Suudi Arabistan'da ABD heyetini ve Rusya heyetini bir araya getiren barış görüşmelerinde Ukrayna ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin yer almaması tepkilere neden oldu. AB ülkeleri, Suudi Arabistan'daki görüşmelere karşılık Fransa'nın başkenti Paris'te bir araya geldi ve 'Ukrayna'ya asker gönderme' konusunu tartıştı. İngiltere'nin bu planına en sert tepki ise Almanya'dan geldi.
Rusya ve ABD'den üst düzey yetkililer, bugün Suudi Arabistan'da Ukrayna Savaşı'nın sonlanması için bir araya gelecek. Fakat masada ne Ukrayna ne de Avrupa Birliği (AB) ülkeleri var. Bu durum AB ülkelerinin büyük tepkisini çekti ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris'te bir zirve düzenledi. Avrupa'nın Rusya-Ukrayna Savaşı için düzenlenen barış müzakerelerinde masanın dışında kalmasına karşılık yapılan zirvede anlaşma ise sağlanamadı.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Ukrayna'ya asker göndermeyi teklif etti. Bu öneri AB ülkelerini ikiye böldü. İngiltere'nin bu önerisine destek veren ülkelerin yanı sıra bunu oldukça 'zamansız' bulan Almanya gibi ülkeler tepki gösterdi.
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Ukrayna'ya asker gönderilmesi tartışmalarını, 'tamamıyla zamansız' ve 'fazlasıyla yanlış' bulduğunu ifade etti. Bu planın uygulanmasının söz konusu olamayacağını söyleyen Scholz, tepkisini şu sözlerle ortaya koydu:
"Bu tartışmayı şu anda yapmak tamamen zamansız ve yanlış. Hatta bu tartışmaların beni sinirlendirdiğini de açık bir şekilde ifade etmek istiyorum" dedi. Scholz, "Bu tartışma, Ukrayna’nın onayı olmadan, henüz yapılmamış olan barış müzakerelerinin sonucu üzerine ve Ukrayna’nın masada olmadığı bir ortamda yapılıyor. Açık ve dürüst olmak gerekirse, bu son derece uygunsuz. Sonucun ne olacağını bilmiyoruz.''
ABD ve Avrupa'nın Ukrayna konusunda ayrı hareket etmemesi gerektiğini düşündüğünü ifade eden Scholz, "Avrupa ve ABD’nin sorumluluk paylaşımı ve güvenlik açısından ayrı düşmemeleri gerekiyor. NATO, her zaman için birlikte hareket etmemiz ve riski paylaşmamız üzerine kurulu ve güvenliğimiz bu şekilde garanti altında bulunuyor. Bunun tartışmaya açılmaması gerekli" dedi.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer ise toplantının ardından basına yaptığı açıklamada da önerisini savundu. Rusya'nın Ukrayna'ya yeniden saldırmasını engellemek için ABD tarafından güvence sağlanması gerektiğini söyleyen Starmer, "Putin'i daha fazla saldırganlıktan alıkoyacak tek şey, Ukrayna’nın egemenliğini muhafaza eden kalıcı bir barış olacaktır" dedi ve şunları ekledi:
"Ukrayna konusunda sürecin çok erken aşamasındayız. Avrupa üzerine düşen rolü oynamalı. Kalıcı bir barış sağlanırsa, İngiltere güçlerini diğer ülkelerle birlikte sahada görevlendirmeyi düşünmeye hazırım. Ancak bir ABD güvencesi olmalı. Çünkü, Rusya’yı Ukrayna’ya saldırmaktan etkili bir şekilde caydırmanın tek yolu, ABD’nin sağlayacağı bir güvenlik garantisidir.''
İsveç de Ukrayna'ya barış gücü gönderme ihtimalini dışlamadığını duyurdu. İsveç Dışişleri Bakanı Maria Malmer Stenergard Sveriges Radyosu'na yaptığı açıklamada, ''Öncelikle uluslararası hukuka saygılı, adil ve sürdürülebilir bir barış için müzakere etmeliyiz. Böyle bir barış sağlandığında, bunun korunması gerekecek ve bunun için hükümetimiz hiçbir seçeneği dışlamıyor'' ifadelerini kullandı.
Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ise Almanya'ya hak veren taraftaydı. Frederiksen, Ukrayna'ya asker gönderilmesinin Olaf Scholz gibi 'zamansız' bulduğunu ifade etti. Frederiksen, Danimarka askerlerinin Ukrayna’ya konuşlandırılmasını konuşmadan önce açıklığa kavuşturulması gereken birçok konu olduğunu söyledi. Frederiksen, halihazırda odaklanılması gereken konunun müzakere masasında Ukrayna’nın pozisyonunun güçlendirilmesi olması gerektiğini ifade etti.
Polonya Başbakanı Donald Tusk ise ''Eğer ABD ve NATO varlığı üzerinden bazı güvenlik garantileri verilmesi mümkünse o halde Polonya çeşitli şekillerde aktif olacaktır. Fakat Ukrayna’ya Polonya askeri gönderilmesini öngörmüyorum'' dedi.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ise daha politik bir açıklama yaparak, ABD'nin de AB ülkelerine destek vermesi gerektiğini söyledi:
"Bunu düşünmek için erken, henüz barışın koşulları oluşmadı. Ukrayna'da halen savaş var. Orada ülkelerinin bağımsızlığını, güvenliğini, Avrupa modelini savunan askerler var. Ukrayna'nın halen uluslararası toplumun ve özellikle de Avrupa'nın desteğine ihtiyacı var. İşgalci (Rusya) dışında kimsenin istemediği bu savaş devam ettiği sürece İspanya hükümeti olarak Ukrayna'ya destek vermeye devam edeceğiz.''
"ABD yönetiminin olası barış müzakerelerine başlamak için temelleri attığını ve barış için bir fırsat olduğunu" kaydeden Sanchez, "Putin Rusya'sının kendisine yabancı toprakları ilhak etmesi ilk kez olmuyor. Bu barış görüşmelerini yeni bir sahte kapanışa dönüştüremeyiz. Kalıcı ve adil bir barış olmalı. Bu da Ukrayna ve AB'nin katılımını gerektiriyor."
Macaristan ise Ukrayna'ya asker gönderme planına karşı olduğunu en başından beri ifade etti. Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, "Savaş yanlısı, Trump karşıtı, hayal kırıklığına uğramış Avrupalı liderler, sürekli olarak yangına körükle gidiyorlar" dedi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştirmeye hazırlandığı görüşmeyi memnuniyetle karşıladıklarını belirten Szijjarto, "En üst düzey Rus-Amerikan diyaloğunun yeniden başlamasını memnuniyetle karşılıyoruz. Donald Trump ve Vladimir Putin'in uzun uzun konuştuklarını öğrenmek bizi memnun etti ve rahatlattı" diye konuştu.
Google Play
App Store
Haberi Paylaş
09:44
İLGİLİ HABERLER
YORUM YAZ