Tgrt Haber

Fenerbahçe - Eskişehirspor maçı sonrası yazar görüşleri!

01 Aralık 2014 12:49 - Güncelleme : 16 Şubat 2022 11:29
Fenerbahçe - Eskişehirspor maçı sonrası yazar görüşleri!

Fenerbahçe - Eskişehirspor maçı sonrası spor yazarları bakın ne dedi. Ayrıntılar haberimizde...

Çekirge'nin macerası! (Atilla Gökçe) Fenerbahçeli dostlar bu maçı yeniden izleyip doğru analizler yaparak kendileri için en yararlı sonuçları çıkarsınlar. Böyle yaparlarsa, en azından sezonun geri kalan haftalarında hem puan, hem de moral kayıplarına uğramazlar. Her şeyden önce bir özeleştiriye ihtiyacı var Fenerbahçe’nin. Nerede yanlış yaptıklarını sorgulayıp itiraf etmeleri gerekir. Bize, taraftarlara, kamuoyuna böyle bir borçları yok. Kendi içlerinde samimiyetle değerlendirsinler, yeter.
Biz, kendimizce gözlemlerimizi yazalım...

1) Şükrü Saraçoğlu Stadı’nın mutlak efendisi olarak büyük bir özgüvene sahip. Önde basıp rakibi kendi yarı alanında boğarak taraftarın da desteğiyle golü arıyorlar. Kuyt, Emenike, Sow (sonradan katılan Webo) ile rakip savunmayı bunaltırken, geriden gelen Caner (zaman zaman da Gökhan) baskıyı yoğunlaştırıyor. Dünkü maçta da klasik hücum tablosu değişmedi.

2) Fenerbahçe yoğun baskı ile golü ararken, geride inanılmaz boş alan bırakıyor. Bugüne kadar kendi sahasında oynadığı maçlarda sadece Gaziantepspor’dan gol yemeden 1-0 kazandılar. Öteki maçlarda Karabük’ten 2, Konyaspor, Gençlerbirliği ve Rizespor’dan 1’er gol yediler. Golü yiyerek geriye düştükleri maçlarda en büyük yardımcıları rakipleriydi. Savunmalarına yaslanarak, gelen topları dağıtıp savurarak tepki veriyorlar, oyuna ortak olmadan ilkel duvarlarla kalelerini korumaya çalışıyorlardı. Bu durum Fenerbahçe’nin ekmeğine her defasında yağ sürdü. Geriden gelerek maç kazandılar. Ama dün çekirgenin sıçrayışı bitti.

3) Eskişehir öne geçtikten sonra aynı yanlışı tekrarlar gibi oldu. Sissoko ve Erkan gibi uygun kontratak futbolcuları olmasına rağmen baskılı oyuna dan-dunla karşılık verdiler. Webo’nun beraberlik golünden sonra uyandılar. Mori’nin attığı kontratak golü, Ertuğrul Sağlam’ın ekibi için fark oluşturan olumlu bir puandı.

4) Tolga Özkalfa’nın verdiği penaltı kararı tartışmalı. Yine de saygı duymak gerekir. O pozisyonda Berkay’ın kolunun vücuduna yapışık olduğunu sanıyoruz. Refleksle topa bir dürtme yaptı mı, bilmiyoruz.

5) Emre Belözoğlu itirazdan sarı kart görüyor... Dönüp gidebilirdi. Hayır, öfkesini engelleyemiyor. Daha da dürüstçe söylemek gerekirse; Emre öfkeyi show’a dönüştürüyor. Söylediği sözler herhalde kabul edilebilir şeyler değildi ki, kırmızıyla cezalı duruma düştü. Emre Belözoğlu bu takımın en kariyerli futbolcusu... Oyunuyla takımını güçlendirirken, davranışlarına da dikkat etmeli. Onu kimse uyarmayacak mı?

