Babacan'dan Türkiye hakkında önemli açıklama

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Türkiye bugün bağış alan değil, bağış yapan ülkeler listesine girdi. Geçen sene sadece dış ülkelere yaptığımız bağışlar 2,5 milyar dolara ulaştı. Dünyanın dört bir yanında elimizi uzatmaya çalışıyoruz" dedi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AK Parti Gölbaşı Belediye Başkan Adayı Fatih Duruay'ın proje sunumuna katıldı. Babacan, burada yaptığı konuşmada, 30 Mart seçimlerinin hızla yaklaştığını belirterek, seçimlerin sadece yerel seçim olmadığını, önemli bir demokrasi sınavı verileceğini söyledi. Türkiye'nin son dönemdeki başarılarının bütün dünya tarafından takdir edildiğini belirten Babacan, "Ama bunları çekemeyen, kıskananlar var. Türkiye'nin ve hükümetin başarısından rahatsız olanlar var. Kıskananları, kıskandırmaya devam ettirecek bir seçim sonucu alacağız. Türkiye'yi engellemeye ve başarısını gölgelemeye çalışanlar, partimizi, hükümetimizi ve Başbakanımızı hedef alarak bizlere engel olmak isteyenler 30 Mart günü cevabını alacaklar" diye konuştu. Babacan, halkın olup bitenin farkında olduğuna dikkati çekerek, "kurulan tuzakların" Türkiye'yi hedef aldığını dile getirdi. Babacan, kendi güvenliği ile alakalı en hassas noktaları riske atacak ve devletin itibarıyla oynayacak şekilde komplo kuranlara en iyi cevabı halkın vereceğini ifade etti. Başbakan Erdoğan'ın gittiği her ilde coşku ve sevgiyle karşılandığını vurgulayan Babacan, "Şimdiye kadar görülmemiş kalabalıklar var meydanlarda. Çünkü halkımız bu oyunu anladı" dedi. Babacan, demokratikleşme noktasında birçok adım attıklarını anımsatarak, söz konusu düzenlemeleri milletin egemenliğini güçlendirmek için yaptıklarını dile getirdi. Babacan, dönemlerindeki ekonomik başarılara da değinerek, "Türkiye bugün bağış alan değil, bağış yapan ülkeler listesine girdi. Geçen sene sadece dış ülkelere yaptığımız bağışlar 2,5 milyar dolara ulaştı. Dünyanın dört bir yanında elimizi uzatmaya çalışıyoruz" ifadesini kullandı. Ali Babacan, bu süreçte kültürel mirasa da sahip çıktıklarına işaret ederek, milliyetçiliğin lafla değil icraatla olduğunun altını çizdi.