Avrupa'nın en büyük varlık yöneticisinden TL hamlesi!
Avrupa'nın en büyük varlık yöneticisi Amundi’den TL hamlesi geldi. Şirketin üst düzey yöneticisi "Birkaç hafta önce az miktarda TL'yi portföye dahil etmeye başladık" dedi.
Avrupa'nın en büyük varlık yöneticisi Amundi, Türkiye’de para politikalarının değişimin etkisiyle TL’ye yönelmeye başladı. Şirket gelecek dönem için TL'nin daha fazla değer kaybedeceği görüşünden vazgeçti.
İLK ADIMI ATTI
Paris merkezli 2 trilyon dolar değerinde varlık yöneten Amundi, TL'deki değer kaybının devam etme ihtimalini göz önüne alarak portföyündeki TL miktarının artışı sınırlı tutuyor. Şirket, TL’nin çok daha fazla değer kaybedeceğine yönelik görüşünden vazgeçerek bu yönde ilk adımını attığını açıkladı.
TL’Yİ PORTFÖYÜMÜZE EKLEMEYE BAŞLADIK
Amundi'nin gelişmekte olan piyasalar sabit gelir birimi eş başkanı Sergei Strigo Reuters'a konuya dair açıklamalar yaptı. Strigo, TL'ye yönelik olumsuz beklentilerini iyileştirme sürecine atıfta bulunarak, "Birkaç hafta önce az miktarda TL'yi portföye dahil etmeye başladık" dedi.
FAİZ KARARI ÇOK OLUMLU
Strigo geçen hafta politika faizinin yüzde 40'a yükseltilmesinin "çok olumlu" olduğunu ve bunun enflasyonla mücadelede ciddiyetin göstergesi olduğunu belirtti. Strigo, "Henüz (portföyümüzdeki) dağılımda TL'nin payını (belirgin) artırmaya hazır değiliz fakat kesinlikle bunu değerlendireceğiz" dedi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN TL AÇIKLAMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir ziyareti sonrasında Türk Lirası ve ekonomi politikalarına ilişkin şu açıklamaları yaptı: Bizim uyguladığımız dezenflasyon programı çok büyük ihtimalle Lira’da reel olarak bir değerlemeye sebep olabilir. Yani Türk Lirası’nın reel olarak değer kaybettiği süreç sona gelmiştir. Özetle Türk Lirası’nın reel olarak değer kazanma ihtimali yüksektir.
Onun için önümüzdeki dönemde biz uyguladığımız sağlıklı politikalar ve yapısal reformlarla yatırımcı güvenini kazanacağız, halen de kazanıyoruz. Bu güven fon akışını tetikleyecek. Fon akışı Lira’da reel değerlemeye sebep olacak. Bu da dezenflasyonu hızlandıracak, büyümenin aşağı yönlü risklerini sınırlayacak. Neticede hem makul düzeyde büyüyeceğiz, hem enflasyon düşecek bu koşullarda. Yani faziletli bir döngüye gireceğiz inşallah.