Eskişehirspor’a dönersek...  Kaleci Boffin ve savunma beceriler ve hatalarla dolu soluk soluğa bir koşu yaptılar... Koşa koşa puanı kaptılar. Daha fazlasını hak ediyorlar mıydı? Evet!(Milliyet)

Ne ararsan var! (Ersin Düzen)

01 Aralık 2014 Pazartesi

İKİ devrede arasında dağlar kadar fark olan bir maça şahit olduk. Eskişehirspor, 3 puanı alamadıysa kendi beceriksizliğine yanmalı. Belki de 30 dakika içinde maçı bitirebilirlerdi. F.Bahçe’de Mehmet Topal olmayınca, takımın en büyük zaafı gözler önüne serildi. Geçmişte de F.Bahçe defansının arkasına atılan topları görmüştük, ancak o zaman Topal kademeye giriyor ve stoperlerin hücumcularla bire bir kalmasının önüne geçiyordu. İlk yarıda ne Meireles ne de Emre bu görevi yapabildi. Eskişehir, gole kadar en az 4 net pozisyon buldu ve kaçırdıklarıyla F.Bahçe’nin maçın içinde kalmasını sağladı.

LİGİN EN DİRİSİ F.BAHÇE

İSMAİL Kartal’ın devredeki Mehmet Topal hamlesi, Eskişehirspor’da Hürriyet ve sakatlanan Ömer’in çıkması ibreyi F.Bahçe’ye çevirdi. Sarı lacivertliler ligin fizik olarak en diri takımlarından biri. Emre’nin atıldığı ana kadar kontrolü sürekli elinde tuttu ve Eskişehirspor’u sahasından çıkarmadı.

İLK yarıda Eskişehirspor’un iyileri de oyundan düşmeye başladı. Kaleci Boffin hatalar yaptı, Erkan Zengin etkisini yitirdi. Webo’nun Kadıköy’deki maçlarda gol atması tesadüf değil.

İlk yarıda da Caner ve Gökhan yeteri kadar orta yapmıştı ancak içeriyi karıştıran, golü kovalayan bir adam yoktu. Hadi Emre dönen topları almakla meşgul, Meireles ve Alper’in bu hücumlarda destek vermesi gerekiyor.

EMRE KARAKTERLİDİR

EMRE Belözoğlu, sözü, özü bir, karakterli bir insandır. Türkiye’nin kendi mevkisinde en iyi ve kariyerli oyuncusudur. Ancak, ne var ki son yıllarda ne yazık ki futbolunu değil, sinirli hallerini, ağzından çıkan küfürleri konuşuyoruz. Takımına zarar veriyor. Dün 2. yarıdaki oyunla F.Bahçe maçı kazanabilecekken, 3 puanı rakibe hediye ediyordu.  

HAKEM Tolga Özkalfa, Volkan’a ceza alanı dışındaki elle oynamasında ve ilk yarıdaki Emre’nin Erkan’a faulünde kart göstermeliydi. F.Bahçe’nin golünde önce sarı-lacivertlilerin net penaltısını vermedi. Son dakikadaki penaltı ise tartışmaya açık. O pozisyona penaltı vermeyecek bir çok hakem olabilir. Heyecan gerilim, goller, kartlar, kan, kavga, küfür, hatalı kararlar...

Kadıköy’de bir karşılaşmanın içinde olması gerekenlerin dışında olmaması gerekenleri de izledik.(Vatan) 

Uskumru ve çiroz! (Ercan Güven)

Biz size “şampiyon olamazsınız” demiyoruz ki!.. Olursunuz... Kupa, para Avrupa; hepsine kavuşursunuz...

Ama, bırakın “yoktan var etmeyi”, eldeki malzemeyi bile değerlendiremeyen bu oyun tarzıyla, kendinizi de tribünleri de kurutursunuz.

Taze uskumru ile çiroz farkı yani!

Özsuyunu uçuruyorsunuz Fenerbahçe’nin. Lezzetine limon sıkıyorsunuz. 

Enerjinizi, potansiyelinizi bile değerlendiremiyorsunuz vesselam.

İşin acıklı tarafı nedir biliyor musunuz?.. Fenerbahçe’nin “uğraşıp yapamaması”.

Evet... Kaytaran yok Fenerbahçe’de. Kötü niyetli olan, koşmayan yok.

Lakin sonuç da yok.

Varını yoğunu sahaya koyan ve maçın bitmesine beş dakika kala oyundan atılan Emre’yi çıldırtan da bu olmalı.

* * *

Erkan’ın ilk yarıyı mühürleyen golü, aslında Fenerbahçe’nin eksiğini, zaafını apaçık ortaya koydu:

Orta saha... Mehmet Topal olmayınca göbek eksik kaldı.

Bitmedi, Fenerbahçe’nin defansı da eksildi topalladı...

