İsrail için hesap günü! Güney Afrika kanıtlarını sundu, Tel Aviv'den soykırım savunması

Güney Afrika Adalet Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, 11-12 Ocak'ta Lahey'de görülen davanın ilk duruşmasındaki heyette Bakan Lamola, Cumhurbaşkanlığı Genel Direktörü Phindile Baleni, Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanlığı Genel Direktörü Zane Dangor, Adalet Bakanlığı Genel Direktörü Avukat Doctor Mashabane ve Cumhurbaşkanı Özel Danışmanı Avukat Nokukhanya Jele yer aldı.

Dünyanın farklı ülkelerinden üst düzey siyasetçilerin de yer aldığı heyete, Adalet Bakanı Lamola başkanlık etti. Heyette İngiltere İşçi Partisi'nin eski lideri Jeremy Corbyn de bulunuyordu.

ANBEAN YAŞANANLAR:

15.20: İsrail ekibi sözlü savunmalarını tamamladı ve UAD Başkanı Joan Donoghue bugünkü duruşmaları sona erdirdi. Böylece Güney Afrika'nın İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşında soykırım yaptığı iddiasıyla açtığı davanın iki gün süren duruşması da sona ermiş oldu. Donoghue ayrılmadan önce mahkemenin kararını önümüzdeki günlerde açıklayacağını söyledi.

15.11: Noam sunumunu tamamlamadan önce, geçici tedbirlerin uygulanması için gereken standartların "telafisi mümkün olmayan zarar ve aciliyet" karşılanmadığını çünkü İsrail'in Gazze'deki insani krizi ele almak için adımlar attığını iddia etti.

İsrail'in tüm yasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve Güney Afrika tarafından talep edilen dokuz geçici tedbirin her birinin "yersiz ve önyargılı" olduğunu da sözlerine ekledi. Gilad, "İsrail, karşılaştığı zorluklarla mücadele ederken uluslararası hukuka uyma kararlılığını sürdürmektedir" dedi.

15.09: İsrail savcı yardımcısı Noam, Güney Afrika'nın geçici tedbirler için gerekli gerekçeleri sunamadığını söyledi. Noam nedenlerini sıraladı, "Başvuran İsrail ve Güney Afrika arasında herhangi bir anlaşmazlık olduğunu göstermemiş ve mahkemeyi böyle bir anlaşmazlığın var olduğuna inandırmaya çalışmıştır. Başvuran, mevcut koşullarda korunması gereken makul hak koşullarını yerine getirememiştir. Bu yargılamalara konu olan olaylar, Hamas tarafından kışkırtılan ve uluslararası insancıl hukukun yasal çerçevesine tabi olan bir savaş çerçevesinde meydana gelmektedir. Soykırım Sözleşmesi'nin kapsamına girmemektedirler."

15.01: Gilad Noam, UAD duruşmasında konuşmasına başladı. Noam, Güney Afrika'nın Gazze'deki Filistinlilerin daha fazla zarar görmemesi için "geçici tedbirler" alınması gerektiğini gösteremediğini söyledi.

14.35: Daha önce eski Yugoslavya için kurulan ceza mahkemesinde görev yapan uluslararası avukat Christopher Staker, şimdi İsrail'in savunmasını üstlendi. Staker açılış konuşmasında Güney Afrika'nın İsrail'e Gazze'deki askeri operasyonlarını derhal durdurması için yaptığı çağrının "hayret verici" olduğunu söyledi.

14.34: Duruşmada İsrail'i temsil eden Sender, İsrail'in "özellikle Gazze'deki Filistinli sivillerin haklarını tanımayı ve sağlamayı amaçlayan somut önlemlerin yasal testini şüphesiz karşıladığını" iddia ediyor. Sender ayrıca İsrail'in insani yardımın Gazze'ye girmesini sağladığını ve Gazze Şeridi'ne girebilecek su miktarında herhangi bir kısıtlama olmadığını iddia ediyor.

