İsrail'in Gazze saldırıları politikaların yansıması
İsrailli insan hakları kuruluşu B'Tselem'in raporunda, İsrail'in son saldırılarında Gazze Şeridi'ndeki yüzlerce evin yıkılmasının, İsrailli siyasi ve askeri üst düzey yetkililerin politikalarının yansıması olduğu bildirildi.
İşgal Edilmiş Bölgelerde İnsan Hakları İçin İsrail Enformasyon Merkezi B'Tselem tarafından yayımlanan raporda, "Gazze Şeridi'ne düzenlenen son saldırılarda Filistinlilerin evlerinin yıkılması, askerlerin, pilotların veya saha komutanlarının kişisel eylemi değil, siyasi ve askeri üst düzey yetkililerin politikalarının yansımasıdır" denildi. Raporda, "İsrail hükümeti, ev yıkma siyasetinin ülkesine roket atılmasını engelleyeceğini düşünse de beklenen korkunç sonuçları nedeniyle bu siyasetin uygulanmasının yasak" olduğu ifade edildi. B'Tselem araştırmacılarının yaklaşık 70 olayı derinlemesine incelediği aktarılan raporda, şunlar kaydedildi:
"İncelenen 70 olayda, hayatını kaybeden 606 Filistinlinin çoğu savaşa katılmamıştı. Ölenlerin yaklaşık yüzde 70'i 18 yaş altı, 65 yaş üstü veya kadın."
"İsrail İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne aykırı davrandı"
Raporda, araştırmacı ekibin bulgularına ilişkin şu bilgiler paylaşıldı:
"Söz konusu olguların sonuçları, İsrail ordusunun bazı vakalarda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne aykırı davrandığı ve bunu diğer vakalarda da yaptığına dair ciddi şüphe bulunuyor. B'Tselem araştırmacılarının ev sakinleri ve görgü tanıklarından aldığı bilgiler, yaşananların ne derece korkunç olduğunu yansıtıyor. Tanıklar ve olayı yaşayanlar, evlerinde dahi çocuklarını ve kendilerini koruyamıyor olmaktan dolayı hissettikleri acizlik ve üzüntüyü, ailelerini tamamen kaybetmeleri nedeniyle kaldırılamayacak boyutta duydukları acıyı tekrar tekrar anlatıyor."
Raporda ayrıca İsrail'in "ev yıkım operasyonları"nda askeri hedef kavramının yoruma açık ve kaza sonucu hasar kavramının esnek olması, uyarı sireni bulunmaması veya etkin olmaması nedenleriyle çok sayıda sivilin hayatını kaybettiği vurgulandı.
Hamas'a karşı savaşın büyük zorlukları beraberinde getirdiği işaret edilen raporda, şu sorular soruldu:
"Bu şartlar altında meşru askeri hedefler ve sivillere ait yerler nasıl ayırt edilebilir, eğer Hamas aktivistleri sivillerin yaşadığı alanlardan İsrail'in beldelerine roket atıyorsa savaşa katılmayan sivillerin zarar görmesi nasıl engellenir?"
"Hükümet sorumluluğu üstlenmedi"
B'Tselem'in, İsrail hükümetine veya ordusuna Gazze'deki savaşın idaresine ilişkin somut planlar sunmayı vaat etmediği, bunun bir sivil toplum kuruluşunun görevi olmadığı belirtilen açıklamada, İsrail hükümetinin, insani boyut ve kanunları koruyarak, zorluklarla mücadele etmek için bir yol bulmanın sorumluluğunu üstlenmesi gerektiği vurgulandı.
B'Tselem Genel Müdürü Hagai El-Ad, geçen hafta, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya, hakkındaki iddialara yanıt vermesi için bir mektup göndermişti.
El-Ad mektubunda, "Sizin yönetiminizdeki üst düzey isimler, evlere saldırılmasına destek oldu, defalarca bunun İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne uygun olduğunu iddia etti, sivillerin öldürülmesinin sorumluluğunu üstünden attı ve tüm sorumluluğu Hamas'ın omuzlarına yükledi" ifadelerini kullanmıştı.
Mektupta ayrıca "Bu yorumlar, İsrail'e yönelik iddiaları püskürtme amacı taşıyor. Böylelikle sonucu ne kadar korkunç olursa olsun, Hamas'ın yaptıklarına karşılık verme konusunda herhangi bir sınır olmayacak, meşru tepki olarak kabul edilecek. Bu makul ve yasal bir yorum değil. Bu, 'saldıran tarafın sivil bölgelere yönelik sorumluluktan kurtulamayacağı'nı öngören kanunu, mazmunundan çıkarmaktır" denilmişti.
İsrail'in 7 Temmuz 2014'te Gazze'ye başlattığı ve 51 gün süren saldırılarında 2 binden fazla Filistinli hayatını kaybetmiş, 11 binden fazla kişi yaralanmış ve yaklaşık 92 bin bina zarar görmüştü.