'2019’a gidene kadar bu toplumu kutuplaştırmak istiyorlar'

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 2019’a gidene kadar bu toplumu kutuplaştırmak isteyenler olduğunu belirterek “Türkiye’nin önü tıkansın, Türkiye 21’inci yüzyıla giderken çağı yakalayamasın istiyorlar. Türkiye’nin değerlerini çatıştırmak istiyorlar. Türkiye’nin değerlerinin birisini diğerinin önüne koymaya çalışıyorlar. Değerler bizim değerlerimiz. Ne birbiriyle çatıştırırız, ne de birini diğeriyle yarıştırırız” dedi. 

Küçükçekmece Belediyesi Şehit Fethi Sekin Öğretmenevinin açılışı, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve şehidin babası Mehmet Zeki Sekin’in katılımıyla gerçekleşti. Yeşilova Mahallesi’nde yapımı tamamlanan, İstanbul’daki en modern öğretmenevlerinden biri olan Şehit Fethi Sekin Öğretmenevi, göl ve deniz manzaralı 36 standart oda, 4 süit oda, 150 kişilik lokal ve terasta 200 kişilik restoran ile hizmet vermeye başladı. 

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, açılış töreninde yaptığı konuşmasında yeni müfredat ve projeler hakkında açıklamalarda bulundu. Okul öncesi eğitimin önemine değinen Bakan Yılmaz, “5 yaş için okul öncesi eğitimi daha da yaygınlaştırıyoruz. Bizim geldiğimiz 2002 yılında 5 yaş için eğitim oranı yüzde 10 civarındaydı. Şimdi ise 5 yaş için okul öncesi eğitim oranı yüzde 74’e ulaştı. Yeni hazırlanan etkinlik kitabı ve öğrenci çalışma materyalleri için 37 pilot il belirledik ve oralara gönderdik. Okul öncesi bütün kırtasiye giderlerini pilot illerde bakanlık olarak biz ödeyeceğiz. Seçtiğimiz pilot illerde ilkokul 3 ve 4’üncü sınıfa giden öğrencilerden Türkçe ve matematikte ek ders ihtiyacı olanlara yetiştirme kursları vereceğiz” dedi.

“Bütün yapılanlara rağmen vatandaşlara sürekli yanlış bilgilerin aktarıldığını da görüyoruz” diyen Bakan Yılmaz, “Bazen bu söylenenleri düzeltiyoruz, bazen de bu söylenenlerin gerçek olamayacağını ve halkımızın ferasetiyle bileceğini, doğru olmayan değerlendirmelerin halk vicdanında bir karşılığının olmadığını ve gereksiz bir tartışmaya girmemek için açıklama dahi yapmıyoruz. Buna rağmen gerçek olmayan şeyin birden fazla dile getirildiğinde farklı bir şey olacağı, yanlışın doğruya dönüşeceği zannedilmektedir. Tekrarlanan yanlışlardan birkaç örnek vermek istiyorum. Diyorlar ki, ‘Eğitimden kaygı duyuyoruz.’ Bizim iddiamız biz bizden öncekilerin eğitime verdiği önemden çok daha fazla eğitime önem verdik. Çok daha iyisini yaptık yapmaya devam ediyoruz. Bu nedenle mevcut eğitimden kaygı değil, gurur duymak gerekir” diye konuştu. 

Bakan Yılmaz, açıklamalarına şöyle devam etti: “Eğitime ayrılan bütçe, eğitime verilen önemin en önemli göstergesidir. ‘Öğretmenler mali açıdan zayıf bırakıldı, güçlendirilmedi.’ Bu da doğru bir ifade değildir. Dünyada hiçbir ülke Türkiye kadar öğretmenin ücretini son 10 yılda dolar bazında artırmadı. 2002 yılında mesleğe yeni başlayan bir öğretmenimiz haftada 15 saat ek dersle birlikte 635 lira alıyordu. Bunun dolar karşılığı 378 dolardı. 2017 yılında mesleğe başlayan öğretmenimiz haftada 15 saat ek dersle birlikte 3 bin 618 lira alıyor. Yaklaşık 2.8 kat arttı.”

