Bakan açıkladı! 60 bin personel alınacak
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "FETÖ soruşturmaları kapsamında kamudan 70 bin 784 kişi açığa alındı. 2017 yılında 60 bin yeni kişi istihdam edilecek" dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası toplantısında son dönemdeki gelişmeleri değerlendirdi. "Kamuda 2017 yılında 60 bin yeni kişi istihdam edilecek. Bunlar ağırlıklı olarak Milli Eğitim ve Sağlık bakanlıkları ile Emniyet Genel Müdürlüğünde olacak" diyen Müezzinoğlu, FETÖ soruşturmaları kapsamında kamudan 70 bin 784 kişi açığa alındığını dile getirdi.
Kıdem tazminatı yerine getirilecek sistemle ilgili de konuşan Bakan Müezzinoğlu'nun açıklamalarını satır başları şöyle:Şayet bir bölünme riski varsa, parlamenter sistem daha fazla bölünme riskini besliyor.Keşke 15 Temmuz akşamında Sayın Kılıçdaroğlu birazcık ders alabilseydi. Muhtemelen, 15 Temmuz akşamı hangi evde nasıl oturuyorsa, sokaktaki vatandaşı herhalde göremedi. Görse bile okuyamadı.Darbe girişiminin arkasında FETÖ'nün veya Gülen'in olduğu konusunda bir defa kamu vicdanının da yönetim vicdanının da hiçbir tereddüdü yok. Bundan sonraki süreçle ilgili bu millete bela olabilecek, tuzak kurabilecek başta FETÖ'nün mensupları olmak üzere millete ve devlete hizmetle ilgili sorumluluk taşıyan hiç kimse, milletin ve devletin hiçbir kurumunda barınamayacak. Hem milletin parasını alacak, imkanını alacak hem de hainlik yapacak. Buna asla fırsat verilmeyecek, şimdi temizlik süreci 16 Temmuz'dan itibaren olağanüstü hal ile başladı.
131 BİN KİŞİ İÇİN İŞLEM YAPILDI, 70 BİN KİŞİ AÇIĞA ALINDI
Bundan sonraki süreçle ilgili bu millete bela olabilecek, tuzak kurabilecek başta FETÖ terör örgütünün mensupları olmak üzere, millete ve devlete hizmetle ilgili sorumluluk taşıyan hiç kimse, milletin ve devletin hiçbir kurumunda barınamamalı. Hem milletin parasını alacak, imkanını alacak hem de hainlik yapacak. Buna asla fırsat verilmeyecek, şimdi temizlik süreci 16 Temmuz'dan itibaren olağanüstü hal ile başladı. Bu anlamda rakamlar verecek olursak, kamu görevinden çıkarılan personel sayısı 70 bin 784, açığa alınıp soruşturması devam eden personel sayısı 56 bin 575, iade edilen personel sayısı 3 bin 500'ün üzerinde, toplam işlem yapılan personel sayısı da 131 bin. Milli Eğitim Bakanlığından 29 bin 761, Emniyet Genel Müdürlüğünden 10 bin 29, hakim ve savcılardan 3 bin 290, Milli Savunma Bakanlığından 3 bin 677, Sağlık Bakanlığından 2 bin 845, üniversitelerden 2 bin 781 kişinin görevden alındı.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından ise 785 kişinin ihraç edildi. 463 kişinin işe döndü. 284 kişinin ise soruşturması sürüyor.
Mağduriyet edebiyatı yapanlar, aslında yeni bir FETÖ oyununun algısını oluşturmaya çalışıyorlar. Rakamlarına baktığımızda biz 785 ihraç etmişiz, soruşturması devam eden 284 kişi var, iade ise 463. Demek ki iadeyi hak edenlere iade de olabiliyor. Mağdur olan, "Başım dik, alnım ak" diyenlerin başımızın üzerinde yeri var.15 Temmuz'da 246 şehidin, en az dörtte biri ömrünün sonuna kadar engelli kalacak 2 bin 200'e yakın gazinin olduğunu, 80 milyon milletin ağır bir bedel ödedi. Bu mağduriyeti yok farz edip, hızlı karar verme döneminde olabilecek hataları devasa mağduriyet gibi göstermek bir algı operasyonudur. Dikkat ederseniz, CHP burada yine vardır.
DARBENİN 1 NIMARASI
Akıncı Üssü'ndeki görüntülerde, Kemal Batmaz ve Harun Biniş'in daha önce Adil Öksüz ile yurt dışına gittiklerinin, Gülen ile görüştüklerinin net olarak ortaya çıktığı. Bu anlamda zaten kamu vicdanının da AK Parti yönetiminin de başta Sayın Cumhurbaşkanımız, bakanlar bir tereddüdümüz yok, bunun bir numarası belli. Bir numaranın üzerinde akıl hocaları var. Bir numara dediğimizi, Hacivat-Karagöz gibi Türkiye'nin üzerinde oynatan üst akıllar var o ayrı ama bunu FETÖ'ye bağlı, onun hani 'o bize şah damarımızdan daha yakındır.' diyecek kadar sapkın bir yapının mensuplarının bu işi yaptığından bizim de kamu vicdanının da bir tereddüdü yok." değerlendirmesinde bulundu.
KAMU REFORMU
Kamu çalışanı reformunu Türkiye konuşmalı. Uzun süredir konuşuyor, yapabilmeli, inşallah yapabiliriz.
KIDEM TAZMİNATI
İstihdamın devam edebilmesi, koşulların iyileştirilebilmesi için sürdürülebilir ve geliştirilebilir bir sistemi dünya ile yarışta var olan bir Türkiye, hep gündeminde tutmalı. Alın teri döken herkesin hak ve hukukunu havuzda biriktirecek, koruyacak yasal bir sistemi; fonu öneriyoruz.
