Son Dakika:Tarım Bakanı Kirişci TGRT Haber'de konuştu! Çiftçilere müjde seçimden sonra...
Son dakika haberi... Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci TGRT Haber canlı yayınında önemli açıklamalarda bulundu. Buğday alım fiyatına çiftçiyi memnun eden bir refah payını da ekleyeceklerini duyuran Bakan Kirişci, müjdeli haberi seçimden sonra açıklayacaklarını söyledi. Temel gıda ürünlerindeki fahiş artışa da değinen Kirişci, üreticiden tüketiciye gelene kadarki süreçte ortaya çıkan zinciri kısaltmak için birtakım adımlar atacaklarını dile getirdi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Gündem Özel programında TGRT Haber Ekonomi Müdürü Celal Toprak'ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Kirişci'nin açıklamalarından öne çıkanlar:
"Üreticinin gelecek yıl da buğday üretmesini hedefliyoruz. Buğday fiyatlarına mevcut fiyatın yanı sıra çiftçiyi mutlu edecek bir refah payı da ekleyeceğiz. Ülkede enflasyon var, elbette bunu dikkate alacağız. Geçen yıl 5 Haziran'da açıkladı. Yağışlar bu kadar sarkmamıştı. Bugün de yurdun belirli yerlerinde yağış oldu. Fiyatları açıklamadan önce yurt dışında düşen buğday fiyatlarından yerli üretici zarar görmesin diye 'sıfır' olan ithalatta gümrük vergisi oranını yüzde 130'a çıkardık.
BUĞDAY ALIM FİYATI NE ZAMAN AÇIKLANACAK?
Tarım ürünlerinde çok şükür ürütecilerimizde bir memnunuiyet oluştu. Bu da onların refahına yansıdı. Bu yıl üretim miktarındaki artışın temel nedenlerinden biri de geçen seneki fiyat politikasıydı. Bu sene de aynı fiyat politikasına devam edeceğiz. Ancak fiyatı seçimden sonra açıklayacağız. Çiftçi, Yeşilay değil Kızılay değil. Bir hayır kurumu değil. Çifçinin de bir gelirinin oılması, kendi yaşamını da sürdürüyor olması, üretimini de sürdürüyor olması gerekir.
Bizim bir yasamız var. Bunun hem tarım hem de ormanla ilgili ayağı var. Tarımla ilgili olandan 3 başlık söyleyeceğim: Bunlardan ilki planlı tarım. Bununla ilgili mevzuat hazır. Bitkisel üretim taarfında stratejik ürünler un, yağ ve şekerdir. Bu ürünlerde arz sıkıntısının olmaması gerekir. Nüfus artmaya devam ediyor. 20 yıl sonrası 105 milyon nüfus öngörüyoruz. Bir de bu nüfusun yanında gelecek turist var. Bütün tarım ve hayvancılık ürünlerinde planlama yapmamız lazım. Bunu yapmazsak mesele bir yıl patates para ediyor, bir yıl dip yapıyor. Ya da soğan... Bu da öngörülebilirliği ve sürdürebilirliği ortadan kaldırıyor. Bunların hepsinin yegane yolu planlı tarımdır.
DESTEKLEMEDE YENİ YOL HARİTASI
İkinci maddemizde sözleşmeli üretim var. Aslında planlayıcı tarımın tamamlayyıcısı olan bir uygulama. Alıcı ile üreteci arasında bakanlığın hakemlik yaptığı bir sistem. Bakanlık burada bir noter görevi görüyor. Bakanlık bir sözleşme hazırlıyor ve bunun içinde her şey var.
Üçüncü olarak da destek konusunda atılacak adım... Biz biliyorsunuz desteklemeleri bitkisel üretimini Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) üzerinden yapıyoruz. Ama Türkiye'deki çifçilerin yarısı bu sisteme kayıtlı değil. Peki biz ÇKS'ye kayıtlı olmayanları da bu kaydın içerisine farklı bir yolla nasıl alırız? Biz de dedik ki Bakanlık'ın ÇKS dışındaki diğer kayıtları da desteklemelerde esas alınır.
"BUNLAR DEVRİM GİBİ KARARLAR"
Aslında 4'üncüsü de var, biliyorsunuz bizim ekilmeyen alanlarımız var. Bu çeşitli sebeplerden olabiliyor. Buna makul olan çözüm ne? Bizim yapabileceğimiz şey, kullanım hakkını mülkiyet hakkından ayırmaktır. Orada ikamet edenler öncelikli olmak üzere onlara bu alanların kiralanmasıdır. Siz de diyelim ki mülk sahibisiniz, muhatap oarak kiracıyı değil, bizi görüyorsunuz. İki yıl bir bekleme süresi veriyoruz. İki yıldan sonra boş kalma hali sürüyorsa, mülk sahibine gidip biz burayı kiraya vereceğiz diyeceğiz. Arazide mahkeme durumu varsa dava çözülene kadar kiralama parası hesapta birikecek, çözülünce verilecek. Bunlar devrim gibi kararlar.
FAHİŞ FİYATLAR NASIL DÜŞECEK?
Zincir ne kadar uzun olursa, aracı ne kadar fazlaysa üretici ile alıcı arasındaki fiyat farkı o kadar uçuruma dönüşüyor. Bu zincirin kısaltılması için atabileceğimiz adımlar var. Bunun çözümü 'kent tarımı' ya da 'yakından tarım' da diyebiliriz. Burada derdimiz şu birincisi ürün tazeliğini koruyalım, ikincisi lojistik maliyetleri düşürelim, üçüncüsü insanları yerinde istihdam edelim. İnsan istihdam edilmediği zaman doğal olarak İstanbul'a geliyor. Ülkeler nasıl kendi kendine yetebilmeliyse, şehirlerin de kendi kendine yetebilmeli.Her bir şehrin zaruri ihtiyaçlarının o şehirde karşılanması hedef olmalı ve bunun gerekleri de yerine getirilmeli.
DEPREMZELER İÇİN YENİ KARARI DUYURDU
Deprem sırasında 16 bin ton bedelsiz yem dağıttık. Üreticilerimize 1.4 milyar TL'lik de yem desteği verdik. Telef olan hayvanlar için 12 Mar'ta Cumhrubaşkanlığı kararnamesi çıktı. Telef olan 43 bin 618 küçükbaş hayvanın yerine yeni küçükbaş hayvanı üreticiye teslim ettik. Maliyeti 341 milyon TL. Bakanlık olarak bunu biz karşılıyoruz. Üreticiden bir kuruş almıyoruz. telef olan hayvanlarının yerine yenisini veriyoruz. Önümüzdeki günlerde aynı şekilde büyükbaş, kanatlı hayvanlar ve arılı kovan için bu desteklerimiz olacak. Su ürünleri için de desteklerimiz olacak. TGRT Haber aracılığıyla küçükbaş için ayni olarak üreticilerimize verileceğinin de haberini vermiş olalım. Üreticilerimize hayırlı uğurlu olsun."