Sender, gıda kamyonlarının şeride girebildiğini, hasta ve yaralıların Mısır'a geçmesine izin verildiğini söyledi. Bu gelişmeler, İsrail'in savaşın ilk günlerinde kuşatma altındaki bölgeye su ve gıda akışını kesmesinin ve İsrail saldırıları nedeniyle tahrip olan sağlık altyapısının ardından geldi.

14.14: İsrail'in bir sonraki temsilcisi, Tel Aviv'de S Horowitz & Co için çalışan bir avukat olan Omri Sender söz aldı.

14.11: Raguan, Güney Afrika, İsrail'in "kasten ve hukuka aykırı olarak" evleri yıktığını söylüyor. Ancak, Hamas'ın eylemleri sonucunda 'yerel askeri hedeflere' verilen zararın soykırımın kanıtı olmadığını, Hamas'ın hastaneleri askeri amaçlarla kullandığını ileri sürdü.

Sözlerine devam eden Raguan, İsrail'in hastaneleri bombalamadığını, ancak hastanelerin "çevresinde" "çatışmaların sonucu olarak" hasar ve zarar meydana geldiğini iddia ediyor. İsrail ordusunun herhangi bir saldırı başlatmadan önce uyarıda bulunduğunu dile getiriyor.

14.06: İsrail Adalet Bakanlığı'nda uluslararası adalet bölümü müdür vekili olan Raguan, Gazze'deki yüksek sivil ölümlerinden Hamas'ı sorumlu tutarak sözlerine başladı. Raguan, "Şehir savaşları her zaman sivillerin zarar görmesiyle sonuçlanacaktır. Bunlar askeri hedeflere yönelik saldırıların istenmeyen ama yasal sonuçları olabilir. Soykırım eylemi teşkil etmezler" dedi.

Gazze'deki sivil kayıpların Hamas'ın "sivil nüfusun arasına" yerleşme stratejisi nedeniyle daha da kötüleştiğini belirten Raguan, Hamas'ın saldırılarını okullardan, hastanelerden ve diğer sivil alanlardan gerçekleştirdiğini söyledi.

İsrail, 7 Ekim'den bu yana hak örgütleri tarafından gazeteciler ve sağlık personeli de dahil olmak üzere sivil hedeflere kasıtlı olarak saldırı düzenlemekle suçlanıyor.

13.49: UAD'deki duruşma, davada İsrail'i temsil edecek bir sonraki kişi olan Galit Raguan ile yeniden başladı.

13.32: Duruşmaya ara verildi.

13.20: Shaw, Güney Afrika'nın İsrail'in soykırım yaptığı yönündeki iddialarını dikkate alırken, liderlerinin davranış ve direktiflerini dikkate alması gerektiğini söyledi ve bireysel askerler tarafından gerçekleştirilen olası ihlallerin mutlaka devlet politikasını yansıtmadığını da sözlerine ekledi.

Shaw, İsrail ordu komutanları ve bakanlarının, ordunun askeri hedeflere odaklanması ve sivil kayıplarını en aza indirmesi yönünde çağrıda bulunan birçok açıklamasına dikkat çekti.

İSRAİL'DEN GÜNEY AFRİKA'YA SUÇLAMA

13.00: Shaw'un açılış konuşmalarının kısa bir özeti:

''Güney Afrika bu konuya sanki İsrail ile bir anlaşmazlık varmış gibi yaklaştı. Dün konuşan Güney Afrika temsilcisi Profesör Duggard'ın iki tarafın "anlaşmazlık içinde" olduğu yönündeki iddialarına değindi ve bunun yerine "anlaşmazlık" olduğunu ekledi. Daha sonra Güney Afrika'nın İsrail'le temas kurmaya ve diyalog başlatmaya çalıştığı yönündeki iddialarını sorguluyor. Bunun yerine İsrail'in ikili görüşmeler başlatmaya çalıştığını ve bunun yerine Güney Afrika'nın UAD davasına devam ettiğini söylüyor Güney Afrika İsrail'in teklifini kabul etseydi, taraflar mahkemede görüşülecek bir anlaşmazlık olmadığına karar verebilirdi.''

