Son dakika haberi... Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, hakem kararları ve Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in sözlerine cevap verdi. Koç, Galatasaray cephesine çok sert sözlerle yüklendi. İşte Ali Koç'un sözleri...
Trendyol Süper Lig devi Fenerbahçe'nin Baskani Ali Koç, gündeme dair açiklamalarda bulundu.
Iste Ali Koç'un açiklamalarindan satir baslari:
Bu toplantinin öznesi rakibimiz (Galatasaray). Son dönemde gündem dinamik, iddialar, iftiralar yogun.. Biz de uzun süredir basin toplantisi yapmadik, cevabini vermedik.
-Rakibimiz son dönemde deli saçmasi söylemler içinde. Onlara bazi hatirlatmalar yapmayi amaçliyorum. Böyle bir açiklama yaptigim için de üzüldügümü belirtmek istiyorum. Rakibimizin düsürdügü seviye mezbahayi aratir seviyede. Yalanlarla kendi camialarini kiskirtiyorlar. Bizim camiamizi tahrik ederek, milyonlari kiskirtarak suç isliyor. Buna müdahale edecek federasyon yok. Galatasaray'in Türk futbolu için beka sorunu oldugunu anlatacagim. Hayali olarak degil.
-Galatasaray'in Türk futbolu için nasil bir beka sorunu oldugunu anlatacagim. Hayallerle degil, istatistikler ve gerçeklerle konusacagim. "Bu kulübün kötülükte ve riyakarlikta da Sampiyonlar Ligi'nde oldugunu, kazanmak için her seyin mübah oldugu seklinde davrandigini anlayacaginizi düsünüyorum. Algilarla, kisa sürekli mutlu olabilirler. Sonunda tarihin sonunda yer alan kirli iliskileri, basari için yaptiklari türlü türlü halleri çikacaktir.
-Tenhada ayri, umumi de ayri söylemde bulunurlar. Kendilerine yapilmasini istemediklerini baskalarina hiç çekinmeden yaparlar. 'Biz de bunu yapmistik, baskasi ne düsünür' demezler. Hak, hukuk, mevduat ve vicdan tanimazlar. Kul hakki yemekten hiç çekinmezler. Sportif rekabet anlayislari kayrilmaya dayalidir! Türlü türlü santaj, itibar suikasti yaparak TFF ve kurullarini baski altina alirlar. Bunu yapmak için de hayali düsmanlar olustururlar. Kazanilan bir maç veya sampiyonluk sonrasi baska camialarin mutsuzlugundan paye çikarirlar!
-Bir puan kaybi sonrasi, isler iyi gitmeyince ya da kendi maçlarindaki hakem hatalarini örtbas etmek için ortaligi birbirine katarlar. Ligi bitirtmeyiz tehditlerinde bulunurlar, açiklayacagiz derler, en sonunda ise istedikleri olunca susarlar. Isler iyi giderken de itidalli olalim derler.
-Futbolun marka degeri için mücadele ettiklerini söylerler isler iyi giderken. Sadece kendileri için degil, tüm kulüpler için adalet arayisinda olduklarini söylerler. Hatta bunun için her hafta kendi kanallarinda program yapacaklardi, bir sürü video yolladik, program yayinlanmadigi için hiçbiri gösterilmedi. Bunu yapamadan kulüp kanallari da kapatildi. Günü kurtarma refleksiyle, samimiyetsiz, gerçek disi söylemler... Sadece kendilerini akilli, herkesi saf görürler.
-TFF Baskani ve kurullari, Galatasaray için ne anlam ifade ediyor? Biz çözemedik. Önce kamuoyunda, sonra Kulüpler Birligi açiklamasina serh koyarak TFF'ye siper oldular. Çok kisa süre sonra ayni TFF'yi tarihin en kötü TFF'si olarak ilan ettiler. Hangisi sizsiniz?
-Ikinci örnek; bir maçta kulübümüz hakkini aramak için 19 Mart'taki Alanyaspor maçinin devre arasinda rahatsizligimizla ilgili paylasim yaptik. Kiyameti kopardilar. Sonra aradan on gün geçti, birebir aynisini kendi maçlarinda yaptilar. Paylasimi yapmadan önce aranizdan bir akilli "Fenerbahçe ayni seyi yapti, baskanimizin agzindan çok sert seyler yazdik. Yaparsak riyakarlik olur" demiyorlar mi?
