Türkiye ekonomisinin ilk çeyrek karnesi! 2025'in ilk 3 ayı geride kaldı

2025 ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi küresel belirsizlikler ve yüksek enflasyonla mücadele ediyor. Dolar/TL kuru volatil seyir devam ederken ihracat güçlü bir şekilde büyüyor ancak küresel talep dalgalanmaları ve lojistik maliyet artışları risklerini artırıyor. İç tüketim ve bireysel yatırımlar ise ekonomiyi destekleyerek umut vermeye devam ediyor. Enflasyon ve faiz politikaları derken işte 2025’in ilk çeyreğindeki ekonomi karnesi.

KAYNAK:
Kübra Çelepi
|
GİRİŞ:
26.03.2025
saat ikonu 13:47
|
GÜNCELLEME:
27.03.2025
saat ikonu 17:05

2025 yılının ilk üç ayında Türkiye ekonomisi, küresel belirsizlikler ve iç ekonomik faktörlerin etkisi altında büyüme yolunda önemli sınavlardan geçiyor. Hem dış ticaret dengesi hem de yerli üretim, istihdam ve tüketim gibi temel göstergeler, ekonomik istikrarın sürdürülebilirliğini destekliyor. Aynı zamanda güçlü iç tüketim, yatırım hareketliliği ve bireysel yatırımcıların artan ilgisi gibi olumlu gelişmeler de Türkiye ekonomisinin dinamiklerini yeniden şekillendirmeye devam ediyor.

2025’İN İLK ÇEYREĞİNDE EKONOMİ SINAVI

Türkiye ekonomisi 2025'in ilk çeyreğinde enflasyon, faiz oranları ve döviz kuru belirsizlikleriyle karşı karşıya kalırken, iç tüketim, ihracat ve dijital yatırımların artmasıyla büyüme yolunda umut verici gelişmeler yaşanıyor. İşte ilk 3 ayda yaşananlar;

ENFLASYON VE FAİZ POLİTİKALARI

2025 yılının başından itibaren, Türkiye ekonomisinin en büyük gündem maddelerinden biri enflasyon oranları oldu. 2024 yılı sonunda %44,38 seviyelerinde olan enflasyon, yılın ilk iki ayında %39,05 bandına gerilemiş olsa da, yüksek fiyat artışları ve gıda fiyatlarındaki dalgalanmalar ekonominin en büyük zorlukları arasında yer almaya devam etti.

Merkez Bankası’nın faiz politikaları da bu dönemde dikkatle izleniyor. 2025’in ilk çeyreğinde, politika faizi %42,5'e çekildi. Ancak, yüksek faiz oranları, yatırımcılar için cazip olmaktan çok, yerli işletmelerin finansman maliyetlerini artırdı.

İlerleyen dönemde enflasyonla mücadele ve faiz adına atılacak yeni adımlar, tüketici güvenini artırmak ve yatırımcıları teşvik etmek açısından kritik öneme sahip olacak.

DOLAR TL KURU VE KÜRESEL EKONOMİK DALGALANMA

Türkiye’nin en önemli ekonomik göstergelerinden biri olan dolar/TL kuru, 2025 yılının ilk çeyreğinde de volatil bir seyir izledi. Küresel ekonomideki belirsizlikler ve ABD faiz artışları gibi dış faktörler, Türk lirası üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor. 2025’in ilk üç ayında, dolar/TL kuru 38 TL bandında işlem gördü.

GRAM VE ONS ALTININ PERFORMANS

Mart ayının ilk gününe göre gram altın 349,93 TL artarak yüzde 10,46 değer kazandı. Yılbaşı başlangıç değerine (2,994.70 TL) göre gram altın 701,4 lira artarak yüzde 23,42 oranında değer kazandı. Gram altın son bir yıla göre ise; 2,250.36 liradan 3,696.10 liraya yükselerek değer yüzde 64,25 değer kazancı yaşadı.

Ons altın bu ayın ilk gününe göre (168,33 Dolar) yüzde 5,89 değer kazandı. 2,640.22 dolar olan yılbaşı başlangıç değerine göre ons altın 385,94 dolar artarak yüzde 14,62 oranında değer kazandı. Son bir yıla göre ons altın; 2,178.80 dolardan 3,026.16 dolara yükselerek 847.36 dolar (yüzde 38.89) değer kazancı yaşadı.

AKARYAKIT FİYATLARI HIZLA DEĞİŞİYOR

Bu durum, iç piyasadaki ithalat maliyetlerini ve enerji fiyatlarını doğrudan etkiliyor. Döviz kurundaki artışlar, akaryakıt fiyatları ve doğal gaz gibi maliyetlerin yükselmesine yol açıyor. Bununla birlikte, ihracatçı sektörler için bu durum, rekabet avantajı oluşturuyor. Türk Lirası’nın değer kaybı, özellikle dış pazarlarda Türk ürünlerinin cazip hale gelmesini sağlıyor.

