Ekonomiden Çin çıkacak
Türkiye ile Çin arasındaki ilişkilerin başlamasının 50’nci yıl dönümü sebebiyle Çin’den 100 kadar iş adamını ağırlamaya hazırlanan Türkiye, başta gıda olmak üzere her sektörden ihracat atağına kalkacak
Türk iş dünyası Covid-19 süreci sonrası Çin ile ilişkileri güçlendirmek için çalışmalara başladı. Türkiye-Çin İş Geliştirme ve Destekleme Derneği Başkanı İhsan Beşer, Çin ile ihracatın, doğru bir çalışma ile kısa sürede iki katına çıkmasının hayal olmadığını söyledi. Beşer, Türkiye ve Çin’in ortak müteahhitlerinin birlikte dış dünyada büyük işler olduğunu, madencilik ve gıda alanında da ikili ilişkilerin iyi düzeyde olduğunu belirtti.
Haziran ayında Çin ve Türk iş insanlarını bir araya getirecekleri bir organizasyon planladıklarını söyleyen Beşer “Önümüzdeki yıl Türkiye ile Çin arasındaki ilişkilerin başlamasının 50’inci yıl dönümü sebebiyle Çin’den 100 kadar iş adamını, alım heyeti olarak Türkiye’ye davet ettik. Ülkedeki ilgili protokolü de çağırdık. Çin ile beraber Türkiye’ye kadar yoldaki bütün ülkeleri de kapsayacak şekilde iş adamlarını bir organizasyonla birleştireceğiz. Devlet büyüklerimizden de katılım olacak. B2B görüşmelerle karşılıklı ticaret hacminin artması noktasında ülkemiz adına çok faydalı bir toplantı düzenleyeceğiz. Beş gün sürecek. Maden, gıda ve tarım, enerji, e-Ticaret ve bilişim ile müteahhit hizmetleri ve turizm ve lojistik konuları işlenecek. İstiyoruz ki oraya katılan her firma doya doya bir ikili iş birliği yapsın. İlişkilerini güçlendirsin” dedi.
HER BÖLGEDEN İHRACAT YAPABİLİRİZ
Türkiye ve Çin arasındaki ticaret hacmini değerlendiren Beşer “Yaklaşık 18,5 milyar dolar ithalatımız, 3 milyar dolar ihracatımız var. Ama Çin çok büyük bir pazar. Özellikle Covid-19 sonrası yeni dönemde Türkiye’deki ihracatçı ve üreticilerin girebileceği; doğru bağlantılar yaptıkları taktirde de uzun ve sürdürülebilir bir ticaret ağının oluşabileceği bir ülke. Madenden gıdaya, çeşitli süt ve süt ürünler, su ve su ürünleri, kanatlı hayvan ve ürünleri, yaş meyve sebze gibi Türkiye’nin her bölgesinden Çin’e ihraç edilebilecek ürünlerimiz var” diye konuştu. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in bir ithalat fuarında söylediği sözü hatırlatan Beşer “Şi Cinping pandemi sonrası Çin pazarını dost ülkelere açarak ithalatın artırılacağını söylemişti. Bu açıklama bizim için hakikaten çok önemli” ifadesini kullandı.
ÇİN'E PEYNİRLE DE GİRMELİYİZ
Yeni dönemde Çin’e yönelik hangi ürünlere talep olabileceğini de değerlendiren Beşer şunları kaydetti: İlk süt ve süt tozu ihracatı kısa bir süre önce gerçekleştirildi. Çin pazarına peynirin de girmesi gerektiğini söylüyoruz. Bu konuda her türlü desteğe hazırız. Bu ürünü eğer şimdi tanıtmaya başlarsak 2-3 sene içerisinde pazarda ciddi manada bir ihracat kalemi olur. İhracat potansiyeli olan farklı ürünlere ilişkin de açıklamalarda bulunan İhsan Beşer “Su, maden suyu ve meyve suyu da potansiyele sahip. Turizm noktasında da Çinli turistler, çok ciddi manada harcama yapabiliyor. Tarih ve doğa turizmini çok seviyorlar. Turizm noktasında da önümüzdeki yıllardan itibaren Çinli turistlerin çok daha fazla Türkiye’ye geleceğine inanıyorum” diye konuştu.
AROMATİK BİTKİLERDE ÇOK SİPARİŞ ALIYORUZ
Tıbbi ve aromatik bitkilerde Türkiye’nin önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Beşer şöyle devam etti: Türkiye defne ve defne yaprağında dünyada en çok üretime sahip olan ülke. Şu anda özellikle Ege Bölgesi’nde çok büyük ihracatçılarımız var. Yine tıbbi aromatik bitkilerin yağları şu anda Çinli firmalar tarafından talep olunan ürünler. Bunlardan çok sık sipariş alıyoruz. Bu bitkiler de inanıyorum ki çok kısa süre içerisinde bu yaptığımız bağlantılarla ihraç edilecek ürünümüzün miktarı da artacak.
DEMİR İPEK YOLU TİCARETİ ARTIRABİLİR
Bir kuşak bir yol projesiyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Beşer “Türkiye’den Çin’e kadar demir yolu hattı hazırlandı ve Kars’a kadar geldi. Şu an yolcu olmasa bile kısmi yük taşımacılığı devam ediyor. Türkiye açısından iki taraflı bakmak lazım. Çin, şu anda ucuz ve kaliteli mallar noktasında bütün dünyanın üretim merkezi. Bunların transferi noktasında gelen-giden herkes Türkiye'yi kullanabilecek. İkincisi de, Türkiye’nin ürettiği ürünlerin bu pazara girmesi noktasında bu yol kullanılacak. Arada geçen ülkelerin de bu yolla beraber bizim ihracatımızı daha fazla ürünler satabileceğiz” dedi.