Shaw, soykırım niyetine dair kanıtların eksik olduğunu ekledi.

12.50: Uluslararası hukuk profesörü İsrail'in söz alan bir sonraki yasal temsilcisi Malcolm Shaw sözü aldı:

''İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını değerlendirmenin doğru bağlamı Hamas'ın 7 Ekim saldırısıdır.''

''Hamas'ın saldırısı İsrail'e uluslararası hukuku ihlal etme hakkı vermezken, İsrail'in insani hukuk uyarınca kendisini savunma hakkına sahip olduğu anlamına geliyor.''

''İsrail aleyhindeki dava yalnızca 'uluslararası hukuk ihlalleri arasında kötülüğün simgesi olarak tek başına duran' soykırım suçlamalarıyla ilgilidir. Soykırım suçlaması yanlış tesviye edilirse 'bu suçun özü kaybolur.''

12.35: Tal Becker açılış konuşmasında, İsrail'in Gazze'deki çatışmalara son vermesi için geçici tedbirler alınması çağrılarının "geçerli olamayacağını" çünkü İsrail'in kendini savunma hakkı olduğunu söyledi. Avukat bunun yerine mahkemenin Hamas ile yakın ilişkiler içinde olmakla suçladığı Güney Afrika'ya karşı geçici tedbirler uygulaması gerektiğini söyledi.

12.27: İsrail'in avukatı: Gazze'deki askeri operasyonların sona erdirilmesi çağrısı "vicdansız bir talep"

12.25: Becker, mahkemenin Gazze'deki savaşın çıkışına dair fikir vermesi açısından bazı görüntüleri görmesinin önemli olduğunu söyledi. Becker, "İsrail'in karşı karşıya olduğu tehdidin niteliğini ve buna karşı koyan silahlı gücün acımasızlığını ve kanunsuzluğunu takdir etmeden Gazze'deki silahlı çatışmayı anlamak mümkün değildir" dedi.

''DÜN 7 EKİM OLAYLARI GÖRMEZDEN GELİNDİ''

12.17: İsrail Dışişleri Bakanlığı Hukuk Danışmanı Tal Becker, Gazze'deki eylemlerinin Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısının ardından meşru müdafaa eylemi olduğunu dile getirdi.

Tal Becker: Hamas “toplu bir katliam” gerçekleştirdi. Dün yapılan davada 7 Ekim olayları görmezden gelindi.

12.05: Açılış konuşmalarını İsrail adına İsrail Dışişleri Bakanlığı hukuk danışmanı Tal Becker yaptı.

Tal Becker, "Güney Afrika, İsrail'e karşı soykırım terimini silah olarak kullanmaya çalıştı. Güney Afrika 'çarpık bir olgusal ve hukuki tablo' ortaya koydu." ifadelerine yer verdi.

12.00: Güney Afrika'nın İsrail'e açtığı davanın ikinci duruşması başladı.

GÜNEY AFRİKA TEZLERİNİ SOMUT KANITLARLA SUNDU

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, İsrail'in Gazze'deki fillerinin Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle UAD'da açtığı davanın ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin ilk duruşması dün yapıldı.

Duruşmanın ilk gününde UAD yargıçları, Güney Afrika'nın ihtiyati tedbir taleplerini dinledi ve Güney Afrika tarafı, İsrail'e yönelik suçlamalarını gerekçe ve delilleriyle Divan'a sundu. Güney Afrika tarafını temsil eden avukatların yaptığı etkili sunumlar duruşmaya damgasını vurdu ve dünyanın dikkatini dava sürecine çekti.

Merkezi Hollanda'nın Lahey kentinde yer alan UAD'daki duruşmada Güney Afrika tarafını temsil eden hukukçular, İsrail'in "Gazzelilere yönelik bilinçli eylemlerinin soykırım niyetini kanıtladığı" suçlamasını yöneltti.

