ABD’den Suriye’de siyasi geçiş planı vurgusu
ABD Dışişleri Bakan Yardımcılığına vekalet eden Büyükelçi David Satterfield, Suriye’de siyasi geçiş olmadan hiçbir askeri zaferin tanınmayacağını söyledi.
Yakındoğu masasından sorumlu Satterfield, Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde DEAŞ sonrası Suriye üzerine senatörlerin sorularını yanıtladı.
Bir senatörün Rusya’nın Suriye müzakerelerinin sonuçları üzerine etkisini nasıl azaltılacağına ilişkin bir soru sorması üzerine Satterfield bu konuda ABD’nin elinde birçok aracın olduğunu ifade ederek ABD’nin Suriye’deki çözüme yönelik yaklaşımının uluslararası toplum tarafından büyük destek gördüğünü kaydetti.
Suriye’de Birleşmiş Milletler gözleminde anayasal değişim ve şeffaf seçimlerin yapılması gerektiğini savunduklarını belirtken Satterfield şunları kaydetti:
“Bugün, güvenilir bir anayasal reform ve seçim süreci dışında Suriye’de olacak hiçbir şeye meşruiyet tanınmaması gerektiğini destekleyen uluslararası bir konsensüs var. Bu gerek Moskova için olsun gerekse rejim için olsun hiçbir zafer tanınmayacak demektir.”
Suriye’nin tekrar inşasının da ellerinde bir koz olduğuna işaret eden Satterfield: “Suriye’nin tekrar inşa edilmesi gerekecektir. Fatura tahminleri farklılık arz ediyor ama tekrar inşa için 200 ile 300 milyar dolar para gerekir. Uluslararası toplum bahsettiğim koşullar yani anayasal reform ve BM gözetiminde seçimler yerine getirilmeden bunu sağlamayacağını vaat ediyor.” şeklinde konuştu.
Söz konusu miktarın Rusya ve İran gibi rejimi destekleyen güçlerin elinde bulunmadığını kaydeden Satterfield bunun güçlü bir koz olduğunu söyledi.
Rejimin savaşı kazandığı halde tanınma ve istikrar arayışları olacağını dile getiren Satterfield, bekledikleri ilerleme sağlanmadığı sürece bu konuda yardım etmeyeceklerini söyledi.
ABD’nin ve uluslararası toplumun yapacağı her şeyin BM Cenevre ve Viyana süreçlerine dahil edilmesi gerektiğini vurgulayan Satterfield bu durumun, Rusya’nın Soçi inisiyatifi kapsamında Moskova’nın süreci kontrolüne almasına karşı denge sağlayacağını savundu.
Satterfield ABD’nin aynı zamanda DEAŞ sonrası Suriye’de İran’ın Hizbullah’a verdiği desteği yakından izleyeceğini söyledi.
İran’ın Suriye ve Lübnan’da Hizbullah’a verdiği desteği gelecek yıllarda ABD’nin Suriye'de karşı karşıya kalacağı “önemli stratejik zorluklardan biri” olarak niteleyen Satterfield, “Rusya’nın da uzun dönem menfaatleri, risk değerlendirmesi bağlamında İran’ı pozitif bir faktör olarak görmeyeceğini ve İran’ın, Rusya’nın da uzun dönem menfaatlerine tehdit olduğunu fark edeceğini ümit ediyoruz.” şeklinde konuştu.
İran’ın Suriye’deki faaliyetlerinden oldukça kaygılı olduklarını ifade eden Satterfield “İran’ın Suriye’deki faaliyetlerini ve İran’ın Hizbullah’ı desteklemesini stratejik bir konu olarak ele alacağız.” dedi.
İran’ı ayrıca bölgede faaliyet gösterdiği her alanda dikkatle takip edeceklerini ifade eden Satterfield şöyle devam etti:
“İran’ın kötü faaliyetleri nerede ortaya çıkarsa, sadece Suriye’de değil Irak, Yemen, Körfez veya müttefiklerimizin ve bizim ulusal menfaatlerimizi etkilediği diğer yerlerde onunla ilgileneceğiz. Bu zor bir sorundur ama imkansız değildir. Şu anda odaklandığımız şeydir bu.” dedi.
Satterfield’in bu açıklamaları üzerine senatörler Kongre’nin orduya böyle bir yetki vermediğini ve mevcut dış operasyonlar yetki yasasının kapsamında İran’ın faaliyetlerine yönelik askeri bir adımın öngörülmediğini dile getirdi.