'PKK ana gövde, PYD bunun parçası'

Suriye'de, Kürt kökenlilerin  oluşturduğu bazı yapıları baskılarla bölgeden uzaklaştıran ve binlerce insanı  göçe zorlayarak yerinden ettiği Uluslararası Af Örgütünün raporlarına yansıyan  PYD'nin, terör örgütü PKK ile ortaklığını ispatlayan delillere rağmen ABD ve bazı  Avrupa ilkelerince desteklenmesi, Fırat Kalkanı Harekatı'nın ardından yeniden  gündeme geldi. 
 
 PKK'nın, örgüt mensuplarını PYD saflarında savaşması için Suriye'ye  yolladığı, PYD kamplarında eğitim alan teröristlerin PKK'ya destek amacıyla  Türkiye'ye geçtikleri, daha önce yakalanan örgüt mensuplarının ifadeleriyle de  ortaya çıkması dikkati çekmişti.
 
 Teröristlerin ifadeleri ortaklığı kanıtlıyor
 
 Şanlıurfa'da 3 Mart'ta sınırı geçmeye çalışırken yakalanan PYD/YPG'li  keskin nişancılar, ifadelerinde PKK ile PYD arasındaki ilişkiyi anlattı.
 
   Terörist Mesut C, ifadesinde PYD yönetiminin kararıyla PKK'ya destek  için Diyarbakır'ın Sur ilçesine keskin nişancı olarak gönderildiğini, PYD  yönetiminin PKK'ya destek için özellikle keskin nişancı eğitimi almış kişileri  Türkiye'ye gönderdiğine dikkati çekti.
 
 "Tirej" kod adlı terörist Abdurrahman P. de 2014'te terör örgütüne  katıldığını, ardından keskin nişancı eğitimi için Kandil'e gittiğini ve PYD/YPG  saflarında savaşmak amacıyla Kobani'ye geçtiğini söyledi.
 
 Terörist Abdurrahman P. ise PKK'nın Sur ve Nusaybin'de çatışmak için  PYD/YPG'den keskin nişancı talebinde bulunduğunu itiraf etti.
 
Ceylanpınar'da 10 Ocak'ta sınırı geçmeye çalışırken yakalanan PYD'li  "Andok Agir" kod adlı Mehmet Ali B. (21) ve "Dijvar" kod adlı Gıyasettin K. (19),  jandarmadaki ifadelerinde Nusaybin'e PKK'ya destek için gittiklerini kaydetti.
 
 Akçakale'nin Yazlıca bölgesinde 24 Şubat'ta sınırı geçmeye çalışırken  yakalanan PYD'li Cahit O, PKK'ya yardım için Sur'a gitmeye çalıştığını itiraf  etti. Terör örgütü üyesinin verdiği ifade doğrultusunda Akçakale merkezde  yakalanan "Acec" kod adlı Muhammed H'nin PKK/PYD'nin bölge kuryeliğini yaptığı  öğrenilmişti.
 
   Bilinen fakat görmezden gelinen bir ortaklık
 
Şanlıurfa'nın Suriye sınırındaki Ceylanpınar Belediye Başkanı Menderes  Atilla, yaptığı açıklamada, terör örgütleri PKK ve PYD'nin sadece isimlerinin  farklı, aslında her yönüyle aynı olduklarını söyledi.
 
Suriye'de örgütlenen ve belli güçler tarafından meşru gösterilmeye  çalışılan PYD'nin kamplarında da terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın  fotoğraflarının bulunduğunu anlatan Atilla, iki örgütün de aynı üst akıl  tarafından yönetildiğini vurguladı.
 
  Atilla, PKK ve Suriye'deki uzantısı PYD'yi ayırmanın mümkün  olamayacağını dile getirerek, şunları kaydetti:
 
 "PYD'nin kurucusu Fehman Hüseyin, yıllarca PKK saflarında eğitim görüp  savaşmış ve daha sonra Abdullah Öcalan'ın talimatıyla PYD'yi kurmuştur. Her iki  örgütün kamplarında ve kıyafetlerinde Öcalan'ın resimleri mevcut. Sınırımızda  yakalanan PYD'liler de PKK kamplarında eğitim aldıklarını ve oradan aldıkları  emirle Suriye'ye geçtiklerini itiraf ediyor zaten. Bunların üst yönetimi,  eğitimleri, stratejileri, hedefleri aynı, hepsi bir. Sadece bunların baronları  işini daha iyi yapabilmek için farklı isimler kullanıyor.
 