"SOYKIRIM NİYETİ"

Güney Afrika'yı temsil eden avukatlardan Tembeka Ngcukaitobi, genellikle bu tür davalarda kanıtlanması en zor olan, İsrail'in Gazze'deki Filistinlilere yönelik "soykırım niyeti" konusunu ele aldı.

"İsrail'in siyasi liderleri, askeri komutanları ve resmi görevlerdeki kişiler sistematik olarak ve açıkça soykırım niyetlerini beyan ettiler." diyen Ngcukaitobi, bu açıklamaların daha sonra Gazze halkını ve Gazze'nin fiziki altyapısını tahrip ederken sahadaki askerler tarafından tekrarlandığını anımsattı.

Güney Afrika'yı temsil eden avukatlardan Blinne Adila Hassim, Divan'a, İsrail'in Gazze'deki Filistinlilerin "toplu katliamını" da içeren Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesini ihlal ettiğini söyledi.

"Gazze'deki Filistinliler nereye giderse gitsinler pervasız bombalara maruz kalıyorlar." diyen Hassim, Gazze'de 1800'den fazla Filistinli ailenin birden fazla üyesini kaybettiğini ve çok kuşaklı yüzlerce aileden geriye kimsenin kalmadığını anlattı.

"TARİHTE KURBANLARIN CANLI YAYIMLADIKLARI İLK SOYKIRIM"

Güney Afrika'nın hukuk ekibinden İrlandalı avukat Blinne Ni Ghralaigh de Gazze'de "tarihte kurbanların canlı yayımladıkları ilk soykırımın" yaşandığına dikkati çekti.

Ni Ghralaigh, "Gazze'deki soykırım, cep telefonlarımıza, bilgisayarlarımıza ve televizyon ekranlarımıza canlı olarak aktarılan Filistin halkına yönelik soykırımın dehşetine rağmen kurbanlarının dünyanın bir şeyler yapabileceği umuduyla kendi yıkımlarını gerçek zamanlı yayımladıkları tarihteki ilk soykırım oldu." dedi.

Davacı avukatlarından Vaughan Lowe, İsrail hükümeti, ordusu ve yönetiminin soykırım söylemlerinde bulunduğunu ve "soykırım niyetini" açığa vurduğunu belirterek, "Mesele şu ki soykırım yasağı mutlaktır, emredici bir hukuk kuralıdır. Hiçbir şey soykırımı haklı gösteremez." dedi.

ABD'DEN UAD'DE "SOYKIRIM" SUÇLAMASIYLA YARGILANAN İSRAİL'E DESTEK

7 Ekim'deki Hamas saldırılarının ardından İsrail'in Gazze'deki saldırılarına koşulsuz destek veren ABD, UAD'deki "soykırım" davasında da Tel Aviv'in yanında durduğunu açıkladı.

Günlük basın brifinginde konuyu değerlendiren Kirby, İsrail aleyhindeki "soykırım" suçlamalarının "temelsiz" olduğunu düşündüklerini ve bu suçlamanın çok ağır bir eylem olduğunu belirtti.

İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonları sırasında sivillere zarar vermeme veya sivil kayıplarını azaltma konusunda daha hassas olması gerektiğini birçok kez dile getirdiklerini belirten Kirby, buna karşın Gazze'de bir "soykırım" olduğuna inanmadıklarını vurguladı.

UAD yargıcının İsrail'in Gazze'deki operasyonunu durdurması gerektiği yönündeki açıklamasına atıf yaparak "ABD bu talebe uymuyor, bu durumda yönetiminiz UAD kararlarını ihlal mi ediyor?" sorusunu yanıtlayan Kirby, ABD'nin herhangi bir uluslararası hukuk ilkesini ihlal etmediğini savundu.

Kirby, İsrail'in mahkemeden ceza alması halinde ABD'nin buna uygun hareket edip etmeyeceği konusunda ise henüz gerçekleşmemiş bir duruma ilişkin yorum yapmayacağını söyledi.