Şimşek, 'Yüzde 3'lük büyüme küçümsenmemeli'
Maliye Bakanı Şimşek, 'Türkiye'nin geçen yılki yüzde 3'lük büyümesini küçümsememek lazım' dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin 2014 yılındaki yüzde 3'lük büyümesinin küçümsenmemesi gerektiğini bildirdi. Kemer ilçesindeki Rixos Sungate Otel'de Gelir İdaresi Başkanlığınca düzenlenen Vergi Dairesi Başkanlıkları Yıllık Değerlendirme ve Hedef Toplantısı'nın açılışında konuşan Bakan Şimşek, 2014 yılının ticari anlamda zor ancak Türkiye için iyi bir yıl olduğunu söyledi.
Türkiye'nin dünya ekonomisine entegre olduğunu anlatan Şimşek, şöyle konuştu:
"Potansiyelin altında büyüme ile yolumuza devam ediyoruz. Geçen yıl küresel ekonomide büyüme yüzde 3,3 civarında oldu. Kriz öncesindeki dönemlerde dünya ekonomisi yüzde 5,5 civarında büyüyordu. Bizim için önemli olan Avrupa'nın performansı. Doğrudan sermaye girişlerinin yüzde 75'i Avrupa kaynaklı. Orada devam eden durgunluk Türkiye'yi olumsuz etkiliyor. Avrupa sadece durgunlukla karşı karşıya değil, aynı zamanda deflasyon riskiyle de karşı karşıya. Bu da kötü bir kombinasyon. Avrupa Merkez Bankası, aylık 60 milyar avroluk ilave parasal genişlemeye gidecek. Bu önemli bir adım. Ümit ediyoruz Avrupa'nın toparlanmasına vesile olur. Avrupa toparlanırsa bu Türkiye'ye yansır."
"Küresel konjonktüre rağmen büyüme söz konusu"
Bakan Şimşek, IMF rakamlarına göre dünya ekonomisinin 2015 yılında yüzde 3,5, 2016 yılında ise yüzde 3,7 oranında büyüyeceğini söyledi.
Türkiye'nin geçen yıl yüzde 3'e yakın bir oranla büyüdüğünü anlatan Şimşek, şöyle konuştu:
"Bu oldukça mütevazı sayılabilir ama Avrupa'nın en yüksek büyüme oranlarından bir tanesi. Oldukça zor bir bölgesel ve küresel konjonktüre rağmen büyüme söz konusu. Türkiye coğrafi anlamda güzel ancak bunun da dönem dönem getirdiği sıkıntılar oluyor. Türkiye'nin geçen yılki yüzde 3'lük büyümesini küçümsememek lazım. İyi bir performans. Biz ılımlı büyümeye rağmen geçen yıl 1 milyon 400 bin insanımıza iş bulduk. Bu çok ciddi bir rakam. Buna rağmen işsizlik oranı yükseldi. Türkiye'de iş gücüne katılım oranı dediğimiz çalışma çağındaki nüfus giderek artan bir oranla iş arıyor. Çalışma çağındaki nüfus yüzde 1,7 arttı ama iş gücüne katılım oranı yüzde 2,6 arttı. Bundan dolayı da işsizlik oranı yüzde 10'un üzerinde seyretmeye devam ediyor. Dünyanın hiçbir yerinde 1 milyon 400 bin kişiye iş bulunmuşsa işsizliğin artma ihtimali son derece düşüktür. Türkiye'de iş gücü piyasasının dinamikleri son derece farklı."
Enflasyon oranları
Geçen yıl enflasyonun bir miktar yüksek seyrettikten sonra son aylarda hızlı bir düşüş trendine girdiğini ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:
"Enflasyon yüzde 7,2 oranına kadar düştü ve düşmeye devam edecek. Türkiye'de 2013 yılında cari açık 65 milyar doları buldu. Geçen yıl 47 milyar dolara düştü. 2015 yılında petrol fiyatları bu seviyelerde istikrara kavuşursa cari açık rahat bir şekilde milli gelire oran olarak yüzde 3,5, 4 civarına iner ve 2013'ün belki yarısı seviyesine kadar rahat bir şekilde inecek. Yönetilebilir bir noktaya gelecek. 2015 yılında büyümeyi yüzde 4 olarak öngördük. Yılın ilk yarısında biraz momentum kaybı ve dış gelişmeler nedeniyle bir miktar düşük seyredebilir ama özellikle haziran seçimleri sonrasında istikrarın devam edeceği, çok kapsamlı bir reform programının uygulanacağını dikkate alırsak rahat bir şekilde yüzde 4'lük büyümeyi yakalayabiliriz."
"Türkiye iyi bir noktada"
Geçen yıl yüzde 1,9'luk açık öngördüklerini, buna karşın seneyi merkezi bütçe olarak yüzde 1,3'lük açıkla kapattıklarını vurgulayan Şimşek, şöyle konuştu:
"Devlete baktığımız zaman Türkiye'nin açığı yüzde 0,7. Bu rakam OECD ülkeleri açığının neredeyse 6'da biri, Avrupa Birliği üyelerinin 4'te biri, gelişmekte olan ülkelerin ise üçte biri düzeyinde. Türkiye ortaya koyduğu bütçe performansıyla dünyanın en iyileri arasında. Bu önemli çünkü Türkiye'nin en önemli çıkması maliye politikası. Önce hep 'IMF, AB' denilirdi ama şimdi maliye performansında yakaladığımız etkinlik, Türkiye'nin risk primini belirleyen en önemli faktör. 2015 yılında da işi sıkı tutmak zorundayız. Henüz rahatlamak için bir sebep yok. 'Açık düşük, borç düşük, rahatlayalım' denilebilir ama Türkiye'de hala cari açık sorunu var. O sorunun yönetilmesini kolaylaştırmamız lazım. O nedenle bütçe performansı önemli."
