütçe oluşturularak, gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliği karşısında gerekli donanımın sağlanması için finansal yardım yapılması öngörülüyor.
Polonya konferans için yanlış adres
Öte yandan Paris İklim Anlaşması’nın yanı sıra Kyoto Protokolü’nün de ele alınacağı konferansın Polonya’da düzenlenmesi tepkilere neden oldu. Elektrik üretiminin büyük bir kısmını kömürden tedarik eden ve hava kirliliğinin yoğun bir şekilde yaşandığı Polonya’nın iklim konferansına ev sahipliği yapması çelişki olarak değerlendiriliyor.
Yenilenebilir enerji, küresel ısınma, çevre temizliği gibi konulara yönelik çalışmalarını 1992’de itibaren artıran Birleşmiş Milletler (BM) bu çerçevede 1995’de 197 ülkenin katılımıyla Kyoto Protokolü’nün imzalanmasına öncülük etti. Paris’te 2015’de gerçekleştirilen iklim konferansıyla iklim değişikliğinin neden olduğu sorunlara yönelik daha uzun vadeli ve kesin çözümlerin hayata geçirilebilmesi için Paris İklim Anlaşması üzerinde yaklaşık 190 ülke uzlaşı sağladı.
"İklim değişikliği ile mücadele hayati bir önem taşıyor"
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, konferansın açılış konuşmasında, iklim değişikliğinin yol açtığı olumsuzlukların çok sayıda insan, bölge ve ülkeyi olumsuz etkilediğine dikkati çekmiş, iklim değişikliği ile mücadelenin hayati önem taşıdığına işaret etmişti.
Guterres, Paris İklim Anlaşması’nın uygulanması için yol haritasının oluşturulması gerektiğini ifade etmiş, iklim değişikliğinin neden olduğu sorunların yalnız küresel sorumlulukla üstesinden gelinebileceğinin önemini vurgulamıştı. İklim değişikliği ile mücadelenin hızlandırılması gerektiğini her fırsatta vurgulayan Guterres, 14 Aralık’ta sona erecek 24. İklim Konferansı’nın ardından 2019’da 25. İklim Konferansı’nın yapılacağını şimdiden duyurdu.
Paris İklim Anlaşması
Paris Anlaşması, 2020 sonrası süreçte, iklim değişikliği tehlikesine karşı küresel ve sosyo-ekonomik dayanıklılığın güçlendirilmesini hedeflerken, anlaşmanın uzun dönemli hedefi ise sanayileşme öncesi döneme kıyasla küresel sıcaklık artışının 2 santigrat derecenin olabildiğince altında tutulması olarak ifade ediliyor. Bu hedefe ulaşmak için petrol, kömür gibi fosil yakıt kullanımının giderek azaltılması ve yenilenebilir enerjiye yönelinmesi gerekiyor. Bu bağlamda anlaşma, gelişmekte olan ülkelere finansman, teknoloji transferi ve kapasite geliştirme imkanları sağlanmasını öngörüyor.