Milyonlarca dolarlık projelere devlet garantili model
İstanbul Kamu Özel Sektör İş Birliği Mükemmellik Merkezi ve Dünya KÖİ Uzmanları Birliği Orta Asya Bölüm Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, "İngiltere’den Kanada’ya, Portekiz’den Avustralya’ya kadar birçok ülke KÖİ modeli ile başta ulaştırma olmak üzere altyapı yatırımlarını hayata geçiriyor. Türkiye’de bu yöntemle tamamlanan birçok yatırım bulunurken, dünyada da benzer modelle projeler gerçekleştirilmeye devam ediyor" dedi.
Altyapı yatırımları, ülkelerin ekonomik gelişme ve büyümeleri için büyük öneme sahip. Bugün dünyada altyapı yatırımlarının önündeki en önemli engel ise yatırım maliyetleri. Ancak bu noktada kamu otoriteleri için kamu özel sektör işbirliği modeli daha etkin bir seçenek olarak ülkelerin karşısına çıkıyor.
Türkiye'de Kuzey Marmara Otoyolu, Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu, Osmangazi Köprüsü ve İstanbul-İzmir Otoyolu, birçok şehir hastanesi, enerji yatırımları KÖİ modeli ile kısa sürede tamamlanarak, insanların kullanımlarına sunulurken, 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu Projesi’nin de çok kısa sürede tamamlanacak.
BİRÇOK AVRUPA ÜLKESİNDE SİSTEM AYNI
Ancak Türkiye’de kamu altyapı yatırımlarında eleştirilerin odağı olan Yap, İşlet, Devret (YİD) modelinin sadece Türkiye’de değil tüm dünyada uygulanan bir sistem olduğunu söyleyen İstanbul Kamu Özel Sektör İş Birliği Mükemmellik Merkezi (PPPCOE) ve Dünya KÖİ Uzmanları Birliği (WAPPP) Orta Asya Bölüm Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, “İngiltere’den Kanada’ya, Portekiz’den Avustralya’ya kadar birçok ülke Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeli ile başta ulaştırma olmak üzere altyapı yatırımlarını hayata geçiriyor. Türkiye’de bu yöntemle tamamlanan birçok yatırım bulunurken, dünyada da benzer modelle projeler gerçekleştirilmeye devam ediyor" dedi.
YATIRIMCIYA GÜVEN AŞILIYOR
"Rekabetin çok olduğu gelişmekte olan ülkelerde kamu taahhütleri ve teşvikleri, KÖİ projelerinin geliştirilmesi için esas teşkil ediyor” diyen Aydın, “Kamu taahhütlerini, birçok altyapı projesini özel sektör açısından güvenilir hale getirmeye yardımcı olan önemli araçlar olduğunu unutmamak gerekir. Bu taahhütler veya kamu destekleri KÖİ’ler için yatırımcıların güvenini arttırırken, proje için gerekli finansman ve öz sermaye maliyetlerini azaltıyor. Kamu taahhütleri konusunda en büyük tartışma ise gelir riskinin üstlenilmesi aşamasında yaşanıyor. Dünya genelinde KÖİ projeleri için farklı uygulamalarla gelir riski yönetiliyor” açıklamasında bulundu.
TÜRKİYE’DE PROJELER KAMUYA HIZLI DÖNÜYOR
Türkiye ve Avrupa ülkelerini kıyaslayan Aydın, “Örneğin Türkiye’deki KÖİ projelerini dünyadaki benzerleriyle karşılaştırdığımız da karşımıza iki önemli sonuç çıkıyor. Bunlardan ilki son derece hızlı tamamlanan projeler ve çok daha kısa bir sürede kamuya devri gerçekleşen KÖİ modeli. Özellikle gelişmiş ülkelerde, ki bunlara örnek olarak İngiltere, Kanada, Avustralya’yı gösterebiliriz, KÖİ projelerinde riski özel sektöre devretmek isteyen kamu, sunacağı hizmetinden çok uzun süreler boyunca feragat ediyor. 30 yıl, 40 yıl hatta 50 yıl gibi sürelerde kamu hizmetini, neredeyse bir imtiyaz olarak özel sektöre devrediyor. Türkiye’de ise, gelir riski konusunda özel sektörle risk paylaşımı ilkesi benimsenirken, yatırım tutarı açısından büyük hacimli KÖİ projelerinin 10 yıl, 15 yıl, 20 yıl gibi çok daha hızlı şekilde kamuya döneceğini görüyoruz. Avrasya gibi bazı KÖİ projelerinde uygulanan gelir paylaşım modelini de benzer benzer projelerde görüyoruz” diye konuştu.