Tgrt Haber

Keskin nişancılarla dolu 'Ölüm ve aşağılama yolu': Güneye sürülen sivillerin yaşadıkları korkunç...

Editör: Berrak Arıcan / Kaynak: Independent Arabia
29 Kasım 2023 11:22 - Güncelleme : 29 Kasım 2023 12:00

İsrail, Gazze'nin kuzeyine saldırdığı süre boyunca insanları güneye sürdü. Yerlerinden edilen siviller, ''Ölüm Yolu'' olarak adlandırdıkları zorunlu göç yolculuklarında yaşadıklarını anlattılar. Yollarda sıklıkla cesetlerle karşılaşan siviller, korku dolu zamanlarda İsrail güçlerinin zulümleri nedeniyle ise ''aşağılama yolu'' nitelendirmesinde bulundular. 

Hamas​'ın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı​ operasyonuna karşılık gerekçesiyle Gazze​'ye haftalarca saldırılar düzenleyen İsrail, bölgenin nüfus yoğunluğu en yüksek kuzeyi ve Gazze şehir merkezindeki Filistinlileri güneye göç etmeye zorladı. Birleşmiş Milletlere göre, Gazze içinde yaklaşık 1,7 milyon Filistinli İsrail'in saldırıları karşısında yerlerinden edilmiş durumda ve büyük çoğunluğu da Gazze'nin güneyinde kalıyor. 

İsrail, zaman zaman güneye sürdüğü sivilleri de hedef aldı. Her fırsatta savaş suçu işlemediğini öne süren İsrail'in zorunlu göçe sürdüğü siviller, yol boyunca cesetlerle karşılaştıklarını, İsrail güçlerinin, silahlarını sivillere doğrultmektan çekinmeklerini anlattılar. 

Hoparlörden Arapça konuşan bir askerin ''Çabuk çabuk! Tek sıra halinde...'' diye bağırdığını söyleyen bir sivil, ''Herkes sola baksın, kimlikleri tek tek kaldırın'' gibi emirlerin verildiğini belirtti.

Keskin nişancılarla dolu 'Ölüm ve aşağılama yolu': Güneye sürülen sivillerin yaşadıkları korkunç...

''NAMLULARI SİVİLLERE DOĞRULTUYORLAR''

Güneyden Selahaddin Caddesi üzerinde özellikle Vadi Gazze'nin ardında, İsrail ordusunun konumlandığını belirten siviller, her iki yanına birkaç metre uzanan büyük bir askeri kışla inşa edildiğini, yolun ortasında ise bir kontrol noktası olduğunu anlattılar. İsrail güçlerinin oluşturduğu kum tepeleri nedeniyle ise yolların daha da virajlı hale geldiğini söyleyen siviller, iki kişinin yan yana yürümesinin ise mümkün olmadığını, sadece bir kişinin geçebileceği kadar yer bırakıldığını ifade ettiler.

Tankların namlularının yerinden edilmiş sivillere doğrultulduğunu söyleyenler, yerinden edilenlerin yüzlerini tanıyabilen bir gözetleme sistemi kurulduğunu da belirttiler.

Keskin nişancılarla dolu 'Ölüm ve aşağılama yolu': Güneye sürülen sivillerin yaşadıkları korkunç...

''ÖLÜM VE AŞAĞILAMA YOLU''

Independent Arabia'ya konuşan Suzan Basal, Selahaddin Caddesi üzerinden güneye yöneldiğini, ordunun belirlediği "güvenli koridor" güzergahını takip ettiğini söylediği açıklamalarında başına gelenleri şöyle anlattı:

"Bunun bir hayatta kalma yolu olduğunu düşünmüştüm. Ancak araçların yasaklandığı, 14 kilometreden fazla bir mesafede yalnızca yürümeye izin verilen bir 'aşağılama koridoru' ve 'ölüm yolu' olduğunu anladım. Bombardımandan kaçanlar, binaların üzerinde tanklar, askerler ve keskin nişancılarla dolu yol boyunca beyaz bayraklar taşıyarak gruplar halinde yürüdü.''

''Kontrol noktasında asker benden sıranın dışına çıkıp çantalarımı çamur yığınının üzerine koymamı istedi. Oradaki bir deliğe inmemi, bileğimdeki altınlar dahil olmak üzere tüm kıyafetlerimi, hatta iç çamaşırımı dahi çıkarmamı emretti. Bu durum en az bir saat sürdü. Bu sırada sözlü tacize uğradım. Ölüm tehdidi ile kıyafetlerimi çıkardım. Hava soğuktu. Herkesin önünde askerler bana Hamas veya Gazze Şeridi'ndeki durum hakkında hiçbir soru sormadı. Askerlerin emirlerine uymaktan başka seçeneğim yoktu.''

Keskin nişancılarla dolu 'Ölüm ve aşağılama yolu': Güneye sürülen sivillerin yaşadıkları korkunç...

MÜCEVHERLERİNE VE ÇANTALARINA EL KOYDULAR

Serbest bırakılması ardından ordunun izni olmadığı için çantalarını ve mücevherlerini almayarak yürüyüşüne devam ettiğini, tankların önüne yürüdüğünü anlatan Suzan, canını kurtarmak için insanlık dışı bir koridor üzerinde 14 kilometre yol kat ettiğini, yolculuğunun 10 saatten fazla sürdüğünü belirtti. 

Keskin nişancılarla dolu 'Ölüm ve aşağılama yolu': Güneye sürülen sivillerin yaşadıkları korkunç...

''BİRÇOK CESET GÖRDÜM... ONU DA VURDULAR...''

Zorunlu göçe sürülenlerden biri olan Tamer el-Acle ise keskin nişancılar tarafından ateşe tutulduğunu söyledi. Tankların yakınına varır varmaz, askeri araçların yerinden edilmiş insanların üzerine toprak atmaya başladığını, ardından bazı gençlerden insanların önünde tüm kıyafetlerini tamamen çıkarmalarının istendiğini bildirdi.

Acle, açıklamalarına şöyle devam etti:

''Benden bir çukura inmemi istediler, sorguya çekildim ve ailemden koparıldım. Askerlerin akıbetini bilmediğim bir genci nasıl vurduklarını izledim. 6 kişiyi silah zoruyla İsrail bayrağı önünde diz çökmeye zorladılar.''

''Bana kömüre dönmüş arabaların, harap olmuş sokakların üzerinden sarkan elektrik kablolarının ve kimliği belirsiz cesetlerin arasında yürümemi emrettiler. Darp edildim. Zira 'hayatta kalma geçişi', 'ölüm yolu'  olduğunu düşündüğüm bir koridordan aşağıya yürümeye karar verdim. Orası cehennemdi.''

Acle, "Yerinden edilenmiş kişileri öldüren askerler, bu insanları hayalleri ya da hikayeleri olmayan birer sayı olarak görüyor. Çocukların çığlıklarını duydum, birçok ceset gördüm. Yerinden edilmiş insanlardan biri aşağı inip bir cesedi görmeye çalışırken askerler onu da vurdu, akıbetini bilmiyorum" diye konuştu.

Kaynak: Independent Arabia
500
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...