-Bunlarin bir taktikleri var insanlarin üstünde baski kurabilmek için. Fenerbahçe ile ilgili sirketlerde çalisiyor, Koç Grubu'nda çalisiyor, baska alakasiz konulari gündeme getirdiler. Söz konusu olan durum, kisiyi kamuoyunun önüne atmak
-Madem TFF Baskani'ndan memnun degilsiniz, kurullar rezil... Hakemler kötü... O zaman siz de bizim gibi yabanci hakem talebinde bulunun! Mertseniz, dürüstseniz, kendinize güveniyorsaniz... Bu sizin en büyük samimiyet testiniz. Yabanci hakem istemezler, Avrupa'da yabanci hakemlerin nasil maç yönettigini görüyorlar. Kendilerini, Avrupa'da yere atiyorlar ama onlar "Kalk" diyor. Tabii istemezler. Okan Buruk'a sormak lazim, en yakin hakem arkadasi kim? Bilen bilir. Yabanci hakemi tabii istemezler, çünkü en iyi sonuçlari Türk hakemlerle aliyorlar.
-MHK Baskani sayin Lale Orta'yi Okan Üniversitesi çalisani ve Fenerbahçeli çalisani oldugu söylemleriyle baski altina almaya çalistilar. Tabii cesur bir federasyon baskani olsaydi çikar 'Kardesim siz ne diyorsunuz? Ben Galatasaray kongre üyesiyim. Benden evvelki baskan Fenerbahçe'de 18 yil baskan vekilligi yapti, diger baskan Besiktas'in kulüp baskaniydi. Siz nasil böyle konusursunuz?' deyip susturacagina çanak tuttu bu hanimefendinin linçlenmesine.
-Bunlarin transfer yapma kültürleri olaganüstü, kimse yanina yaklasamaz. Pek çok yerel kulüp sikayet eder ama seslerini çikarmazlar. Oyuncu ayartmada, hülleli transferde, çikarlarina göre transfer haberi servis etmede, sözlesmelerde islerine geleni yapmakta, kamuoyunu yanlis yönlendirmede de Sampiyonlar Ligi'ndeler.
-Bu ülkede bir tek kulüp, kendi dönemimiz için konusayim "Oyuncumuzu ayarttilar" diyemez. Onlar oyuncuyu ve menajeri ikna ederler, sonra da kulübünü köseye sikistirarak, maddi zara bile ugratirlar. Ogulcan Çaglayan, Taylan Antalyali.. Levent Mercan da var ama onu alamadilar. Maçlarindan önce söz konusu takimlarin oyunculariyla ilgili transfer haberleri çikartirlar. Ya da oynayacaklarin takimlarin oyuncularini transfer etmek için teklif yaparlar. Kayserispor'a Mame Thiam için Pendikspor teklif yapti. Sivasspor'a Sainz için Eyüpspor teklif yapti. Bu üç Istanbul kulübünün yakin iliskileri herkesin malumu. Zaten ikisi, ayni ligde oynadi. UEFA kurallari söz konusu bile olamaz. Alin size gerçek koalisyon. Gerçek koalisyon.
-Sözde bu sezon bize birçok transfer çalimi yaptilar. Bagira bagira bunu duyurdular. Transfer ettikleri 4 futbolcu var ki, resmi sözlesmedeki bedellerinin gerçek olmasi mümkün degil. Futbolcuya ödedikleri parayla, sözlesmede yazan para farkli. Buna yeri gelir imaj hakki, yeri gelir sponsorluk derler. Son dönemde de gayrimenkullerle aradaki farki kapatiyorlar. Sponsorlari da çok cömert! Katiyen isimlerinin açiklanmasini istemezler.
-Morutan için 3 milyon euroya satmislar, müthis basari dedik. Ben sahsen öyle düsündüm. Keske bizde de böyle bir sihirbaz olsa dedim. Halbuki isin öyle olmadigini aslini ögrenince anladik. Bu, ancak belirli sayida ilk 11 oynarsa devreye giriyormus. Dogal olarak da kulübü su anda ilk 11 oynatmiyor. Acaba bu limit açmada kullanildi mi? Bunu ögrenecegiz. Takip ediyoruz.
-Cedric Bakambu'nun Real Betis'e transferinde de yanlis bilgi verdiler. Real Betis'in 5+5 milyon euro ödeyecegini ögrendik. Müthis! Ilerleyen günlerde söz konusu kulübün baskaninin açiklamalariyla isin aslini ögrendik.
Bir kulüp niye oldugu gibi söylemez? Ne biliyoruz? Real Betis'in 5+5 milyon euro karsiliginda Bakambu'yu aldigini biliyoruz. Betis baskani, ödedigimiz bonservise maas da dahil diyor. 5 milyon euronun gerçeklesmesi için olaganüstü seyler olmasi gerekir diyor. Bazen anlasma yaparsiniz; Fenerbahçe, Sampiyonlar Ligi sampiyonu olursa 1 milyon euro daha ödenecek dersiniz. 5 milyonun içinde de maas var. Zarar da etmis olabilirler. Burada olan sey insanlarin gözünün içine baka baka aldatmak.
