Tgrt Haber

Merkez Bankası'ndan hükümete açık mektup

28 Ocak 2014 14:08
Merkez Bankası'ndan hükümete açık mektup

Merkez Bankası, Hükümete gönderdiği mektupta, fiyat istikrarı yolundaki kazanımların kalıcı olması için gereken tedbirleri almaya devam edeceğini bildirdi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yüzde 5 olarak hedeflenen 2013 enflasyonunun yüzde 7,40 çıkması nedeniyle hükümete açık mektup gönderdi. Hükümet adına Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'a gönderilen mektupta 25 Aralık 2012 tarihinde yayımlanan “2013 Yılında Para ve Kur Politikası” başlıklı temel politika metninde belirtildiği gibi, 2013 yılı için enflasyon hedefinin Hükümetle beraber yüzde 5 olarak belirlendiği hatırlatıldı. Aynı metinde, yıl sonunda enflasyonun hedeften belirgin olarak (her iki yönde de 2 puandan daha fazla) sapması halinde Hükümete açık mektup yazılacağının ifade edildiği mektupta, 2013 yıl sonunda enflasyonun yüzde 7,40 düzeyine ulaşarak hedefin belirgin olarak üzerinde gerçekleştiği belirtildi.
Enflasyonun hedeften sapmasının nedenleri ile hedefe ulaşmak için alınan ve alınması gereken önlemlerin açıklandığını mektupta, 2013 yılı için yayınlanan ilk Enflasyon Raporu’nda (ER 2013/I), yıl sonu için orta noktası yüzde 5,3 olarak öngörülen enflasyon tahminin, gözlenen sapmalar sonucunda belirsizlik aralığının üzerinde geçekleştiği vurgulandı. Geçen yıl enflasyonun hedefin üzerinde gerçekleşmesinde etkili olan temel unsurların başında yılın ikinci yarısında döviz kurunda kaydedilen artışın geldiği ifade edilen mektupta şunlar kaydedildi: "Küresel bazda para politikasına ilişkin belirsizlikler sonucunda gelişmekte olan ülke para birimlerinde gözlenen hareketlere paralel olarak Türk lirasında yaşanan değer kaybı, özellikle temel mal fiyatları kanalıyla çekirdek enflasyon üzerinde etkili olmuştur. 2013 yılında ithalat fiyatlarındaki görece ılımlı seyre rağmen, döviz kuru gelişmelerinin enflasyona etkisi yıl sonu itibarıyla yaklaşık 1,5 puana ulaşmıştır. Enflasyonun öngörülen seviyenin üzerinde kalmasında bir diğer etken ise gıda fiyatlarının seyridir. Yılbaşında yüzde 7 olarak varsayılan yıllık gıda enflasyonu, yıl sonunda yüzde 9,7 olarak gerçekleşmiştir. Büyük ölçüde işlenmemiş gıda fiyatlarındaki yüksek artışın etkili olduğu bu görünümün enflasyondaki sapmaya yaptığı katkı 0,6 puan düzeyindedir. Yönetilen fiyatların enflasyona olan net etkisi ise 2013 Ocak Enflasyon Raporu’nda sunulan tahminler ile uyumlu gerçekleşmiştir. Sonuç olarak, enflasyonun hedefinin üzerinde gerçekleşmesinde döviz kuru ve gıda fiyat gelişmeler etkili olmuştur." Geçen yıl ekonomik faaliyetteki ılımlı seyir sonucunda, enflasyon üzerinde talep yönlü baskılar gözlendiği belirtilen mektupta, yılın ikinci yarısında gözlenen enflasyon artışında temel olarak yurt dışı belirsizliklerden dolayı oluşan döviz kuru gelişmelerinin maliyet yönlü etkisi ile para politikasının kontrolü dışında kalan işlenmemiş gıda fiyatlarındaki yüksek seyrin belirleyici olduğu vurgulandı. Mayıs 2013 tarihinden itibaren küresel para politikalarına dair bir belirsizlik artışı yaşandığı kaydedilen mektupta, bu gelişmeler sonucunda yılın ikinci yarısında gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarının yavaşladığı ve finansal varlıklarda yeniden bir fiyatlama yaşandığı ifade edildi. Aynı dönemde Türkiye'de reel ve bankacılık sektörlerinin yurt dışından sağladıkları fonlama devam ederken portföy akımlarının zayıf seyrettiğinin belirtildiği mektupta, finansal varlıklardaki yeniden fiyatlama ile birlikte de Türk lirasında değer kayıpları yaşandığı kaydedildi. Bu dönemde yurt içi talepteki ılımlı büyüme ve kredilerdeki artış eğiliminin ise devam ettiğine dikkat çekilen mektupta, şu görüşlere yer verildi: "Yurt dışı kaynaklı belirsizlik artışı temelde kredilerden ziyade döviz kurları üzerinde etkili olmuştur. 2013 yılı ikinci yarısındaki döviz kuru gelişmeleri ve gıda fiyatlarının yüksek seyri nedeniyle yıl sonu enflasyonu hedefin belirgin olarak üzerinde gerçekleşmiştir. Bu gelişmeler ayrıca enflasyon beklentilerinde de bozulmaya yol açmıştır. Merkez Bankası enflasyona ilişkin riskleri sınırlamak ve orta vadeli enflasyon görünümünü hedeflerle uyumlu hale getirmek için para politikasındaki temkinli duruşunu güçlendirmiş ve Mayıs ayı sonrasında bankalar arası piyasada oluşan faizlerin 300 baz puandan fazla artmasını sağlamıştır. Ayrıca sağlanan likiditenin kompozisyonu daha kısa vade ve daha büyük oranda gecelik fonlama şeklinde ayarlanmış ve böylelikle likidite politikası daha sıkı hale getirilmiştir.
