Sabıkalı Yunanistan, Osmanlı'dan tek eser bırakmadı
Ayasofya hakkında sert eleştirilerde bulunan Yunan makamları binlerce Osmanlı eserini gözlerini kırpmadan ortadan kaldırdı.
Ekrem Hakkı Ayverdi'nin tespitlerine göre Yunanistan’da Osmanlı'dan kalan 2 bin 336 cami ve mescit bulunuyordu. Ancak, bugün sayılı caminin bulunduğu Batı Trakya, Rodos ve İstanköy'de yeni cami yapımı ve tamiri ise izne bağlı. Ayasofya hakkında yenilir yutulur şeyler söylemeyen Yunan makamları binlerce Osmanlı eserini gözlerini kırpmadan ortadan kaldırdı. 1913'ten beri, her biri tarihi ve mimari kıymeti haiz medreseleri, çeşmeleri, sebilleri ve türbeleri imha ediyorlar. Geliri büyük oranda turizme bağlı olan ülkenin böyle bir şeyi neden yaptığı bilinmezken, Türk turistlere hangi eserleri gösterecekleri ise net değil.
Atina’da mescit yok
On binlerce Müslüman’ın yaşadığı Atina’da şu an bir mescit yok. Dükkana benzer bir bina yapıldı ancak, açılıp açılmamasına yönelik tartışmalar devam ediyor. Halbuki Türkler Atina’ya Yıldırım Bayezid devrinde girer (1397). O günlerde Rumlar Osmanlıdan müşteki değildir, aksine gelmelerini arzular, çünkü Latin (Venedik) tehdidi altındadırlar. Nitekim İtalyanların ilk işi Akropolis’teki bin senelik Parthenon mabedini Katolik kilisesine çevirmek olur.
Müslümanlar da camiye çevirir ama kırıp dökmeden, eserin karakterini bozmadan. Kale dizdarları için mescide ihtiyaç olunca yanına küçük bir minare eklerler. Ardından yine Venedik işgali yaşanır. Komutan Francesco Morosini, İsveç’ten bir topçu (Kont Koenigsmark) getirtir. Hedef güya mescittir, vuracağız derken Akropol’ü dağıtır bırakırlar. Antik sütunlar o yarayı taşır hala.
Venedik saldırıları durunca imar faaliyeti tekrar başlar. İşte Mustafa Ağa (Altı Fıskiye) Camii de o günlerden kalmadır. Hadrianus revaklarının (Roma harabesinin) hemen yanında. Yıllarca metruk ve harap durduktan sonra tamirden geçer ve el sanatları müzesi (Museon Kosmetikon Tekbnon) olarak açılır.
Yunanistan’da minare kesinlikle yasak. Batı Trakya ve Arnavutların ekseriyette olduğu Yanya dışında minare görülmez. 1953 yılında Atina’yı gezen Semavi Eyice’nin notlarında Parthenon’dan başka Eskicami, Bey Camii ve Hacı Ali Camii gibi büyük ve sanatlı camiler vardır.
Antik Agora ile komşu Fethiye Camii daha evvel kışla içinde olduğu için gözden kaçar. Kazıları başlayınca ortaya çıkar. Bunu Mısır hükümeti ister (araları iyi o yıllarda) vermeli olurlar. Tam iş bitecek, “Eskiden kiliseymiş” diye bir şayia çıkarırlar. Beş kemerli son cemaat yeri ile adeta Türk’üm diye bağıran camiyi (Demotika’da Toğan Bey Camii’nin kardeşidir) müminlerden mahrum bırakırlar.
Çelebi’nin anlattıkları
Evliya Çelebi Atina’daki yedi camiden bahseder ayrıca. Yenicami, Softa Camii, Direk Camii ve Küçükcami gibi. Bugün hiçbir iz yok onlardan. Yine Seyahatname’de adı geçen beş tekkeden sadece Akropolis kapısı karşısındaki Hüseyin Efendi Tekkesi kalır, o da Agora kazısı esnasında yıktırılır. İbrahim Efendi Medresesi ve Abdi Bey Medresesi Semavi Hoca’nın ziyaret ettiği yıllarda harap şekilde durmaktadır. Bey Hamamı, Hacı Ali ve Abid Efendi Hamamları sırf bize has oldukları için ortadan kaldırılır.