-2 gün evvel bir futbolcularinin 5 milyon €'luk imaj haklarini ödeyemedikleri için haber çikmis. Bu imaj haklari sözlesmeleri Türkiye'de mi yapiliyor? Dubai'de mi yapiliyor? TFF'ye SPK'ya veriliyor mu? Bunlari soracagiz TFF'ye. Bizden 8,5-9 milyon € isteyen oyunculari 3,5-4'e oynatir bunlar. Çünkü Istanbul'un o tarafinda oksijen daha iyi.
-Forma anlasmalarini 20 milyon euro olarak gösteriyorlar. Imkani, ihtimali yok! Olmayacak seyleri, bonusa koyup, gösterebilirsin. Burada da böyle olmus. Insanlarin gözünün içine bakarak dogrulari söylemiyorlar. Bu ülkede dogrulari ispatlamak durumundayiz.
-Nicolo Zaniolo için bizim teklifimi ifsa ettiler. Biz de oyuncuya bakiyorduk, menajerlerine yolladigimiz teklif ellerine geçmis ve ifsa ettiler. Bu aslinda suç! Onu gösteriyor, kurnaz ya.. Fenerbahçe'nin daha çok verdigini söylüyor ve oyuncunun, Galatasaray'i tercih ettigini söylüyor. Biz de bunu mahkemeye götürdük, haksiz rekabetten.... Bilirkisi raporu geldi, bu ülkede dürüst insanlar da var. Raporda Galatasaray'in teklifinin, Fenerbahçe'nin teklifinden yüksek oldugu yaziyor. Bunlar yargida da çok güçlüler. Selahattin Baki ve Onur Göçmez'i ifadeye çagirttilar. Orada güçlüler. Amaç rahatsizlik olusturmak.
-Orada oynamis oyuncularin Galatasaray'a karsi gösterdikleri performans herkesin malumu. Bu öyle bir seviyeye geldi ki, bir kulüp baskani çikip 'Beyinleriyle kalbi arasinda çeliski olmustur' dedi. Bunun Fenerbahçe maçi sonrasi oldugunu düsünebiliyor musunuz? Malum kulüp tarafindan OHAL ilan edilirdi. Bu isin nirvanasi, Ümit Karan'in Eskisehirspor formasi giyerken söyledigi seyler. 'Galatasarayliyim, Fenerbahçe sampiyon olmasin diye gol atmak istemedim' diyor. Belhanda'nin geçen sezon maçtan önce üçlü çektirmesi...
-Bunlarin kalemsörleri vardir, olaganüstü durumlari normallestirmede doçent olmuslardir. Ümit Karan 'Dürüst' oldugunu söylüyor. Programi sunan 'Ben de sokakta Galatasarayliyim' diyor.
-Basin toplantilarinda istenilen sorulari sordururlar. Istemedikleri soru geldiginde, soru soran kisi kurumuna sikayet edilir. Ya da iletisim direktörleri gece yarisi mesaj atar ve tehdit eder. Yakin zamanda iki medya mensubu bunu yasadi.
-Açin kulüp resmi ve taraftar hesaplarina bakin, ne kadar senkronize olduklarini ve ne demek istedigimizi anlarsiniz.
-Yabanci hakem istememelerinin sebebi asikardir. Türk futbolunun ne hale geldigini görmek için Galatasaray - Antalyaspor maçina bakmak, yeterli olacaktir. Sonrasinda yasananlar gayri ahlaki spor kültürünün mükemmel bir örnegidir. O kadar çok örnek verebiliriz ki, iki sezon Netflix dizisi çikar.
-TFF, bunlarin kritik maçlarina hep istedikleri hakemleri atarlar. Bizi maçlarimiz basket maçi gibi, dokundugumuz an faul ve sari kart. Oyuncularimiz son maçta dayak yedi, dövülmeye çalisildik. Bunlar tekme, tokat dövüyor. Bunlar agir pozisyonlar. Hepsini gündeme getiremiyoruz, yayinci kurulusa para ödemeye gücümüz yetmez. Sahada etkisi var, bir sonraki maça etkisi var, hakemlerin bir sonraki maçina etkisi var. Bunlar basarilari hep bu yöntemlerle elde ediyorlar.
-Carlos Vinicius... Ben böyle bir sey görmedim. Göz göze, kulak kulaga... Az kalsin dudak dudaga.. Kart yok, hiçbir sey yok. Bizim neredeyse Ingilizce bilmeyen futbolcumuz "Aptalca" dedi diye atiliyor, burada hiçbir sey yok. Bakin ayrica ne güzel atliyorlar yere. Lucas Torreira nasil basiyor, olacak is degil. Normalde Besiktas maçinda olmamasi lazim!"
-Wilfired Zaha'ya kart bile çikmadi, iki bacagina birden... Kart yok, kart!
-Biz 4 maçta, 59 faul yapmisiz 15 kart almisiz. Onlar, 62 faul yapmislar, 4 kart almislar. Galatasaray son 8 maçinda 99 faul yapmis, 10 sari kart görmüs. Biz 4 maçta, 59 faul, 15 sari kart."
