Önce kriz çıkarıyor sonra silahını satıyor
Körfez’de yaşanan son gerilimde iki taraflı oynayıp, çatışmadan maksimum kazanç sağlayan ABD, şimdi de Kuzey Kore krizini fırsata çevirdi.
Tüccar mantığıyla hareket eden ABD, ülkeler arası gerilimlerden mafyatik metotlarla nemalanmaya devam ediyor. Son olarak Katar ile bazı Arap ülkeleri arasındaki gerilimde taraflardan milyarlarca doları bulan silah ve yatırım anlaşması kotaran Washington yönetimi, şimdi de Kuzey Kore Lideri Kim Jong-Un’ın bölgede neden olduğu krizi fırsata çevirdi. Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin füze denemeleri üzerine ABD Başkanı Donald Trump, Japonya ve Güney Kore’ye daha fazla silah satılmasına izin verdiğini söyledi. Kuzey Kore’nin, bölgede 6,3 büyüklüğünde depreme sebep olan hidrojen bombası denemesi yapmasının ardından tepkiler sürerken, ABD’nin Seul yönetimiyle vardığı anlaşma milyarlarca dolarlık yeni silah ve ekipman satışını kapsıyor.
Öte yandan uzmanlar; Amerika’nın füze programına ve nükleer denemelerine ısrarla devam eden Kuzey Kore’ye ani bir şekilde saldırmasıyla ortaya çıkabilecek senaryoları değerlendiriyor. Uzmanlara göre; Amerika’nın Kuzey Kore’ye ani müdahalede bulunmasının bu ülkenin Güney Kore’ye misilleme yapmasına yol açabilir. Beyaz Saray’dan geçtiğimiz günlerde yapılan iki ayrı yazılı açıklamada, Trump’ın Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in ile görüşmesinde iki liderin, ellerindeki tüm araçları kullanarak Kuzey Kore üzerindeki baskının artırılması konusunda anlaştığı duyurulmuştu. ABD’nin Güney Kore ve Japonya’ya ileri teknoloji askerî ekipman satışına onay verdiği belirtilirken, anlaşmanın Kim Jong’un hidrojen bombası denemesi üzerine gelmesi dikkat çekti. Bu tutum, bazı çevrelerce, Trump’ın ‘her fırsatta krizlerden nemalanmayı da ihmal etmediği’ şeklinde yorumlandı.
FİTNEYİ SOK, SİPARİŞİ KAP
Yakın dönemde Katar’ın Suudi Arabistan’ın başını çektiği 8 Arap ülkesinin diplomatik ve ekonomik tecridine maruz kalması da ABD’nin ekmeğine yağ sürdü. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Kralı Salman ve Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yi birleştiren kürenin altından çıkan Katar krizinin ardından silah siparişleri verildi. Doha yönetimi, 12 milyar dolar değerinde F-15 savaş uçağı alımı için ABD ile anlaşma imzaladı. Anlaşma, Körfez ablukasının hemen ardından geldi. ABD Başkanı Trump da Körfez’deki krize ilişkin yaptığı açıklamalarda Katar’a abluka uygulayan ülkelerin adımlarını desteklemiş, Doha yönetimini “terör örgütlerine finansman sağlamakla” suçlamıştı.
S. ARABİSTAN’A 11 EYLÜL TEHDİDİ
ABD, daha önce de Suudi Arabistan’ı 11 Eylül saldırılarından mesul tutacak bir kanunla tehdit ederek menfaat sağlamayı hedeflemişti. Mayıs 2016’da “Terörizmin Sponsorlarına Karşı Adalet Yasası” ABD Senatosu tarafından onaylanmış, Eylül 2016’da dönemin ABD Başkanı Obama’nın vetosuna rağmen, yasa ikinci kez senatoda ezici çoğunlukla kabul görmüştü. Mart 2017’de 11 Eylül saldırılarında hayatını kaybedenlerin yakınları ve Amerikalı sigorta şirketleri, Suudi Arabistan’a New York’ta tazminat davası açtı. Mayıs 2017’de ise ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan’a iki günlük ziyaretinin somut sonucu 320 milyar dolarlık anlaşma oldu.
100 ülke ABD malı silah kullanıyor
18 trilyon dolarlık küresel silah ticaretinden elde edilen gelirin üçte biri ABD’nin kasasına gidiyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsünün (SIPRI) hazırladığı raporun detayları ABD başta olmak üzere silah ihraç eden devlerin dünya üzerindeki senaryolarını gözler önüne seriyor. Rakamlar, büyük oyunun perde arkasını ifşa ediyor. Küresel silah ticaretindeki payı yüzde 33 civarında olan ABD’nin askeri alandaki satışları 2012-2016 yılları arasında bir önceki beş yıllık döneme göre yüzde 21 oranında artmış durumda. Dünyanın en az 100 ülkesi Amerikan malı silah kullanıyor. Silah satışlarının yüzde 74’ünü gerçekleştiren ABD, Rusya, Çin, Fransa ve Almanya gibi ülkeler dünya üzerinde yaşanan kaosun dozajını daha da arttırırken, kurdukları kirli tezgâhtan nemalanmayı da ihmal etmiyor.