Çünkü Caner ve Gökhan’la kanatları zorlayan Fenerbahçe’yi defansın arkasına atılan uzun toplar ve Eskişehirspor’un hızlı forvetlerinden ancak savunmayı destekleyecek Topal kurtarabilirdi.

“Topal olmayınca Fener bitti” değil elbet...

İsmail Kartal’ın kurgusunda böyle. Yani hesabı şaşıran Kartal.

Golü görmek lazım... Ceza sahasına iki adım kala, gollük pası alan Erkan’ı merkeze koyun, on metrelik daire çizin bir tek sarı lacivert forma yok.

* * *

Aslında Eskişehirspor’un başarısını Fenerbahçe’ye bağlamamak lazım. Eskişehirspor’un başında “taktisyen” vardı. Düşünmüş taşınmış, uygulatmış ve başarmış Ertuğrul Sağlam.

O kadar ki, sadece kendi takımını değil, Fenerbahçe’yi bile istediği gibi oynattı. 

Kendi takımını verimli kılamayan düşünsün.

* * *

Futbolun melekleri iki takım arasındaki farkı dengelemek istemiş olmalı ki, Eskişehirspor’un beyni Hürriyet ve adeta Fenerbahçe stoperinin yerinde oynayan Ömer sakatlandı önce.

Ve yanlışların düzeltilmesi aşaması... Fenerbahçe’de Topal, Meireles’in yerine girdi.

Son üçtebirde ise Webo...

Yetmedi, bir de penaltı.

Tabela berabere gösteriyor ama organize olamayan, dağınık, telaşlı enerji ve kaliteye karşı “akıl” kazanmış sayılır bu maçı.

Yani Eskişehirspor ve hocası Sağlam.(Milliyet) 

Yine alınan 1 puan (Mehmet Ayan)

ESKİŞEHİRSPOR’UN ilk golü çok şeyi anlatıyordu. Gökhan’ın iki stoperin hatasını kapatmak amacıyla yerini kaybetmesi, Bekir-Kadlec ikilisinin verdiği alarm sinyallerini en belirgin şekliyle ortaya koydu. Mehmet Topal oynamayınca takımın tüm savunma balansı silsile halinde çökmüştü. Kanatlar çıkınca stoperler yalnız kaldı. Ne Emre ne Raul gelebildi geriye yardıma! Eskişehir, hantal stoperlerin ardına ne bıraktıysa gol pozisyonu oldu. Buna karşılık F.Bahçe hücumda da etkisiz oldu. Topal’ın yokluğunda önünde rahat hareket edemeyen, rakip orta saha baskısına maruz kalan Raul-Emre-Alper ikilisi hücumu organize edemedi; her yerde takım dağınık bir görüntü ortaya çıkardı. (Bu kadar etkisiz bir Kuyt’a da hocanın tahammülünü de anlamak mümkün değil)

ESKİŞEHİR HARİKAYDI

İKİNCİ yarıda hem Mehmet’in girişi, hem Hürriyet’in çıkışı momentumun ev sahibinin eline geçmesine neden oldu. İsmail Hoca, Webo değişikliğini doğru zamanlamayla erken yapınca ceza sahasına oyunu yıktı. Ancak o dakikalarda sadece 1 gol bulunca ortak olduğu maça bir türlü hakim olamadı. Çünkü geri çekilen rakibini zorda bırakacak neredeyse hiçbir etkin hücum gerçekleştiremedi. Kanatlar, Kuyt, Alper, Emre.. Tümü kötüydü! Toparlanan Eskişehir ise 10’a 11 olmanın avantajıyla golü buldu. Yine arkaya atılan bir top, yine stoperlerin hımbıllığından kaynaklı bir pozisyonda. Penaltı sonrası gelen golle alınan 1 puan, tıpkı Bursa maçında olduğu gibi ‘alınan’ puandı.

F.BAHÇE, Beşiktaş galibiyeti sonrası avantajlı saydığı fikstüründe 4 puan kaybetti. Kağıtta 4 kaybetti ama oyunda 2 bile fazla! Önce Bursa, dün de Eskişehir sarı-lacivertliler önünde 2’şer puan yitirdiler. Es-Es, harika oynadı, 3 puanı hak etti. Hakemin tartışmalı kararları olabilir. Ancak ‘doktoruna bile standart(!) davranan bir kaptanı olmasını sorgulamasının’ zamanı geldi de geçiyor bile F.Bahçe’nin!(Vatan) 

İsmail Kartal çareyi bulamadı! (Levent Kalkan)

Kadıköy'de oyuna kararlı ve istekli başlayan Eskişehirspor 15 dakika içinde Ömer'le 2, Mori ve Kamil Ahmet'le birer kez gole yaklaştı. Merkezdeki Bekir-Kadlec ikilisi dört pozisyonda da amatörce hatalar yaparken, kulübedeki Mehmet Topal'ın eksikliği fazlasıyla göze çarpıyordu.

