Düşünce kuruluşu AEI, Beyaz Saray’ın tarifelerde yanlış bir değer kullandığını ve bu hata nedeniyle vergi oranlarının dört kat fazla belirlendiğini ortaya çıkardı.
Trump yönetiminin yeni tarifeleri, ekonomik teoriye ya da ticaret hukukuna değil, yanlış bir hesaplamaya dayanıyor olabilir. Amerikan Enterprise Institute (AEI) adlı muhafazakâr düşünce kuruluşundan iki ekonomist, Beyaz Saray’ın ithalat fiyat esnekliği yerine perakende fiyat esnekliği kullandığını ve bu hatanın tarifeleri olması gerekenin yaklaşık dört katı kadar yüksek çıkardığını açıkladı.
Ekonomistler Kevin Corinth ve Stan Veuger’in Fortune’a yaptığı açıklamalara göre, Beyaz Saray formülde tüketicilerin ödediği fiyat değişimini baz aldı. Oysa ki doğru yöntem, ABD’li bir şirketin yurt dışından mal alırken ödediği ithalat maliyetindeki değişimi dikkate almak olmalıydı. Veuger, durumu “bush league” olarak tanımlarken, yani amatörce bir hata olarak değerlendirirken, “Bu kadar büyük bir politika için çok daha profesyonel bir yaklaşım beklerdik,” dedi.
AEI’nin bir diğer ekonomisti Derek Scissors ise daha sert konuştu. CNBC’ye yaptığı açıklamada, bunun basit bir hata değil, bilinçli bir manipülasyon olduğunu öne sürdü:
“Bu işin tamamı baştan ayarlanmıştı. Yüksek vergi oranlarını elde etmek için formül bilinçli şekilde çarpıtıldı.”
Trump’ın tarifelerinin "karşılıklılık" ilkesine dayandığı açıklanmıştı. Ancak Corinth ve Veuger’in incelemesine göre, kullanılan yöntem tartışmalıydı. Beyaz Saray, ABD’nin bir ülkeyle olan ticaret açığını, o ülkenin ABD’ye yaptığı ihracata bölüp ikiye ayırarak tarifeleri hesapladı. Yani son derece basit bir matematikle belirlenen tarifeler, gerçekte ekonomik olarak hiçbir anlam taşımıyor olabilir.
Trump’ın yeni tarife rejimini duyurmasının ardından dünya piyasalarında ciddi düşüşler yaşandı. ABD’de Dow Jones, S&P 500 ve NASDAQ sert kayıplar verirken, Asya borsaları daha da kötü bir tablo çizdi. Japonya ve Hong Kong’da hisseler tepetaklak oldu. Avrupa’da ise yüzde 4,5’lik düşüş yaşandı.
Ekonomistler, bu tür politikaların sadece ekonomi teorisiyle değil, piyasalar üzerindeki etkisiyle de değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Eğer tarifeler doğru hesaplanmış olsaydı, örneğin Kamboçya için açıklanan yüzde 49’luk oran sadece yüzde 13’e düşecekti. Vietnam için de yüzde 46’lık tarife, yüzde 12,2’ye gerileyecekti. Çoğu ülke için uygulanacak oran, Beyaz Saray’ın belirlediği minimum yüzde 10 seviyesine kadar inmiş olacaktı.
Beyaz Saray cephesi ise geri adım atmıyor. Yapılan açıklamada, tüketicilerin kararlarını perakende fiyatlara göre verdiği savunularak, kullanılan yöntemin geçerli olduğu ileri sürüldü. Hatta tarifelerin daha da yüksek olması gerektiği ifade edildi.
Harvard Business School’dan Prof. Alberto Cavallo’nun çalışmasına da referans verildi. Ancak Cavallo, çalışmasının yanlış yorumlandığını belirtti: “Araştırmalarımıza göre, ithalat fiyatlarının tarife karşısındaki esnekliği 1’e daha yakın. Eğer bu değer kullanılsaydı, açıklanan tarifeler dörtte birine düşerdi.”