EMEKLİYE BANKA PROMOSYONU
Sayın Başbakanımız ilgililere gerekli talimatı verdi. İnşallah yıl sonu olmadan Sayın Başbakanımız son noktayı koyacaktır.
KILIÇDAROĞLU 15 TEMMUZ'DAN DERS ALSAYDI...
CHP'nin bütün sistematiğini, siyasi algı oluşturma konseptini korku üzerine kurlu. Milleti korkutmak üzerine. Esasında bu çelişkiyi de zaman zaman CHP'li arkadaşlara ve vatandaşlara söylüyorum; 'Cumhuriyetin kurucusu Atatürk diyorsunuz, Atatürkçülük yapıyorsunuz ama Atatürk'ün konseptinde korku diye bir şey yoktur. Millete güven vardır, milletle beraber yürümek vardır.' Ama geri dönüp biraz baktığımızda 'cumhuriyet elden gidiyor, laiklik elden gidiyor' diye hatırlarsanız AK Parti kuruldu, cumhuriyet mitingleri yaptılar. Niye? 'Cumhuriyet elden gidecek' diye. 2007'de Cumhurbaşkanı seçeceğiz. Cumhurbaşkanının eşi başörtülü diye millete bir korku kampanyasıyla 367, Anayasa Mahkemesine ucube bir karar ve korku senaryoları üzerinden işte 'AK Parti gelirse şu olacak, vagonları ayıracak ayrı oturtacak, işte şu mekanlar kapanacak.' Şimdi de geldi. 'Başkanlık gelirse Türkiye bölünecek.' CHP'nin temelinde, fıtratında bir sorun var. Bu sorun esasında Atatürkçülükle de Atatürk'ün vizyonuyla çelişen bir sorun. CHP bunu çözmedikçe bu ülkeye de, ülke siyasetine de katkısı olma ihtimali yok.
CHP'nin bunu başarmadığı gibi sürekli tıkayan, milletin önüne engel olan, demokrasinin, milli iradenin ümüğünü sıkan ne varsa bunları milletin önüne getirmeye çalışıyor.Çok şükür ki millet vicdanı AK Parti'nin toplumla ilgili, ülkeyle ilgili, ülkenin geleceği ile ilgili bütün vizyonlarını algılıyor ve 14 yıldır Allah'a şükür hep yanımızda duruyor. Milletin, milli iradenin ümüğünü sıkan ne varsa bunun devam etmesinin, korunmasının arkasında ise mutlaka CHP ve kendisini ayrıcalıklı sayan bir kitle olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, "Niye? 'Millet anlamaz, millet bilmez' diyen bir anlayış.
Parlamenter sistem iyiydi de çözdük mü? Parlamenter sistem çok iyiydi de bu ülkeyi krizlerden, darbelerden koruduk da milleti dünyanın ilk 10 ekonomisi içine sokabildik mi? Son 10-15 yıl öncesine baktığımızda Avrupa, dünya, Türkiye ile istediği gibi oynayabildi mi? Oynadı. İstediği zaman darbeleri teşvik etti, istediği zaman ekonomik krizler oluşturdu, istediği zaman hükümetler bozdu, hiç alakası olmayan partilerden ayrı ayrı bölünmelerle hükümetler çıkarttı. Senede bazen iki, bazen üç hükümeti gördük. Şimdi bütün bunları yok sayarak, slogan cümleyle 'ülke bölünür.' Niye bölünsün? Vicdanı bölünmeye müsaade etmeyen bir millet varsa, bunu hiç kimse zaten başaramaz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 22 milyona yakın oy aldığını hatırlatan Müezzinoğlu, "Bundan daha geniş katılımlı vicdan temsili olabilir mi? Şimdi ona diyorsun ki 'yetkilerin yok, sen orada saksı gibi otur.' O zaman sandıktan çıkan yarın tekrar milletin huzuruna gittiğinde ne diyecek? 'Ben gittim orada saksı gibi oturdum, etliye, sütlüye de dokunmadım, tekrar senin huzuruna geldim. Beni bir daha seç mi diyecek?' Böyle bir çelişkiler diyarı oluşturmaya çalışan bir CHP var. Ama inşallah bunları da aşacağız.
Sayın Başbakanımızın cümlesi, Şayet bir bölünme riski varsa, parlamenter sistem daha fazla bölünme riskini besliyor. 7 Haziran'ı, henüz daha çok olmadı 1,5 yıl oldu. 7 Haziran gecesi kulaklarımızda kalan ne? '65'lik bir blok varız.' HDP, MHP, CHP, işte varsa Saadet'ti, şeydi, artı AK Parti'den de çaldıkları bir kısım, hesaba kattıkları oydu. Peki 65'li blok dedikleri, bugün ülkede iktidar olmuş olsalardı, terörle olan mücadelemiz, 15 Temmuz darbe girişimi, ülkenin ekonomisi, hangisi büyük bir tehlikeydi? O akşam 15 Temmuz gecesi ve 16 Temmuz sabahı, onlarca CHP'liden duyduğum, tanıdığımdan duyduğum cümle şu; 'iyi ki Recep Tayyip Erdoğan vardı o akşam.' İyi ki cumhurun başkanı vardı o akşam, hadiseye el koyan. Dolayısıyla bunlar korkutma cümleleri, bu millet korkan bir millet değil. Keşke 15 Temmuz akşamından birazcık Sayın Kılıçdaroğlu ders alabilseydi. Muhtemelen o, 15 Temmuz akşamı hangi evde, nasıl oturuyorsa, sokaktaki vatandaşı herhalde göremedi. Görse bile okuyamadı.