TÜRKİYE’NİN İHRACAT PERFORMANSI

2025 yılı itibariyle Türkiye’nin ihracat performansı önemli bir büyüme gösterdi. 2024 yılı sonunda Ocak-Aralık döneminde ihracat %2,4 arttı, ithalat %5,0 azaldı. Bu artış ile ihracat 2023’e göre daha güçlü bir ivme kazandı. İhracatın güçlü olduğu sektörler arasında otomotiv, elektronik, tekstil ve gıda ürünleri öne çıktı. Ancak, küresel talep dalgalanmaları ve lojistik maliyetlerindeki artış gibi dış etkenler, Türkiye’nin ihracatçılarının karşılaştığı zorlukları da artırdı.

Bir diğer önemli gelişme ise, AB ve Orta Doğu pazarlarındaki büyüme oldu. Türkiye’nin ticaret hacmini çeşitlendirmesi, farklı coğrafyalara yönelik ihracat stratejileri geliştirmesi gerektiğini gözler önüne serdi. Bu da Türkiye’nin daha sürdürülebilir bir büyüme modeli oluşturabilmesi için önemli bir fırsat alanı olarak karşımıza çıktı.

İÇ TÜKETİM VE BİREYSEL YATIRIMLARIN ARTIŞI

2025 yılının ilk çeyreğinde, iç tüketim Türkiye ekonomisinin önemli bir destekleyicisi olmaya devam etti. Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Şubat ayında 82,1 iken Mart ayında %4,6 oranında artarak 85,9 oldu. 2025’in başında da güçlü bir şekilde pozitif kalmaya devam etti. Gıda, teknoloji ve otomobil gibi sektörlerde talep artışı gözlemlendi.

YENİ HALKA ARZLARA ESKİ İŞTAH KALMADI

Özellikle, bireysel yatırımcıların Türkiye’de borsaya olan ilgileri dalgalanmalara rağmen devam ederken halka arzlara olan ilgi 2024'e göre azaldı. Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlere yapılan yatırımlar, kripto para piyasasındaki hareketlilik ve emlak sektörüne olan talep, Türkiye’nin ekonomik büyümesine katkı sağlamaya devam etti. Küresel krizler ve enflasyonist ortamda daha fazla insan, tasarruflarını finansal araçlara yönlendirmeye başladı.

İSTİHDAM VE İŞSİZLİK ORANI

Türkiye’nin işsizlik oranı, 2025 yılının ilk iki ayında istihdam edilenlerin sayısı 32 milyon 531 bin kişi, istihdam oranı ise yüzde 49,2 oldu. İşgücü 35 milyon 534 bin kişi, işgücüne katılma oranı yüzde 53,7 oldu. Kadın istihdamı da son yıllarda giderek artarken, gençlerin iş gücüne katılımı ise hala belirli zorluklarla karşılaştı. Ancak, özellikle dijitalleşme ve uzaktan çalışma gibi alanlarda genç iş gücü arzı giderek artıyor. Ayrıca, tarım dışı sektörlerde yeni istihdam alanlarının oluşması, iş gücü piyasasının dinamiklerini değiştiren önemli faktörlerden biri oldu.

2025 İLK ÇEYREĞİ TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN KARIŞIK BİR DÖNEM

Küresel ekonomi, 2025 yılında yüksek enflasyon ve faiz oranlarının artışı ile mücadele ediyor. ABD, Avrupa Birliği ve Çin gibi büyük ekonomilerdeki düşük büyüme oranları, Türkiye’nin dış ticaretini etkilemesi bekleniyor. Ancak, Türkiye’nin genç nüfusu, ihracat potansiyeli ve girişimcilik kültürü, Türkiye’nin küresel ekonomik dalgalanmalara karşı dayanıklılığını artırmaya devam ediyor.

Türkiye, yeşil ekonomi ve sosyal sorumluluk projeleri gibi yeni büyüme alanları ile küresel ekonominin geleceğine uyum sağlama yolunda önemli adımlar attı.

ZORLUKLAR VE FIRSATLAR ARASINDA BİR DENGEDE

Türkiye ekonomisi, 2025 yılının ilk çeyreğinde zorluklar ve fırsatlar arasında bir denge kurmaya çalışıyor. Enflasyon, faiz oranları ve döviz kuru gibi temel ekonomik sorunlar, kısa vadeli belirsizlikleri artırsa da, iç tüketim, ihracat ve dijital yatırım gibi unsurlar Türkiye’nin büyüme yolunda umut verici bir temel oluşturmaya devam ediyor. Türkiye’nin küresel ekonomik dalgalanmalara karşı daha dayanıklı hale gelerek uzun vadede daha sürdürülebilir bir büyüme modelini mümkün kılması bekleniyor.

ETİKETLER
#Ekonomi
YorumYORUM YAZ
Uyarı
Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.