Küresel piyasalara 'Trump etkisi' hakim oldu!
ABD’de başkanlık seçimlerinin yaklaşması, faiz oranlarını doğrudan etkileme potansiyeline sahip. Eski Başkan Donald Trump’ın seçimi kazanma ihtimali bile piyasalarda hareketlenmeye yol açtı. Ekonomistler, Trump’ın tekrar başkanlık koltuğuna oturması durumunda faiz oranlarının artabileceğini öngörüyor. ABD Merkez Bankası Fed, kısa vadeli faizleri indirme yoluna gitse de, 10 yıllık tahvil faizleri yükseliyor. Özellikle Eylül ortasından itibaren yükselişe geçen bu oran, tüketici kredileri ve ipotek faizlerini etkiliyor. Örneğin, 30 yıllık ipotek faizleri kısa süre içinde %6,08’den %6,54’e çıktı.
Trump, başkanlığı döneminde Fed’i faiz oranlarını artırdığı için sıkça eleştirmişti. Hatta, daha düşük oranların olması gerektiğini savunmuş ve Başkan’ın faiz politikalarında daha fazla yetkiye sahip olmasını istemişti. Şimdi ise ekonomistler, Trump’ın olası zaferinin piyasalarda daha yüksek faiz beklentilerini tetiklediğini söylüyor.
PİYASALARDA TRUMP ETKİSİ
Piyasalarda uzun vadeli faiz oranlarını merkez bankası değil, piyasadaki arz-talep dengesi belirliyor. Eğer Trump seçilirse, piyasalarda faiz oranlarının yükseleceği düşünülüyor. Capital Economics’e göre, Trump’ın ekonomik politikalarının zayıf büyüme ve yüksek enflasyona yol açma riski bulunuyor. Trump’ın özellikle ithalata getirmeyi planladığı yüksek gümrük vergileri enflasyonu artırabilir. Örneğin, Çin’den yapılan ithalatta %60 oranında bir vergi konulması bekleniyor. Bu da ABD’deki maliyetleri artırarak, nihai tüketiciye yansıması bekleniyor.
GÖÇMEN POLİTİKALARI İŞ GÜCÜ PİYASASININ EN ZOR SINAVI OLACAK
Trump’ın bir diğer hedefi ise ülkedeki yasadışı göçmenleri sınır dışı etmek. Bu adım, iş gücü piyasasını küçültme riskine sahip. İş gücü kıtlığı, işçi ücretlerini artırarak daha yüksek maliyetlere yol açabilir. Dolayısıyla bu durum, enflasyonu körükleyebilir.
Ulusal Borç Yükseliyor
Trump’ın ekonomiyi desteklemek için planladığı vergi indirimlerinin ise ABD ulusal borcunu önümüzdeki 10 yılda 8 trilyon dolar artırması bekleniyor. Hazine’nin bu borcu finanse etmek için daha fazla borçlanması gerektiğinde, piyasadaki yüksek devlet borcu nedeniyle alıcı bulmak zorlaşabilir. Yatırımcıları çekmek için faiz oranlarının daha yüksek olması gerekebilir. Bu da tüketici kredileri ve ipotek faizlerinin daha da artabileceği anlamına geliyor.
Kamala Harris’in başkan olması durumunda ise ekonomik politikaların daha ılımlı olması bekleniyor. Bu durumda faiz oranlarında büyük bir değişiklik öngörülmüyor. Piyasalar, mevcut duruma göre 10 yıllık tahvil faizlerinin %4 civarında seyretmesini bekliyor.
OLAN TÜKETİCİLERE OLACAK
Artan faiz oranları, tüketiciler için ev, araba gibi büyük alımlarda finansman maliyetini artırıyor. Mayıs ayında faiz oranlarında kısa süreli bir düşüş yaşansa da, ipotek oranlarının yeniden yükselmesi, tüketici güvenini olumsuz etkileyebilir. Önümüzdeki günlerde seçimlerin sonucu, ABD ekonomisinde ve tüketici kredilerinde önemli rol oynayacak.