“Bu yıl istifa eden öğretmen sayısı 207”

Öğretmen istifalarıyla ilgili iddiaların da gerçeği yansıtmadığını kaydeden Bakan Yılmaz, “40 bin öğretmen istifasını istedi, diyorlar. Bir sendika temsilcisi açıklama yapıyor. Milletvekili bu soruyu soruyor. Vatandaş bakıyor, bir gün olduğunu görünce doğru olduğunu sanıyor. Bu yıl istifa eden öğretmen sayısı 207. Ya biraz insaf! 207 neresi 40 bin neresi. Geçen yıl istifa eden öğretmen sayısı 561’di. Ak Parti iktidara geldiği 2002 yılından bu güne kadar yaklaşık 15 yılda istifa eden toplam sayısı 10 binin altında, biraz insaf derler. Ama bunu da söylüyorlar. Söylemeye de devam edecekler” şeklinde konuştu. 

“Bir sis perdesi oluşturmaya çalışıyorlar”

“İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük hem ortaokul sonda hem lise sonda var. Atatürk’le ilgili bütün kazanımlar evlatlarınıza söylenir. Ama bunların yanında ayrıca beden eğitimi, coğrafya, dünya tarihinde, fen lisesi fizik, kimya ve matematik vb. bütün derslerde Atatürkçülük var. Bunların programları internet sitelerinde var” ifadesini kullanan Bakan Yılmaz, eleştirilere şöyle cevap verdi: 

“Herkes girip bakar. 1’den 8’inci sınıflara kadar Türkçe derslerinde işlenilmesi ön görülmüştür. İşlenmesi istenen temalardan bir tanesi Milli Mücadele ve Atatürk’tür. Atatürk olduğu gibi 15 Temmuz’da, Çanakkale’de, Sarıkamış’ta vardır. Bir köşe yazarı diyor ki; Vardar Ovası Türküsünü Atatürk çok severdi siz bunu niye müfredattan çıkardınız. İnsaf ya, yalan ya, doğru değil. Birde gazetede yazarak kalıcı hale getiriyor. Aç bir bak müfredatta var mı? Niye yalan yazıyorsun. Ya bir kişi bile inansa bunu kar sayıyorlar. Niye, 2019’a gidene kadar bu toplumu kutuplaştırmak istiyorlar. Türkiye’nin önü tıkansın, Türkiye 21’inci yüzyıla giderken çağı yakalayamasın istiyorlar. İlkokul bire giden çocuktan evinin adresi ve telefonunu bilmesi beklenmez. Bunun için denir ki adresi ve telefonu yazıp cebine koyun. Bu çocuğa birinci sınıfta Atatürk’ün hayatını bilir, görsel ve işitsel materyallerle anlatılır der. İlkokul öncesi çocuk evinin adresini ancak öğrenir, denir. Yine çocuğa Atatürk’ün yaşamı araştırır ve Atatürk’ün çocuklara verdiği değer üzerinde durulur derler. Yine 3’üncü sınıfta Atatürk’ün kişilik özelliklerini araştırır ve çalışmasının üzerinde durur. Dolayısıyla Atatürk yok deyince yok olmuyor ki. Peki, niye söylüyor. Bir sis perdesi oluşturmak istiyorlar. Ola ki Türkiye’nin değerlerini çatıştırmak istiyorlar. Türkiye’nin değerlerinin birisini diğerinin önüne koymaya çalışıyorlar. Değerler bizim değerlerimizi ne birbiriyle çatıştırırız, ne de birini diğeriyle yarıştırırız”

“Küçükçekmeceliler olarak sahip olduğumuz en değerli kazanımlar öğretmenlerimizdir”

Açılış töreninde konuşan Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz ise “Küçükçekme’ye dair büyük umutlarım ve ümitlerim var. Çünkü Küçükçekmece’de 8 bin 500 tane öğretmen sayısına sahibiz. Bazen Belediye Başkanı arkadaşlarımızla konuştuğumuz zaman bu kadar öğretmenimiz olduğunu söylediğimde şaşırıyorlar. Küçükçekmeceliler olarak belki de sahip olduğumuz en kıymetli varlıklarımız öğretmenlerimizdir. Böyle bir eğitim ordusuna sahip olmuşken, mutlaka onlara yakışacak bir öğretmen evi yapmak boynumuzun borcuydu. Rabbime şükürler olsun bu borcumuzu az da olsa ödediğimizi düşünüyorum. Hepimizin eğitim camiası için yapacak çok daha işimiz var” ifadelerini kullandı.