-Malum takim baskani, bu maç yasanmamis gibi Kasimpasa maçimizi konustu. Ondan önce Jayden Osterwolde var. Bu olacak is degil. Yavuz hirsiz, ev sahibin bastirir misali.
-8 kirmizi kart verilmeyen pozisyon.. Sampiyonluk yarisini bu kart standartsizligi derinden etkiliyor. Fernando Muslera sari kart görüyor ve hakemi alkisliyor. Ama dokunulmaz. Antalyaspor maçinda Kerem Aktürkoglu'nun sari karti var, ikinci sari kartla atilacak. Hoca uyaniyor ve oyundan aliyor. Hakim Ziyech, Rizespor maçinda sari kart görmüyor, 94. dakikada kart çikiyor. Belki atilacakti ve diger maçta oynayamayacakti. Hatayspor maçinda Baris Alper Yilmaz dirsek atti. Trabzonspor maçinda Lucas Torreira'nin faul ve itirazdan iki kart görmesi lazim. Antalyaspor maçinda Carlos Vinicius... Yine ayni maçta Lucas Torreira'nin hareketi. Bilerek ve isteyerek basiyor. Inanabiliyor musunuz? Wilfired Zaha'nin Antalyaspor maçinda faulü. Kisacasi hakemler, sampiyonluk yarisindaki bir takimin en küçük hatasini ararken, diger takimin kör göze parmak hareketlerini görmezden geliyorlar. Bu çifte standarti kimseye anlatamazsiniz.
-Bunlar geçmiste de korunuyordu. O zaman da tecilli hakemleri, önemli maçlarina ataniyordu. 1997*1998'de Galatasaray hakem Ahmet Çakar, Besiktas 1-0 önde Galatasaray'a karsi.. 87'de bir penalti çaliyor. Bugün itiraf ediyor. "Düdügü çaldim ve eyvah dedim" diyor. 25 sene sonra itiraf ediyor, oyuncunun penaltiyi kaçirmasini istedigini söylüyor.
-Mauro Icardi kamuoyu baskisi olmasa, sevk edilmezdi. Tedbirsiz sevk edildi. Icardi'nin sevk süreci. Kayirmanin bir örnegidir. En az 2 maç ceza almasi gerekirken, tedbirsiz sevk ederek kurula "En alt sinirdan ceza ver" diyorsun.
-Bu sezon bize 9 Milyon, Galatasaray'a 6 Milyon 390 Bin TL. Biz itirazla 8 Milyon 946 Bin TL, onlara 4 Milyon 947 Bin TL.
-Galatasaray ile TFF arasindaki iliskinin adini koyamadik. TFF'de korunduklari, bu kulübün zor aninda TFF'nin imdatlarina yetistigi ortadadir. Hakeme saldiri sonrasi TFF 1. Lig'de maçlar kaydirildi, Süper Lig'de sadece o haftanin maçlari ertelendi. Bu niye önemli? Bu bazilarina avantaj, bazilarina dezavantaj saglar. Hava sartlari, cezali sporcular, takimlarin seyahat süreleri... Tesadüf olabilir, bilerek de olabilir... Sorduk ama cevap alamadik. Süper Lig'e baska muamele yapilmasi, rakibimizin lehine sartlar olusturdu.
-Suudi Arabistan'da konusunda bir anormallik var. Fenerbahçe'nin sorumlu tutulmasi, bizi rahatsiz ediyor. Devletimize çagrida bulunduk ama herhalde onlar konuyu önemli bulasmiyor. Biz arastirdik, neden hep biz? Neden bizi ve beni hedefe koydular. Arastirma sonucu istemedigimiz bir seyle karsilastik. Meger TFF Baskani Mehmet Büyükeksi, devlet yetkililerine bizi isaret etmis. Ugur Dündar'in saat 16:00'daki açiklamasinin krize sebep oldugunu devlet yetkililerine aktarmis. Ben de kendisine sordum. Oradakiler 'bana öyle sordular. Ben de 'Evet' dedim." cevabini verdi. Soranlar kim? Bakan seviyesi mi, baska seviye mi? "Peki dedim sayin baskan, rakibin Genel Sekreteri'nin Ugur Bey'den önce Istiklal Marsi'na izin verilmedigini söylemesini yetkililere aktardiniz mi?" seklinde sorum. "O tweet'ten haberim yok" dedi. Onlarin attigi tweet, bütün krizi tetikledi. Nevzat Dindar, Ugur Bey'in tweet'inden önce Eray Yazgan'a ulastigini ve 'Istiklal Marsi okunmazsa sahaya çikmiyoruz" dedigini aktardi. Bu durum bile kollandiklarini ortaya seriyor.
-Sebep olduklari rezaleti, Fenerbahçe üzerine yikmaya çalismakla Türk futbolunu yönetiyorlar. Gerisini siz düsünün. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, devletimizin bu konuyu arastirmasini istiyoruz.
