Milyonlarca çalışanı ilgilendiriyor! İstifa edip şirket değiştirenlere kötü haber: Tazminat yok
Milyonlarca özel sektör çalışanını yakından ilgilendiren bir karara imza atan Yargıtay, haklı sebep göstermeden istifa edip ertesi gün başka işyerinde mesaiye başlayan işçiye kıdem tazminatı ödenmeyeceğine hükmetti.
Dört senedir çalıştığı işyerinde, resmi izin günleri ve fazla mesai ücretlerini alamadığını öne süren işçi istifa etti. Ardından ertesi gün aynı sektörde çalışan başka bir fabrikada mesaiye başladı. Mahkemenin yolunu tutarak şirketten alacakları olduğunu savundu. Yargıtay emsal bir kararın altına imza attı.
Davacı işçi; çalışması boyunca fazla mesai yaptığını, yıllık izinlerini kullanmadığını öne sürdü. Ulusal bayram, genel tatil günlerinde dahi çalışmaya devam ettiğini, ancak hak ettiği ücretlerin ödenmediğini savundu. İş akdinin haksız bir şekilde sonlandırıldığı iddiasıyla da alacaklarının bir kısmının şirketten tahsili için İş Mahkemesi'ne başvurdu.
İŞÇİ VE İŞVEREN TEMYİZE GİTTİ
Şirket sahibi, işçinin iddia ettiği gibi fazla mesai yapma durumu olmadığını savunarak davanın reddini talep etti. Mahkeme; iş akdinin işveren tarafından haksız nedenle feshedildiği iddiasını kabul etti. Kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağı taleplerinin ödenmesi yönünde karar verdi. Davacının fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti talepleri ise reddedildi. Mahkemenin kararını hem işveren hem de işçi temyize taşıdı.
YARGRITAY YEREL MAHKEMENİN KARARINI BOZDU
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise dosyadaki incelemelerin ardından emsal nitelikte bir karar verdi. Kendi isteğiyle istifa eden işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödenmemesi gerektiğine hükmetti. İş Mahkemesi'nin verdiği karar bozuldu. Gerekçesi ise şöyle anlatıldı:
"İSTİFANIN ARDINDAN KIDEM TAZMİNATI ALAMAZ"
“Dosya içinde bulunan sosyal güvenlik kurumu işten ayrılış bildirgesinde davacının işten çıkış nedeninin istifa olarak gösterildiği anlaşılmakla, davacının işi kendi isteğiyle bıraktığının kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.”