Emre, Meireles ve Alper'in görev yaptığı orta saha ilk bölümlerde rakibi karşılamakta ve pozisyon almakta çok zorlandı. Topal'ın yokluğu burada da net şekilde hissedildi. 15 dakikalık süreçte Fenerbahçe ise Sow ve Bekir'le iki net pozisyon buldu fakat kaleci Boffin çok önemli kurtarşılara imza atarak takımının erken geriye düşmesine izin vermedi.

İsmail Kartal, 20. dakikadan sonra Sow'u sol kanada, oyuna kenarda başlayan Emenike'yi de merkeze kaydırarak hem hücum hattını hareketlendirmek hem de defansif bir önlem almak istedi, ancak Eskişehir'in, "geliyorum" diyen golünü engelleyemedi. Bekir anlamsızca Meireles'in yardımına rağmen Ömer'e baskı yapmaya gidince arkası bomboş kaldı, Gökhan da kademeye giremeyince Erkan Zengin golünü attı.

Alves'in cezası ne zaman biter, Egemen ne zaman takıma girer bilinmez ama Bekir-Kadlec ikilisiyle maç kazanmanın çok ama çok zor olduğu ilk yarıda adeta belgelendi.

İsmail Kartal ikinci yarıya Meireles - Topal değişikliğiyle başladı. Sakatlanan Hürriyet'in yerine ikinci devrenin başında Lawal'ı sahaya süren Ertuğrul Sağlam ise 49'da yine sakatlık yüzünden Ömer'le, Mirkam'ı değiştirmek zorunda kaldı.

Fenerbahçe 45-60 arasında daha dengeli bir görüntü verse de hiç pozisyona giremedi. Eskişehir'in kontratak düzenine dönmesi üzerine de Kartal, Emenike'yi kenara alıp, Webo'yu en uca monte etti. İlginçtir bu değişiklikten sonra Eskişehir daha fazla topa sahip olmaya başladı. Tribünden ıslıkların yükselmesine neden olacak kadar 60-65 arasında ciddi bir baskı görmeden top çevirdiler.

Fenerbahçe 70'ten sonra maçın kontrolünü eline geçirmeye başlarken, Webo'nun golü hem takımı hem de tribünleri biraz daha oyunun içine soktu. Ancak sarı-lacivertliler büyük bir telaş içindeydi. Bu nedenle son paslar ve vuruşlar hep isabetsiz oldu.

Son dakikaların Fenerbahçe'nin baskısı altında geçmesi beklenirken Emre Belözoğlu bütün umutları törpüledi... Hakem Tolga Özkalfa'ya parmağını salladığı için önce sarı kart gördü, yardımcı Ekrem Kan'ın duydukları yüzünden de direkt kırmızıyla atıldı. Ardından 'komik' bir defans hatası daha geldi ve Mori ilk yarıda yapamadığını yaparak takımını öne geçirdi.

Hasan Ali'nin şutunda Berkay'ın kolu nizami pozisyondaydı. Tolga Özkalfa, 5. hakem Hüseyin Sabancı'nın uyarısıyla penaltı noktasını gösterdi. Sow da topu ağlara göndererek sadece yenilgiyi önledi.

Fenerbahçe bu sezon evindeki 4 maçı da tek farklı skorlarla kazanmıştı. Sonunda çekirge sıçrayamadı ve zirve yarışında ciddi bir yara alındı. Aslında Bursa maçının son 10 dakikası bu karşılaşmanın da habercisiydi. İsmail Kartal artık istatistikleri, rakamları, verileri bir kenara bırakıp bu takıma kazanma ruhunu aşılamalı...

Sow'un kafasında Koray'ın topa eliyle müdahale ettiği pozisyonda penaltı kararı verilmeliydi. Erkan Zengin'in koluyla Gökhan'ın yüzüne vurması da en az sarı kartlıktı.
(Milliyet) 

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...