Türk-ABD ortak askeri harekatı geliyor

Türkiye ile ABD arasında terör örgütü IŞİD’in Suriye ile Irak’taki varlığına karşı ortak mücadele konusunda yürütülen temaslar konusunda, belirli bir mesafe alındı. Bu temasların ardından ortak mutabakat la ilgili Bakanlar Kurulu kararnamesinin imzaya açılma aşamasına geçilmiş olması, İncirlik ve bazı askeri üslerin ABD jetlerine ve silahlandırılmış insansız hava araçlarına açılıp açılmayacağı konusunda merak uyandırdı.
Suruç’taki katliamın psikolojik yansımalarının sürdüğü bir süreçte IŞİD’in lider kadrosuna yönelik bir dizi nokta operasyon için ABD ile Türkiye’nin mutabakata vardığı iddiaları konuşulmaya başlandı. Türkiye’nin bu mücadele sürecinde PYD ile ilgili hassasiyetlerinin de dikkate alınacağı  bir mücadele konsepti üzerinde durduğu belirtildi.
ABD İLE UZLAŞMA SAĞLANDI
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra ABD Başkanı Barack Obama’nın özel temsilcisinin başkanlığındaki heyetin Ankara’da iki gün süre ile yaptığı görüşmeler konusunda şu değerlendirmede bulundu:
"Bu görüşmeler üzerinde niteliğini tam olarak ifade etmeyeceğim ama bir Konsensüs, uzlaşma sağlanmıştır. Bundan sonra yapılabilecek müşterek harekatlar konusunda fikir birliğine, eylem birliğine varılmıştır. Bununla ilgili bir Bakanlar Kurulu kararı imzaya açılmıştır" dedi.
DIŞİŞLERİ’NDE İKİ GÜNLÜK TOPLANTI
Arınç’ın bu açıklamasının çerçevesini  kavramak için  filmi, 7 – 8 Temmuz tarihinde Ankara’da Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan önemli bir toplantıya geri sarmak gerekiyor.
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu'nun başkanlığındaki Türk heyeti ile ABD Başkanı Barack Obama'nın terör örgütü IŞİD'e karşı küresel koalisyon için özel temsilcisi emekli general John Allen'in başkanlığındaki ABD heyeti arasında iki gün süren görüşmeler 8 Temmuz’da sona ermişti.
ABD'nin IŞİD liderlerini vurma planı çerçevesinde müzakerelerde Türkiye'de İncirlik başta olmak üzere bazı askeri üslerin ABD hava kuvvet unsurları tarafından kullanılması talebi üzerinde de görüşmeler yapılmıştı. Türkiye, Suriye içinde uçuşa yasak ve güvenli bölge planları ile PYD'nin etkinliğine karşı karşı aldığı askeri önlemlerle ilgili görüşlerini ABD tarafına aktarmıştı.
Heyetlerarası görüşmede Allen’nin yanı sıra ABD Savunma Bakanlığı Siyasi Planlamadan Sorumlu Müsteşarı Christine Vormuth da yer almıştı.
Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey kaynaklar, Türkiye ile ABD heyetleri arasında süren iki günlük görüşmelerle ilgili şu değerlendirmede bulundu:
"DEAŞ ile mücadele konusunda uluslararası koalisyonun bir parçası olan Türkiye, NATO müttefiki ABD ile uzun zamandır birlikte çalışmaktadır.
Toplantıda, bu çalışmaların daha da derinleştirilmesi, işbirliği ve eşgüdümün daha da kuvvetlendirilmesi konularında görüş alışverişinde bulunulmuştur. Görüşmede, bu işbirliğinin daha da pekiştirilmesi konusundaki seçenekler, bölgedeki son güncel gelişmeler ışığında ele alınmıştır. Tabiatıyla ABD ile çalışmalarımız önümüzdeki dönemde de devam edecektir."
Ankara'da ABD'nin IŞİD'e karşı hava saldırıları için İncirlik başta olmak üzere bazı askeri üsleri kullanma talebinde bulunduğu konuşuluyordu.  ABD; ayrıca İHA'ları silahlandırarak Suriye içinde IŞİD'e karşı kullanmayı da planlıyor. Türkiye ise güvenli ve uçuşa yasak bölge konusundaki görüşlerini ABD'ye iletti. Türkiye, PYD'nin etkinilğinden duyduğu rahatsızlığı ve buna karşı aldığı askeri önlemler konusunda da ABD tarafına hassasiyetlerini aktardı.
Görüşmelerin can alıcı noktalarından birini de, İncirlik'te bulunan ABD'ye ait predatörlerin (İHA) silahlandırılması konusu oluşturdu.
ABD'ye ait predatörler Kuzey Irak ile Suriye'de keşif faaliyetinde bulunuyor. ABD, iki predatörün silahlandırılması talebinde bulunmuştu.
Bu insansız hava araçları, silahlandırılmaları halinde IŞİD'e ait nokta hedeflerin vurulmasında kullanılabilir.
Arınç’ın yaptığı açıklama ve Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nin imzaya açılmış olması, önümüzdeki dönemde Türkiye ile ABD arasında IŞİD’e karşı ortak mücadelenin daha kuvvetli bir biçimde geliştirileceği izlenimine neden oldu. IŞİD’in lider kadrosunun, ana üslerinin ve mali kaynaklarının hedef alınacağı ve örgütün can damarlarının kesilmesine yönelik bir konsept çerçevesinde düğmeye basılacağı yorumları yapılıyor. (Aydın Hasan/Milliyet)