Şimdi PYD'nin PKK bağlantısı iyice anlaşılınca Suriye'de farklı bir  isimde yapılanmaya gidiyorlar, bunlar hep hedef şaşırtmadır. Hatta DAEŞ bile  bunlarla aynı amaca hizmet ediyor, bunların patronları PYD'yi şirin gösterebilmek  için ona hizmet eden cani DAEŞ'i ortaya sürdü. Örneğin, bizim Ceylanpınar'ın  karşısındaki Rasulayn, ÖSO'nun kontrolündeydi, DAEŞ gelip burayı aldı. Bir gün  sonra PYD, tek kurşun atmadan burayı ele geçirdi. Bu teröristlerin hepsi aynı,  aralarında zerre fark yok. PKK ve PYD'nin aynı olmadığına sağır sultan bile  inanmaz."
 
 "Kimse inkar edemez"
 
 Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Emin Bozoğlan da PKK ve PYD terör  örgütlerinin birbirinin devamı gibi olduğunu anlattı.
 
  İki örgüt arasında şekilsel olarak küçük farklılıklar gösterilmeye  çalışılsa da her ikisinin aynı amaca hizmet ettiğine dikkati çeken Bozoğlan,  "Türkiye'de yaşanan terör olayları ve Suriye'nin kuzey bölgesinde yaşanan zulüm,  aynı ortak aklın ürünü. Türkiye'de PKK, Suriye'de ise PYD aynı işlevi görüyor.  Bölgede maalesef bunlar yüzünden ciddi sıkıntılar yaşanıyor, terör örgütleriyle  barış ve huzur sağlanamaz. PKK ve PYD arasındaki bağlantıyı kimse inkar edemez,  şekilsel olarak bazı ufak farklılıkları olsa da kamuflajın bir önemi yok, önemli  olan kafa yapısıdır." diye konuştu.
 
Araplar Yardımlaşma Derneği (ARAP-DER) Genel Başkanı Şükrü Kırboğa da  PKK ve PYD'nin aslında aynı örgüt olduğunu ve bu konunun tartışılmasının bile  yersiz olduğunu söyledi.
 
 Suriye'nin Kobani (Ayn el Arap) kentinde PYD ve DAEŞ arasındaki  çatışmalarda ölenlerin büyük bölümünün Türkiye vatandaşı olduğuna işaret eden  Kırboğa, bunların PKK kamplarında eğitim aldığını anımsattı.
 
 Kırboğa, tüm dünyanın bu iki terör örgütünün aynı yapıya hizmet  ettiğini bildiğini vurgulayarak, şu tespitlerde bulundu:
 
"PKK ana gövdedir, İran'da PJAK olarak faaliyet gösterir, Suriye'de  ise PYD olarak anılır. Bütün bu örgütlenmelerin alt silahlı grupları vardır. YPJ  gibi ama ana damar yine PKK'dır. Aynı hedefe hizmet eder, aynı şer güçler  tarafından desteklenirler, ellerindeki silahlar aynı, üniformaları, aynı eğitimi  görüyorlar. Batı ve ABD, bu yetiştirdiği örgütü dünya terör listesinde gösterip  algı üretmektedir. Suriye ve Batı, terör listesine koyduğu örgütle çalışmalarının  kendileriyle çelişecek olması nedeniyle PKK içindeki militan kadrosunu PYD gibi  bir isim altında toplayıp Suriye'de savaştırmaktadır. İkisinin aynı olduğunu  bizzat ABD Savunma Bakanı Ashton Carter ve ABD'li Senatör Lindsey Graham  söylüyor.
 
ABD Savunma Bakanı bile PYD'nin, PKK ile aynı olduğunu itiraf etmişti.  Gel gör ki bunlar insanın aklıyla adeta dalga geçip, bu iki vahşi örgütün farklı  olduğu imajını vermeye çalışıyorlar."