Türkiye’de konut almak zorlaştı. Alternatif modeller vatandaşın gündeminde. Türkiye genelinde satılık konutların metrekare fiyatı 31 bin TL seviyesine yaklaşırken, bu rakam İstanbul’da 42 bin TL, İzmir’de 36 bin TL ve Ankara’da 24 bin TL olarak karşımıza çıkıyor. Aynı şekilde kira fiyatları da son yıllarda enflasyonun üzerinde artış gösterdi. Türkiye genelinde kiralık konutların metrekare fiyatı 190 TL seviyesinde olsa da, İstanbul’da 250 TL, İzmir’de 220 TL ve Ankara’da 180 TL civarında seyrediyor. Yüksek fiyatlar, özellikle genç nüfusu ve kiracıları alternatif yollarla konut sahibi olmaya yöneltti. Onlardan biri de topraktan ev sahibi olma. Evinin önce toprak sahibi, sonra inşaat maliyetini ödeyerek ev sahibi olabileceğini öğrenenler bu sistemi alkışlıyor. Sistemi Altın Emlak Global Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı anlattı.
Bankalardan konut kredisi almanın maliyetinin de artması, vatandaşları daha uygun ödeme planları sunan “topraktan proje” modeline yönlendiriyor. Yeni uygun fiyata konut sahibi olma fırsatının adı 'Topraktan ev alma' oldu.
Topraktan projeler, arsa üzerinde inşaat yapılmadan önce arsanın belirli bir payının satın alınarak uzun vadede konut sahibi olmayı amaçlayan bir model sunuyor. Bu sistemde:
• Arsa Payı: Vatandaşlar, belirli bir bedel karşılığında arsanın payını satın alıyor.
• İnşaat Bedeli: Daha sonra inşaat firması tarafından yapılacak binanın maliyeti ödeniyor.
• Uzun Vadeli Ödeme Planı: Bu modelde peşinat ve vadeli ödeme seçenekleri sunularak maliyet zamana yayılıyor.
Topraktan projeler, banka kredisi çekmeden, daha düşük maliyetlerle konut sahibi olma imkânı tanıyor. Ancak bu modelin bazı riskleri de bulunuyor:
1. Proje Gecikmeleri: Kooperatif sistemine benzer şekilde, projelerin zamanında tamamlanmaması endişe yaratabiliyor.
2. Maliyet Belirsizlikleri: İnşaat maliyetlerindeki dalgalanmalar, son maliyetin artmasına neden olabilir.
3. Firma Güvenilirliği: Arsa satın alındıktan sonra inşaatın başlamaması veya müteahhitin yükümlülüklerini yerine getirmemesi, mağduriyetlere yol açabiliyor.
Topraktan projelerin güvenilirliği artırmak için, bu modelin yasal altyapısının güçlendirilmesi gerekiyor. Gayrimenkul yatırım fonlarının bu süreçte devreye girmesi ve sertifikalandırma mekanizmalarının geliştirilmesi, vatandaşın daha güvenli bir şekilde bu yöntemi tercih etmesini sağlayabilir. Altın Emlak Global Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, topraktan ev alma yöntemi hakkında detyalı analizde bulundu. TGRT Haber'den Kübra Çelebi'ye konuşan deneyimli uzman yatırımcıları uyardı. Açıklamaları şöyle;
"Türkiye'de özellikle son dönemde konut sahibi olmak zorlaştı. Hatta şu an Türkiye genelinde ortalama satılık konut ilanlarındaki metrekare fiyatları yaklaşık 31.000 TL seviyelerine yaklaştı. Bu rakamlar yani ortalama satılık konut metrekare fiyatları İstanbul'da 42.000 lira, Ankara'da 24.000 lira, İzmir'de de 36.000 TL seviyelerinde. Tabii bu durum özellikle konut almak isteyen genç hane nüfusu açısından oldukça da zor bir durum. Ülkemizde şu da var ki hanehalkı sayımız azalırken bununla beraber genç nüfusumuz etkin bir şekilde artmaya devam ediyor. Tek kişi yaşayan da önemli bir halk var. Son sonuçlara baktığımızda Türkiye'de toplam 41.3 milyon konut var ve fertlerin yaklaşık %56'sı kendilerine ait bir konutta yaşıyor. Kirada yaşayanların oranı da %27.8 seviyesinde. Bu durumda aslında kiracı olanlar da bir şekilde ev sahibi olmak istiyorlar.