-Abdülkadir Bitigen, Galatasaray maçinda yanlis penalti verdigini hakem toplantisinda itiraf ediyor. 1 Mart'ta hakemler, Hugh Dallas ve Mehmet Büyükeksi'nin de katildigi bir toplanti düzenleniyor. Tolga Özkalfa'nin görevden alindigi bilgisini paylasip toplantidan ayriliyor. Hugh Dallas da Abdülkadir Bitigen'e penaltiyi soruyor. Bitigen de penalti kararinin yanlis oldugunu tüm hakemler önünde itiraf ediyor. Anlik yanilma da degil. VAR'a gittin, orada da penaltiya hükmettin, sonrasinda da bunun yanlis oldugunu itiraf ediyor. Bunun sampiyonluk yarisina etkisi ne olacak? Malum kulüp, her sene böyle 3-4 maç kazaniyor. Ofsaytimsi gibi bunlar unutuluyor. Siz de puan kaybedersiniz "Ya siz de puan kaybetmeseydiniz" derler.
-TFF Baskani'na Abdülkadir Bitigen olayini sordum. Böyle bir toplanti olmadigini söyledi. Bilerek kendisinin katildigini söylemedim. Halbuki kendisi de katilmis. Biz nasil mücadele edecegiz. Bu kayitlar TFF'nin elinde var ve açiklanmasini istiyoruz.
-Arkalarinda hangi güç varsa, neye güveniyorlarsa bu davranislarini her hafta yapiyorlar. Sonrasinda magduru oynuyorlar. Hatirlatiyorum, er meydanina çikma teklifimiz hala geçerli. Çünkü siz bizim önümüzde söyleyemeyeceginiz seyler söylüyorsunuz.
-Gelelim FETÖ mevzusuna... Fenerbahçe'ye iftira atmaya yeltenenlere sunu hatirlatmak istiyorum, en kuvvetli olduklari dönemde onlara bas kaldiran ve diz çöktüren Fenerbahçe'dir. Bunlara karsi mücadeleyi biz baslattik. Baskanimiz 'Ne sikesi, memleket elden gidiyor' dedi. Üstüne takim otobüsümüz kursunlandi, katliamdan döndük. Buna ragmen, bu terör örgütüne kurban verilen tek kulüp Fenerbahçe. Bunun helallesmesi hiçbir zaman olmadi. TFF, mahkemeyi uzatmak için her türlü sark oyunlarini oynuyorlar. Bütün bunlari anlattim ama ara yasananlari anlatacak fütursuz, acimasiz, arsiz, simartilmis, organize bir kötülük ile mücadele halindeyiz. Arkalarinda hangi güç varsa, neye güveniyorlarsa bu davranislari milyonlarin önünde yapiyorlar, yetmiyormus gibi sonra da magduru oynuyorlar. Er meydanina çikma teklifimiz geçerlidir. Bizim önümüzde söyleyemediginiz seyleri söylüyorsunuz. Özelde süt yutmus kuzu, umumide aslan parçasi kesiliyorsunuz.
-Ercan Güven, FETÖ ile iliskiyi mükemmel anlatmis. Yazinin basligi "Agzinizdan çikani önce kulaginiz duyacak." Yazida "Söz konusu örgütün maskesi düsmedigi dönemde, futboldaki vitrini haline getirdigi yildizlari kendilerine çalisan kanaat önderi haline getirdigi gibi, 15 Temmuz'dan sonra bu isimleri kulüpten atmaktan bile zorlandilar." demis. Biz de bunu somutlastiralim. Fenerbahçe'ye saldirmak pahasina, devletin FETÖ ile mücadelesi zayiflatmak adina FETÖ seviciligi yapmaktir. Bunu akliniza sokun. Örgütün 3 Temmuz'u kumpas olarak görmeyenlere soruyorum, o halde 17-25 Aralik, 15 Temmuz hain darbe girisimi ve birçok FETÖ kumpasi hakkinda ne düsünüyorsunuz? Sizin anlayisiniza göre bunlar da mesru.
-Gelelim gerçeklere, FETÖ'nün en çok sevdigi, gönül kurdugu kulüp, kendileri olmalarina ragmen... Hala kirmizi listede yer alan efsaneler... O dönem örgütün yilmaz savunucusu Rasim Ozan Kütahyali'nin savundugu Zekeriya Öz de bu kulübün üyesi. "3 Temmuz'da Fenerbahçe'yi yerle yeksan etmeseydik, Galatasaray'in önü açilmazdi" diyen Kütahyali'nin Galatasarayli olmasi da tesadüf! Bunlarin adlarini agzima almaktan bile utaniyorum. Mehmet Baransu'nun da Galatasarayli olmasi tesadüf! DIkkat eidlmesi gereken, terörist basinin kendi agzindan çikan sözlerdir. "Dua ve himmetle ayaga kaldirdik" dedigi kuilüp biz degil. Haydi siz de 'Biz degiliz' diyin." Bu kulüp disinda hangi sözleri sarfetmistir. Bizim için ise 'Fenerbahçe bize karsi sert bir tavir içerisinde.' Belki o yüzden oraya çökmüslerdir.
