Pekin'in havası öldürüyor
Çin’in altı eyaletinde duman nedeniyle alarm verildi. Pekin’de hava kirliliği yüzünden rahatsızlanan insanlar hastanelere koşarken, çoğu kişi çareyi maskelerde arıyor
Çin’de hava kirliği nedeniyle tehlikeli bölgeler artıyor. Çin’in başkenti Pekin’de cuma gününden beri ikinci yüksek alarm seviyesi turuncuya geçildi. Pekin ve Tianjin’in yanı sıra Hebei, Shanksi, Shandong, Henan, Shaanksi ve Lianong eyaletlerinde de alarm verildi. Başkentte çok sayıda kişinin solunum, kalp ve dolaşım sistemi rahatsızlıkları nedeniyle hastanelere koştuğu belirtildi. Sağlık yetkilileri, yaşlı insanlara ve çocuklara sokak çıkmama tavsiyesinde bulundu. 20 milyon Pekinliye ise sokağa çıkarken solunum maskesi takması tavsiye edildi.
Hava kirliliğinden yangın fark edilmedi
Geçen yıl Çin’in doğusundaki Zeşiang eyaletinde bir mobilya fabrikasında yangın çıktığında önce kimse farkına varmamıştı. Devlet haber ajansı Şinhua, bölgede havadaki sis ve duman o kadar yoğundu ki saatlerce kimse yangın nedeniyle oluşan ateş ve dumanı fark etmedi ifadelerini kullandı.
Çin’in pek çok kentinde, hava kirliliği alarm verici düzeye ulaştı. Resmi verilere göre, Pekin'de normalde bir metreküp havada ortalama parçacık büyüklüğü 2,5 mikrometre olan 89,5 mikrogram toz bulunuyor. Bu parçacıklar sağlık açısından çok tehlikeli olarak nitelendiriliyor çünkü çok küçükler ve akciğerlere oradan da dolaşım sistemine kolayca ulaşabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nce açıklanan değerlere göre, havada metreküp başına 10 mikrogram toz bulunması gerekiyor. Geçen hafta ise bu değerlerin metreküp başına 400 mikrograma çıktığı belirtiliyor. ABD’nin Pekin Büyükelçiliği’nin ölçümlerine göre ise geçen hafta havada metreküp başına 300 mikrogram toz parçacığı bulunuyordu.
Çin hükümeti, her yıl 500 bin kadar insanın hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybettiğini bildirdi. Washington Üniversitesi ve Dünya Sağlık Örgütü'nün bir çalışmasında ise yılda 1 milyon 200 bin ölümden bahsediliyor.
Şanghay Sosyal Bilimler Akademisi tarafından şubat ayı başında yayınlanan bir çalışmada, Çin’in başkentinin insanlar için neredeyse yaşanmaz durumunda olduğuna vurgu yapıldı. Bu haber özellikle internette çok hızlı yayıldı. Çin‘in kısa mesaj platformu Siba Weibo’da binlerce alaycı yorum yer aldı. Ta ki sansürle iletiler silininceye kadar…
Öte yandan Pekin’in havanın en kirli olduğu diğer 10 kent arasında bile bulunmadığı belirtiliyor. Pekin Kamu ve Çevre İşleri Enstitüsü’nün Direktörü Ma Jun, diğer pek çok kentte kirlenmenin çok daha kötü olduğunu kaydetti. Sorunun bir kentin hâlâ yaşanabilir olup olmadığı olduğunu ifade eden Ma, “Pek çok insanın başka seçeneği yok. Kenti terk edemiyorlar” diyor.
Eylem planı
Yıl başından bu yana 15 bin fabrikanın zararlı madde atıklarını kamuoyuna açıklaması gerekiyor. Geçen yıl sonbaharda Çin Devlet Konseyi hava kirliliğiyle mücadele için bir eylem planı kararlaştırdı. Plana göre, üç ana bölgede (Shanghay’daki Yangtse Deltası, Guanzhou’daki İnci Nehri Deltası ile Pekin ve çevre eyaletler) 2017 yılına kadar hava kirliliğinin büyük oranda azaltılması hedefleniyor. Pekin'de maksimum metreküp başına 60 mikrogram toz değerine ulaşılması bekleniyor ancak bu oran da Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği verilerden altı kat fazla. Greenpeace’in Çin şubesinden Huang Wei eylem planını memnuniyetle karşılasa da yeterli bulmuyor. Huang, “Eylem planının sadece ana bölgeleri değil daha fazla bölgeyi içermesi için uğraşıyoruz” diyor.
Eylem planında ayrıca, 2017 yılına kadar çelik, alüminyum ve kimya fabrikaları gibi ağır sanayi endüstrisinin ulusal sanayi parkı içindeki payının azaltılması da yer alıyor. Enerji verimliliğinin artırılıp, eski ve zararlı madde atığı çok olan araçların trafikten çekilmesi de plan kapsamında. Çin’de otomobil sayısı, 2000 yılında 16 milyonken şu anda 100 milyona çıkmış durumda. Ayrıca elektrik üretiminde kömürün payının da 2017 yılına kadar şu anki yüzde 70’ten yüzde 65’e düşürülmesi hedefleniyor. Ancak Uluslararası Enerji Ajansı’nın tahminlerine göre, Çin’in kömür ihtiyacı 2018 yılına kadar yeniden artacak. Greenpeace'ten Huang Wei, sansüre rağmen kamuoyunun hükümeti baskı altına aldığını belirtiyor ve ekliyor: “Havadaki duman gitmediği sürece, insanlar memnun olmayacak. Hükümetin duman sorunuyla nasıl başa çıkacağını takip edecekler.”