Tabii bu durum ister istemez vatandaşın alternatif modellerde ev sahibi olmasını kolaylaştırabilecek arayışları da itiyor. Genel anlamda baktığımızda topraktan projeleri olarak adlandırılan bu projelerde aslında öncelikle arsa vasfında ve üzerinde konut yapımı imarı bulunan bazen projesi hazır bazen projesi hazır olmasa bile ne yapılacağı belli olan arsalarda vatandaşların başlangıçta arsanın bedelini ödeyerek o taşınmazın arsasını satın almaları. Daha sonrasında ise bu satın aldıkları arsanın üzerine inşaat firması tarafından üretilecek inşaatın maliyetini ödemeleri ve bu ödemelerle beraber aslında daha kolay ev sahibi olmalarını hedefliyor.
Özellikle sistemin uzun vadede kooperatif sistemine benzer bir model olduğunu söylemek mümkün. Ama tabii ki kooperatif sistemine benzer şekilde projelerin zamanında yapılmaması ya da bu bölgedeki kat karşılığı oranlarının istenen seviyede olmaması inşaat maliyetlerinde olan belirsizlik de soru işareti oluşturabiliyor. Konutun maliyetini oluşturan üç ana etmen var. Birincisi arsanın bedeli, ikincisi inşaatın bedeli, üçüncüsü müteahhitin bedeli.
Müteahhitin karı içinde projenin finansman maliyeti de var. Nispeten bunları siz tümünü baştan ödemek istediğinizde ister istemez mevcutaki konus satış rakamlarını görüyorsunuz. Bunu nispeten banka kredisiyle ödemek istediğinizde ortalama Türkiye'deki 2 milyon kredi çektiğinizde yaklaşık 60 bin TL geri ödemesi var ki bu gerçekten birçok orta kesim için bile konut almayı zorlaştıran bir unsur. O nedenle aslında alternatif olan bu yöntemde siz gayrimenkul alımını daha uzun bir zaman dilimi içerisinde vadelere yaymış oluyorsunuz.
Ödeme gücü ve potansiyelinize göre peşin, vadeli gibi seçenekler de firmalar topraktan öncelikle size belli bir hisseyi satacağını taahhüt ediyor. Bunu da şöyle bir örnekle değerlendirebiliriz. Diyelim ki 200 metrekare bir arsa da 10 tane daire yapılacak olsun. Her daireye yaklaşık 20 metrekare bir arsa payı düşecektir. Bu 20 metrekarenin bedelini aslında size satmış oluyor. Bu arsa diyelim ki şu an için 10 milyonsa sizden de firma aslında bu 10 milyonun karşılığını 1 milyon olarak değil de vadeye yayarak belki sizden 1,5 ya da 1600 1700 gibi bir rakamı alıyor ve aslında sizi o arsaya hisseder yapıyor.
Tabi burada firmalar açısından güvenirlikle ilgili de bazı kısımlara dikkat etmek lazım çünkü arsayı satın alamazsa ya da satın almazsa topladığı paralarla ortadan kaybolursa bunlar da farklı ve yeni mağduriyetlere yol açabilir. O nedenle sistemin yasal anlamda altyapıya ulaşması için gerek gayrimenkul yatırım fonlarıyla modellenmesi gerekse de sertifikalandırma modelinin bu alanlarda da geliştirilmesinin faydalı olacağı kanaatindeyiz."