-Sen 'bu ates üfleyerek sönmez' diyerek geçmise özenirken, Sayin Cumhurbaskanimiz yazdigi mektupta 'Bu sürecin hem en canli sahitlerinden hem de en büyük magdurlarindan biri süphesiz Fenerbahçe Spor Kulübü'dür. FETÖ'nün Türk futbolunu dizayn etme girisimi Fenerbahçe camiasinin dik durusu sayesinde basarisizliga ugramistir.' ifadesini kullanmistir.
-Fenerbahçe'ye FETÖ konusunda çamur atacak en son kurumun basinda siz gelirsiniz, Galatasaraylilar... Terör örgütü elebasinin dua ve himmetle ayaga kaldirmaliyiz dedigi kulüp kim? Biz degiliz. Hadi siz de 'biz degiliz' deyin.
-Rakibimizin atanmis baskani ile ilgili düsüncelerimi paylasacagim. Simdi atanmis baskan derken neyi kast ediyorsun? Sunu kast ediyorum, sayin baskan birkaç okazyonda niye 3. kez baskanliga geldigi soruldugunda Sayin Cumhurbaskanimiza rica ettigini söyledi? Sasirdim ama birkaç defa söyledi. Sonra ögrendim ki bu yönetim kurulunun olusumunda da disaridan birkaç dokunus yasanmis.
-Algi isleri bunlarin DNA'sinda oldugu için gidecekleri yolun siniri yoktur. Iddia ettigi hayali koalisyonlari tanimlarken, Çanakkale Savasi'nda düsman güçlere karsi yapilan mücadeleye benzetiyor. Hadi oradan! Cesaret hapi mi almis, yasi itibariyle mi... Git 'Zaferin Rengi' filmini izle Sayin Baskan... Neyin, ne oldugunu daha iyi anlarsin.
Birkaç ay önce, Bayern Münih maçi günü veya bir gün önce.. Bir ziyaretçim vardi, telefonu çaldi ve arayan Dursun Özbek'ti. Acil görüsmek istedigini ve Gayrettepe'deki otelinde randevulastilar. Ortak dostun anlattigina göre, Dursun Özbek orada kendisine "Ortam çok gerildi. Bu nedenle seviyesiz insanlar ortaya çikiyor" demis. "Kulüpler Birligi'nde tek dostluk yapacagim kisi Ali Bey'dir. Ortam çok gerildi, istenmedik olaylar yasanabilir. Ali Bey ile kimsenin bilmedigi bir ortamda bulusup yol haritasi çizmek isterim. TFF Baskani, bizi birbirimize düsürüp, keyifle izliyor. Kendisi seviyesiz bir adam. Hatta geçen gün Ali Bey ile bana ayni anda toplanti saati verip, bizi ayni masaya oturtarak gereksiz tartisma çikmasina vesile oldu. Biz tartisirken, TFF Baskani koltugunu çizip gülerek izliyordu." Burasi dogru oldu bu olay. "Bende o an bütün taslar oturdu. Ali Bey'in, benim veya istersen senin evinde oturup konusmak istiyorum. Zaten bizim birbirimizle problemimiz yok. Bunlara karsi mücadele edelim. Ali Bey ile konus, bu hepimiz için iyi olacaktir. Lütfen bunu Ali Bey'e ilet." diyor. Görüsmede kendi camiasi içinde kendine karsi kumpaslar kuruldugunu, seçim için arkasindan çalismalar yapildigini ve yapilan paylasimlardan kendisinin haberi olmadigini belirtiyor.
-Bunlar ne halki, ne devlet, ne milleti umursayan insan degiller. Dursun Özbek bunlari yalanlamaya kalkabilir. O zaman bu aradaki dost, olani ve biteni anlatacak dürüst kisidir. Insallah yalandir, insallah. Telefon konusmalari, saatleri... Ofise gidisi.. hepsi kayitlidir. Toplantiyi bilen birkaç kisi daha varmis, onu da sonradan ögrendim. Bunu anlatmak tarzim degil ama bir taraftan görüselim, bir taraftan çok sert açiklamalar... Vefat etmis aile üyesi üzerinden alçakça açiklamalar yapmak.. Taniyin istedim.
-Aileme dil uzatabilecek kadar küçülecek bir adamin kim oldugunu görün istedim. Zaten laflar, onun laflari degil. Belli bir yerden alisik oldugumuz laflar. Bir yerden güç aliyorlar. Bu insanlar kendi çikarlari için devlet düsmanligini, vatan hainligini ve hükümet düsmanligini korurlar. 3 Temmuz'da nasil mücadele ettiysek, bu camia ile de benzer sekilde mücadele etmeliyiz.
