İngiltere'de ulusal güvenlik ihlaline sıfır taviz
İngiltere hükümeti, ülkesine karşı işlenebilecek en ciddi suçların başında casusluk faaliyetlerini görüyor.
İngiltere hükümeti,ülkesine karşı işlenebilecek en ciddi suçların başında casusluk faaliyetlerini görüyor. ABD ile ortaklaşa yaptığı istihbarat faaliyetlerinin ifşa edilerek basına yansıdığı olayları ulusal güvenliğe tehdit olarak değerlendiren İngiltere, bir gazetedeki bilgisayar disklerinin imhasından, basın kuruluşlarına gizlilik uyarısı yapılmasına kadar bir dizi sıkı tedbir uyguladı. İngiltere'nin ABD ile ortaklaşa birçok telefon ve internet haberleşmesini izlediğinin ABD Ulusal Güvenlik Ajansı'nın (NSA) eski sistem analisti Edward Snowden'ın sızdırdığı belgelerle ortaya çıkması ve bu belgelerin dünya basınında geniş şekilde yer alması, İngiltere açısından ulusal güvenliğe tehdit olarak değerlendirilmişti.
Geçen yıl sızan belgelerde, NSA ile İngiltere'nin dijital istihbarat kurumu GCHQ arasındaki yakın işbirliği gözler önüne serildi ve ABD ile İngiliz gizli istihbarat servislerinin birçok ülke lideri ve yetkilisini yasa dışı dinlediği ortaya çıktı. Bu belgelerin birçok basın kuruluşunda yayınlanması ABD ile İngiltere'nin Almanya başta olmak üzere bazı Avrupa ülkeleriyle arasında gerginliğe neden oldu. Sızdırılan belgelerde İngiliz istihbaratının, 2009 yılında Londra'da yapılan G20 zirvesine katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i de dinlediği ortaya çıkmıştı. Guardian gazetesinde yayınlanan belgelerin ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğunu söyleyen İngiltere Başbakanı David Cameron'ın, bu belgeleri imha etmesi için gazeteyle irtibata geçilmesi talimatı verdiği de ortaya çıktı. Bunun üzerine İngiliz hükümet yetkilileri, Guardian'ın Londra ofisine giderek, Snowden'ın belgelerinin bulunduğu bilgisayarların hard disklerini imha etmişti. İngiliz hükümetinin Guardian'dan, ya belgelerin imha edilmesi ya da kendilerine teslim edilmesini istediği, aksi halde gazete aleyhinde yasal işlem başlatılacağını söylediği ortaya çıkmıştı. Hükümetin ayrıca Snowden'ın belgeleri sızdırmasından bir gün sonra, BBC'nin de aralarında bulunduğu basın kuruluşlarına gizlilik uyarısıyla bir "D bildirimi" göndererek, İngiltere ve ABD'deki istihbarat kuruluşlarının dinleme taktikleriyle ilgili yayınlarını sansürlemelerini istediği iddia edilmişti.
Bu arada İngiliz Yüksek Mahkemesi geçen yıl Ağustos ayında, ABD'deki izleme skandalını ilk haberleştiren Amerikalı gazeteci Glenn Grennwald'ın arkadaşı David Miranda'nın İngiliz polisi tarafından ele geçirilen cep telefonu ve bilgisayarındaki bilginin, İngiliz hükümeti ve polisi tarafından "ulusal güvenlik" kapsamında incelenebileceğine hükmetmişti.
Konu, İngiliz Parlamentosu'na da taşındı. Parlamento'nun İstihbarat ve Güvenlik Komisyonu (ISC) casusluk faaliyetleriyle ilgili istihbarat kuruluşlarının şeflerini sorguladı. Şefler, NSA'nın eski sistem analisti Edward Snowden'ın sızdırdığı belgelerin ulusal güvenliğe zarar verdiğini ve operasyonları riske soktuğunu söylediler.
MI6 Başkanı Sir Sawers, kamuoyuna sızan bilgilerin çokluğunun, "teröristlerin keyifle ellerini ovuşturmalarını sağladığını" kaydederek, El Kaide terör örgütünün de bundan fayda sağladığını ifade etmişti.
İngiliz İç İstihbarat Teşkilatı MI5’ın açıklamasına göre, İngiltere’nin ulusal güvenliği tehdit edecek bilgi ve belgeleri elde ederek casusluk faaliyetinde bulunanlar ülkenin Resmi Gizli Bilgiler Kanunu’nun ilgili yasaları çerçevesinde 14 yıldan 42 yıla kadar uzayabilen hapis cezalarına çarptırılabiliyor.
Servisin internet sitesinde yer alan bilgiye göre, İngilitere’ye karşı işlenebilecek en ciddi suçların başında casusluk faaliyetlerinin bulunduğu belirtilirken, casusluk amaçlı bilgi sızdıran ve ulusal güvenliği tehdit edenlerin İngiltere’nin 1911 ve 1920 yıllarına ait Resmi Gizli Bilgiler Kanunu’nu çerçevesinde 14 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilecekleri belirtiliyor.Öte yandan MI5, İngiltere’nin ulusal güvenliğini tehdit eden gizli bilgileri sızdıran ve casusluk faaliyetleri yürütenleri cezalarının işlenen suçların özelliklerine göre öngörülen 14 yıldan çok daha uzun olabileceğinde dikkat çekerek, 1950’li yıllarda İngiltere’nin ulusal güvenliğe karşı casusluk faaliyetinde bulunan George Blake isimli bir casusun toplamda 42 yıl hapis cezasına çaptırıldığını ifade ediyor.MI5 Güvenlik Servisi Direktörü Jonathan Evans iki yıl önce yaptığı bir konuşmadan İngiltere’nin önündeki ulusal güvenlik tehditlerine dikkati çekerek, “İngiltere’nin istihbarat teşkilatı gizlilik içerisinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu ülkeyi terörizm, casusluk, aşırı uçların tehditinden koruyabilmemiz ancak gizliiliğimizi koruyabilmemizle mümkündür. Karşımızda olanların bizim radarımızda olup olmadıklarının bilinmesini istemiyorsak, onlara karşı nasıl faaliyet yürüttüğümüzün bilinmesini, gizli kaynaklarımızı riske atmak istemiyorsak, gizlilik bizim için hayati önem taşımaktadır” ifadelerini kullanmıştı.