İsrail'i korku saldı, 'İstediklerinizi verelim'
İHH Başkanı Yıldırım, 'İsrailliler sarsılmaz sandıkları ordularının sarsıldığını gördüler, bu sebeple bize diyorlar ki bu davalardan vazgeçin size istediğinizi verelim'
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Mavi Marmara davasıyla ilgili olarak, "İsrailliler sarsılmaz sandıkları ordularının sarsıldığını gördüler, bu sebeple bize diyorlar ki 'Bu davalardan vazgeçin' size istediğinizi verelim" ifadelerini kullandı. Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine, Akdeniz'in uluslararası sularında düzenlenen saldırıya ilişkin dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi'nin de aralarında yer aldığı 4 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam ediliyor.
Duruşma öncesi İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan ve ellerinde Filistin bayrakları taşıyan bir grup, çeşitli sloganlar attı.
Bülent Yıldırım da burada yaptığı açıklamada, Mavi Marmara gemisine saldırı öncesi canlı yayınlar yapıldığı sırada, İsrail televizyonlarının da kendilerine bağlandığını, burada İsrail kamuoyuna, yöneticilerine çağrıda bulunduklarını hatırlatarak, şunları söyledi:
"Çağrımızda, 'Sakın bu gemiyi vurmayın. Böyle bir hata yaparsanız doğacak sonuçlardan kurtulamazsınız. Ancak Gazze'ye girişimize izin verirseniz 2 veya 3 gün dünya gündeminde kalırız sonra tekrar gündemden düşeriz' dedik. İsrail halkına da dedim ki 'Yöneticilerinizin bazen stratejik öngörüleri yeterli değil, bunlar bizi vurmaya kararlılar, sakın bizi vurmalarına izin vermeyin. Bu Türkiye-İsrail ilişkilerini de dondurur, onarılmayacak bir duruma getirir.' Fakat İsrail bu çağrılarımızı dinlemedi. Sadece İsrail mi dinlemedi? Bütün dünyaya da çağrıda bulunduk; 'Buradan bir yere gidemiyoruz. Kaçsak kaçamıyoruz, etrafımız İsrail askerleri tarafından sarıldı.' Dünya şimdi şunu diyorsa 'Biz İsrail'in saldırabileceğini düşünmüyorduk, aniden böyle bir saldırı gerçekleşti, yalan söylüyorlar.' Tam 7 saat dünyaya yardım çağrısında bulunduk."
Mavi Marmara davasının bütün hukuk fakültelerinde ders konusu olduğunu ve İsrail'in hiçbir hukukçuyu kandıramadığını aktaran Yıldırım şöyle konuştu:
"İsrail'in en önemli koruma kalkanı; 'Biz asla yenilmeyiz, asla yargılanamayız, asla eleştirilemeyiz, hiç kimse bize dokunamaz.' Kendi askerlerini kutsamışlardı, 'Siz istediğinizi yapabilirsiniz, gidip Filistinli bir masumu öldürebilirsiniz, bir çocuğu öldürebilirsiniz ama kimse sizi yargılayamaz.' Fakat kendi üst düzey askerleri binlerce yıldan yargılanınca ve İsrail'in dışına çıktığı her an tutuklama korkusuyla büyük bir travma yaşadılar. Çocukluktan itibaren kendilerini süper kahraman gören bu askerler, 'Bize de dokunulabiliyormuş' dediler. İsrail gemiye saldıran askerlerine dedi ki 'Sakın yurt dışına çıkmayın, Türkiye'ye hiç gitmeyin, Türkiye dostu olan ülkelere de hiç gitmeyin. Amerika'ya da hiç gitmeyin' çünkü eyaletlerdeki hukuk gereği tutuklanabilirler. İsrailliler sarsılmaz sandıkları ordularının sarsıldığını gördüler, bu sebeple bize diyorlar ki 'Bu davalardan vazgeçin size istediğinizi verelim.' Bu mahkemeler ne işe yarar diyorlardı. Dua edin. Netanyahu ve kabinesini de mahkeme önüne getireceğiz inşallah."
Yıldırım, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi'nin de aralarında yer aldığı 4 sanık hakkındaki kırmızı bülten çıkarılması talebinin henüz İnterpol'e gönderilmemesini eleştirerek, "Bu ülkede Cumhurbaşkanına, Başbakan ve Dışişleri Bakanına rağmen kendisini devlet gören 28 Şubat zihniyetli insanlar halen var. Biz istiyoruz bu kararı İnterpol'e gönderin" dedi.