Enflasyon üzerindeki yukarı yönlü riskleri sınırlamak ve finansal istikrarı desteklemek için özellikle tüketici kredilerindeki büyüme hızının azaltılması da önem taşımaktadır. Böylelikle ılımlı büyüme sürecinde iç ve dış talep arasındaki kompozisyon dengeli bir şekilde devam ettirilerek talep yönlü enflasyon baskıları sınırlandırılmış olacaktır. Merkez Bankası’nın 2013 yılının ikinci yarısında gerçekleştirdiği likidite politikasındaki sıkılaşma bu sürece katkı verecektir. Ayrıca bu süreçte net döviz satımlarının da finansal sistemin likidite ihtiyacını artırarak likidite politikasının etkililiğini güçlendirmesi ve böylece tüketici kredileri üzerinde ilave bir yavaşlatıcı etki yapması beklenmektedir. Yakın dönemde BDDK tarafından alınan makro ihtiyati tedbirlerin de tüketici kredileri üzerinde yavaşlatıcı yönde etkili olması beklenmektedir. Tüketici kredilerinin genel karşılık oranlarının artırılması, kredi kartlarında minimum ödeme tutarlarının yükseltilmesi, kredi kartı limitlerine gelirle orantılı sınırlamalar getirilmesi, kredi kartı taksit sayılarının sınırlandırılması ve taşıt kredilerinde kredi teminat oranları uygulanması gibi makro ihtiyati tedbirlerin tüketici kredileri üzerindeki etkileri Şubat ayından itibaren daha fazla görülebilecektir. Bu gelişmeler yurt içi talebin daha dengeli büyümesini sağlayarak hem talep yönlü enflasyon baskılarını sınırlayabilecek hem de cari açıktaki düzelme sürecini destekleyecektir." Merkez Bankasının, enflasyon görünümü orta vadeli hedeflerle uyumlu olana kadar para politikasındaki temkinli duruşunu koruyacağının ifade edildiği mektupta, likidite politikasının daha da sıkılaştırıldığı, sermaye akımlarının zayıf seyrinin sürdüğü ve alınan makro ihtiyati tedbirlerin etkili olduğu bir durumda, yurt içi talebin katkısının daha dengeli olacağı ve enflasyon üzerindeki baskıların sınırlanacağı kaydedildi. Mektupta, yakın dönemde Türk lirasında gözlenen değer kaybının yılın ilk aylarında enflasyonun yüksek seviyelerde seyretmesine neden olabileceğine dikkat çekildi. Bununla birlikte, son dönemde yurt içinde gözlenen belirsizlik artışının da geçici olacağı bir görünüm altında döviz kurunun enflasyon üzerindeki gecikmeli etkilerinin yıl ortalarından itibaren zayıflayacağı ve enflasyonun yılın ikinci yarısından itibaren kademeli bir düşüş eğilimine gireceğinin öngörüldüğü mektupta, para politikasının birincil etkilere tepki vermemekle birlikte, enflasyondaki geçici hareketlerin fiyatlama davranışı üzerindeki etkilerini de takip ettiği ifade edildi. Uygulanan para politikasının ekonomik faaliyette arzu edilmeyen dalgalanmalara yol açmaması ve finansal istikrarı olumsuz etkilememesinin büyük önemi olduğu vurgulanan mektupta, bu nedenle, enflasyondaki düşüşün kademeli şekilde gerçekleştirilmesi ve hedefe ulaşma süresinin 1,5 yıllık bir zaman dilimine yayılması öngörüldüğüne işaret edildi. Bu şartlar altında, enflasyonun yüzde 5’lik hedefe 2015 yılının ortalarında ulaşacağının tahmin edildiği belirtilen mektupta, şöyle denildi: "Enflasyonun vergi ayarlamaları, kur artışının etkileri ve enerji fiyatları kaynaklı olarak yılın ilk yarısında dalgalı bir seyir izleyeceği, ancak geçici unsurların etkisini kaybetmesiyle yılın ikinci yarısında hızlı bir düşüş göstererek yıl sonunda belirsizlik aralığının içinde kalacağı öngörülmektedir. Enflasyon görünümüne üzerindeki riskler Ocak 2014 Enflasyon Raporu’nda analiz edilmiştir. Enflasyon 2013 yılı sonunda hedefin belirgin olarak üzerinde gerçekleşmiştir. Bu gelişmede Türk lirasındaki değer kaybı ve gıda fiyatları etkili olmuştur. Merkez Bankası enflasyondaki yükseliş karşısında temkinli duruşunu güçlendirmiş ve likidite politikasını sıkılaştırmıştır. Bu çerçevede, önümüzdeki yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonun kademeli olarak hedefe doğru düşmesi beklenmektedir. Merkez Bankası enflasyon görünümüne ilişkin gelişmeleri yakından takip ederek fiyat istikrarı yolunda elde edilen kazanımların kalıcı olması için gereken tedbirleri almaya devam edecektir."

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...