Türkiye'de zaman zaman üç haneye çıkan enflasyonu tek haneye düşürdüklerini kaydeden Şimşek, Türkiye'nin potansiyelini gerçekleştirmek için enflasyonu yüzde 5'in altına çekmeleri gerektiğine işaret etti.
Bu rakamda kalıcı olarak tutunmaları halinde firmaların uzun vadeli finansmana erişiminin önünü açmış olacaklarını anlatan Şimşek, "Bu durum dünya ile rekabet etmenin en önemli unsurlarından biri. Hassasiyetle bütçeyi sıkı tutmaya devam ediyoruz. Geçen yıl Türkiye'nin kamu borç stoku yüzde 33'e kadar indi. Avrupa Birliğinde bu oran yüzde 96. Türkiye iyi bir noktada. Bizim reformlara mali alan oluşturmamız lazım" ifadesini kullandı.
"Reformlar maliyetli"
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kısa süre önce reform programı açıkladığını hatırlatan Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu reformlar maliyetli. Örneğin yalıtım. Türkiye'de 6,5 milyon binanın yalıtımının teşvik edilmesi ciddi bir kaynak gerektiriyor. Maliye olarak rehavete kapılamayız. Ülke olarak da katılamayız. Geldiğimiz nokta hakikaten çok iyi. Türkiye 2000'li yılların başında kamu maliyesini sürdürmesi imkansız bir ülke olarak görülüyordu. İflasın eşiğindeydi. Türkiye o dönemde aslında tüccar olsa, şirket olsa kolay kolay kimsenin iş yapmayacağı bir ülkeydi. Ne oldu? Geldik borcu yüzde 70-80 aralığından yüzde 30'lere indirdik. Açıkları yüzde 11-12'lerden yüzde 1'in altına indirdik. Eskiden bütçeler yatırım, hizmet bütçesi değildi. Bütçenin büyük kısmı faize gidiyordu. Vergi gelirlerinin yüzde 86'sı faize gidiyordu. Bugün vergi gelirlerinin yüzde 86'sından fazlasını yatırıma, millete hizmet olarak sunuyoruz."
"İddialı hedefler ortaya koyduk"
Bakan Şimşek, bu sene için oldukça iddialı hedefler ortaya koyduklarına değindi. Merkez teşkilatını yakından takip ettiklerini belirten Şimşek, taşra teşkilatının da aynı hassasiyetle çalışması gerektiğini belirtti.
Cari yıl tahsilat performans kriterinin yüzde 90 olduğunu aktaran Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu tutturmamız lazım. Bir yapılandırma yaptık, başarılı bir yapılandırma. İlk defa af niteliğinde olmayan bir yapılandırmaydı. Ciddi bir şekilde 4,5 milyon vatandaş bu yapılandırmadan faydalandı. 43 milyar liralık alacağı yapılandırdık. İlk defa vergi cezaları affedilmedi. Yapılandırmaları yakından takip edelim. Bizim idaremiz taşra, merkez iyi çalışırsa zamanında proaktif bir yaklaşım içerisine girerse bunlar rahat tutturulacak hedeflerdir. Bizim mükellef ile iyi diyalog içinde olmamız lazım. Vergi dairesi başkanı olunca bir büro ortamında oturmak şeklinde görülmemesi lazım. Birçok kez sahaya inip, mükellefler ile diyalog kurup, sıkıntılarını dinlemek, yol göstermek, vergi dairesi başkanlarının asli görevleridir. Gönüllü uyumu artıracağız. Diyalog kurmadan bunu yapamayız."
Kayıt dışılıkla mücadele
Şimşek, Kayıt Dışılıkla Mücadele Stratejisi Eylem Planını açıkladıklarını, bunun uygulanmasında taşra teşkilatına büyük rol düştüğünü bildirdi.
Kayıt dışılıkla mücadele noktasında da çaba gösterilmesini isteyen Şimşek, "Hiçbir şekilde idarenin mükellefle ilişkilerde, 'Ben şu hedefi tutturacağım' diye zorlayıcı bir noktaya gitmemesi lazım. Hiçbir koşulda bu mükellefe saygı ve güzel diyalog dışında bir ilişki hakkı vermiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Mükelleflere yönelik zorlayıcı uygulamalara girmeyeceklerini söyleyen Şimşek, şunları kaydetti:
"Ben sahadayım. Sık sık illere gidiyorum. Yanlış uygulama olduğu zaman bize geliyor, ona göre. Hiçbir şekilde zul etmeyin. Zaten hakkınız yok. Tam aksine varsa sorunları yardımcı olun, 'O sorunları nasıl çözeriz?' diye kafanızı biraz yorun. Biz hizmetkarız. Mükellef kendi sermayesini almış, risk almış, parasını bir işe koymuş. O sayede vatandaşlara iş imkanı sağlıyor. Katma değer üretiyor. Mükellef olmaz ise ekonomik aktivite olmaz. Onun için bu ince çizgileri iyi gözetmemiz lazım. Maliyede eski devletçi zihniyet, bakış açısı yok. Girişimci dostuyuz. Biz 78 milyonun hakkını, hukukunu sonuna kadar koruyacak ancak bunu yaparken mükellefin haklarına maksimum düzeyde riayet edeceğiz."