-Bu sözlerim camiama, oynadigimiz sey futbol degil. Yaptigimiz spor da degil. Vicdansiz bir yapi ile dürüstçe savasmaya, mücadele etmeye çalisiyoruz. Tarihi puanlar topladik. Karsi karsiya oldugumuz kötülügü anlatiyorum. Takimiza vereceginiz güç çok önemlidir. Fenerbahçeli herkese sorumluluk düsüyor. Bu zihniyete karsi dimdik ayakta durmaliyiz.
-Fenerbahçe haram kupalar kazanmak için bu memleketin evlatlarini birbirine kirdiranlardan olmadi ve hiçbir zaman olmayacak. Her seye ragmen hala ve israrla bu memleketin evlatlarina spor yaptiran, sampiyonlar yetistirmeye gayret eden, devletine ve milletine bagli bir camiadir. Bu böyle devam edecektir. Bu yüzden Türk futbolunda ahlaksizlarin ahlak, sadakatsizlerin sadakat dersi vermekten utanmadigi ortamda Fenerbahçe yine hedeftedir. Bunlar sampiyon yapilmaya, kayrilmaya, ittirilmeye alismis bir zihniyettir. Bizim hamurumuz çok farklidir. Futbol takimimiz mücadele ediyoi sonu ne olur, bilmiyoruz. Insallah sonu sampiyonluk olur. Bizim için sampiyonluk yollari hep zor olmustur. Hocalarimiz ve futbolcularimiza sonsuz güvenebiliyoruz. Keske sisteme de güvenebilsek ve yolun sonu sampiyonluk olacak diyebilsem.
-28 sampiyonluk isi de bir kayirmanin ürünüdür. zamaninda bunun kararini alan federasyon, baskanina ve oradaki bu kulübün yapilanmasina bakin. Belli bir sene öncesini saymadilar, sanki o zamandan önce futbol yokmus gibi. O zaman 3 puan öncesindeki ligleri de saymayalim, bu mantikla bakarsaniz. Bugünkü federasyonla 3 senedir bu konuyu kovaliyoruz. Geçen sene 'komisyon kurulacak' açiklamasi yapildi, onay geçti ama bir arpa boyu ilerleme yok.
-Birçok kulübün TFF'nin istifasini istemesini onlara soralim. TFF Baskani kendi rizasiyla istifa edemez, böyle düsünüyorum. Trabzonspor ile bizi karsi karsiya getirmeye çalisiyorlar. Selahatin Bey'in söylemleri Trabzonspor ile alakali degil. Onlarla yaptigimiz son konusmada "Biz fazla alindik" durumuna geldi konu. Trabzonspor ve birçok kulüple ayni noktadayiz. Ertugrul Dogan ile görüsmelerde, neredeyse ayni noktadayiz. Hata sonu maçta problem olacagini düsünmüyorum. Birileri problem olusturmak için oraya gelmediyse.
-TFF gidisata hakim degil. Yine bu sebeke, neyse bu sebeke... Geçmiste de oldugu gibi, bu federasyonda da kendi menfaatleri için istediklerini yaptiriyor. Federasyon bunun ne kadar fakinda, bilemiyorum. TFF'nin istifasi sorunu çözmez. Devrim lazim. Devletimiz müthis operasyonlar yapiyor. Göreceksiniz bir gün bunlara da operasyon yapilacak. Kamu görevlisine dava açiliyorsa, kamu görevlisine görevi kötüye kullanmadan dava açilmali. Bu er yada geç olacak. Milyonlarca insanin toplumsal huzurunu kökünden etkiliyor. Durum böyleyken, dis güçlere ihtiyaç yok. Bu sporun ötesinde. Biz su an spor yapmiyoruz.
-Benim hep endisem var. O yüzden benim oldugum dönemde sampiyon yapmayacaklarini söyledim. Bu hafta üzerinde bir endisem yok. Trabzonspor ile Fenerbahçe'nin sahaya çikacagini ve kora kor mücadele edecegini düsünüyorum. Hakem yönetimleri kulüpleri kafa kafaya getiriyor. Hatta yayinci kurulusun verdigi açilar bile. Sporun etkisini biliyoruz. Belki bu ülkenin düzenini yine futbol üzerinden bozmaya çalisiyor. Öyle düsünmek için yeterince veri var.
-Trabzon ile bizi karsi karsiya getirmeye çalisilan ortami gördük. Selahattin Bey'in maç sonu söylemleri Trabzonspor'u düsünerek söylenmis seyler degildir. Onlarla da yaptigimiz konusmada 'belki biz fazla alindik' durumuna geldi. Trabzonspor da Fenerbahçe de iki kulübün baskani da, pek çok konuda ayni noktadayiz. Bizim bugünkü yönetimle hiçbir sikintimiz yok. Benim özellikle sayin Ertugrul Dogan'la yaptigim istisarelerde neredeyse hepsinde ayni noktada oldugumuzu söyleyebilirim. Hafta sonu oynanacak maçta da birileri oraya problem olusturmak için gelmezse herhangi bir problem olacagini düsünmüyorum.
-Beni zor sulara çekmek istiyorsunuz. Ülke ve devlet olarak son dönemde FETÖ'ye bakisimizda kafam karisti. Daha öteye gitmek istemiyorum. Bana kalsa, pek çok kisi aramizda olmazdi. Ülkemizin bekasi söz konusuysa, disaridakilere bakana kadar, içimize bakmaliyiz.
-Süper Kupa finalini belirlerken diger tarihleri göz önünde bulundurmadik. Avrupa'da bu turu geçmemiz ülkemiz adina da çok önemli. Ülke menfaatleri açisindan rakibimiz de kabul ederse Süper Kupa finali için yeni bir tarih bulunmasi çok daha dogru olacaktir.
-Bu turu geçersek, ülkemiz 9. sirayi garantileyebilir. Ülke menfaati için, rakibimiz de kabul ederse tarihin degismesini konustuk. Belli tarihler üzerine çalisiyoruz. Insallah turu geçeriz. Turu geçtik öz güveni beni korkutuyor. Önce turu geçelim. UEFA Baskani, persembe günü maça geliyor. Ben de maça gidecegim. Fenerbahçe'ye bir zorluk daha çikti.
-Ayasofya Stadi'nda final oynamayi herhangi bir Türk takimi için bu milletin her ferdi ister. Konferans olsun, Avrupa Ligi olsun, Sampiyonlar Ligi olsun... Bir Türk takiminin Yunanistan'in baskentinde, ismi Ayasofya olan bir stadyumda ülkemizi temsil etmesini herkes ister, kim olursa olsun. Ama bunlari konusmak için çok erken. Burada ligi son dakikaya kadar götürüp finale de gidebilirsin. 4 gün arayla iki hedefinden de olabilirsin. Öyle ince bir ipin üstünde yürüyoruz. Allah sonumuzu hayretsin.
-Alti hakemle ilgili ambargoyu yeni duydum, baktiralim. Tolga Özkalfa'nin istifasi bizim maçtan önce verildi, çok da geç kalindi. Ahmet Ibanoglu, kagitta baskan. Bu hakem camiasini yönetecek durumda degil, memur zihniyetinde. Tolga Özkalfa'nin gitmesi isabetli oldu. Kendi ayrilmis gibi lanse etmis ama tam tersi. Besiktas-Galatasaray maçinda, hakeme imzali forma gitmesini ben de duydum. Besiktas tespit edebilir. Türkiye'de forma gitme ilk ve son degil. Tahkim Kurulu oglunu Galatasaray kongre üyesi yaptilar. Bekle 5-6 ay, baban görevdeyse bekle.
-Devlet bu ise müdahil olmadan bu yapidan kurtulma imkani yok. Yeni Içisleri Bakanimizin ortaya irade koydugunda neler oldugunu gördünüz. Kimse devletle kavga edemez. Cesaret, irade, sabir varsa yol zaten belli. Yeter ki arzu edilsin, arzu etmek elde etmenin yarisidir. Fenerbahçe 'Ben magdurum. Bugün degil yillardir magdurum. Herkesin sempatiyle baktigi örgüt benim kulübümü yerle bir etmeye çalismis' diyor. Bas bas bagirmisiz ama dediklerimizi sulandirmissiniz. Az kalsin ülkemiz elden gidiyordu. Benim otobüsüm kursunlanmis. Belki de bütün takim hayatini kaybedecekti. Bunun ciddiyetini bu odadaki herkes biliyor. Hiçbir sey devletin kudretinin önüne geçemez dedim biraz önce, devlet istese bunu bulur. Bunu biz biliyoruz. Polis mükemmel bir çalisma yapmis ama ondan sonraki seviyede savsaklanmis diyoruz. 7 senede 3 sampiyonlugum gitmis. Koalisyon diyorlar. 'Kupa sizin, lig bizim' diyorlardi. Haluk Ulusoy ligi dizayn etti.
-Sonra 13 senede 1 kere sampiyon olduk. Hak yendi. Devlete ve hükümete haykiriyorum. Ben mi gidip çözecegim TFF'de olanlari. TFF'ye kursun atildi, bir sarhosun attigina inaniyor musunuz? Ofsaytimsi gibi unuttuk.
-Bahis, sike, hakemler... Birinin artik parmak basmasi lazim. O bahis isleri de savsaklaniyor.
Google Play
App Store
Haberi Paylaş
14:20
İLGİLİ HABERLER
YORUM YAZ