Suç örgütü kurma ve yönetme suçlarından 8 bin 463 yıl hapis cezası alan Adnan Oktar'ın 2 milyarlık serveti hazineye geçti. Hazine'ye geçen mallar arasında Adnan Oktar örgüt üyelerinin kullanımındaki 61 lüks otomobil ve 17 villanın yer aldığı belirtildi.
Adnan Oktar'ın el konulan mal varlığı dudak uçuklattı... Yargıtay'ın, Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik dava çerçevesinde, suç işlemek için kullanıldığı ve bu suçlardan elde edildiği kabul edilen menkul-gayrimenkullerin de aralarında bulunduğu bazı eşyanın müsaderesini onamasının ardından dün bahse konu mal varlıkları müsadere edildi. Bu kapsamda, bir kısmı suçta, bir kısmı örgütsel faaliyetler kapsamında kullanılan tabanca, tüfek, fişek, kovan, şarjör ve taşıma kılıfı gibi malzemeler müsadere edilen varlıklar arasında yer aldı.
Fon oluşturularak yöneticiler tarafından örgüt amaçları ve ihtiyaçları doğrultusunda örgüt yönetici-üyelerine paylaştırıldığı gerekçesiyle 1 milyon 47 bin 503 lira, 52 bin 391 dolar, 30 bin 365 avro, 535 sterlin, 160 İsviçre frankı ile bir miktar Hong Kong doları ve Birleşik Arap Emirlikleri dirhemi müsadere altına alındı.
Karar doğrultusunda, adli emanette tutulan 5 kamera kayıt cihazı ile örgüt kurucusu-yöneticisi tarafından yazılan bazı kitaplar da müsadere altına alınırken, bir kısım sanıklara ait saat ve ziynet eşyası iade edildi.
Dosya içerisinde yer alan MASAK raporları, ifadeler, bilirkişi raporları ve tüm delillere göre örgütsel talimatla örgüt üyesi-yöneticisi sanıklar tarafından kurulan, "dolandırıcılık", "resmi belgede sahtecilik", "resmi belgeyi yok etmek", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" gibi suçlar işlenerek haksız çıkar elde edilen ve gelirleri örgüte aktarılan, bu nedenle de TMSF'ye devredilmesine karar verilen bazı şirketler de Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ilgili maddesinde düzenlenen tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri hükmü atfı gereğince müsadere altına alındı.
Karar kapsamında, 61 araç da örgütsel faaliyetlerde kullanılması, örgüt üyelerine tahsis edilmesi, kasko ile sigorta poliçelerinin dahi örgüt tarafından oluşturulan fondan karşılanması gibi hususlar gerekçesiyle müsadere altına alınan mal varlıkları arasında yer aldı.
İstanbul'da Beşiktaş, Üsküdar, Sarıyer, Kartal ile Tuzla'da yer alan ve 16 sanığın hissesinin bulunduğu meskenleri, herhangi bir akrabalık bağları bulunmamasına rağmen kendi aralarında birden fazla kişinin ortak olarak hisseli şekilde aldığı, bu taşınmazların örgüt üyeleri arasında sürekli el değiştirdiği, tapu devir işlemlerinin önceden belirlenmiş bir kısım örgüt üyeleri tarafından vekaleten gerçekleştirildiği, tapu ve hisse devirleri neticesinde alıcı ile satıcı arasında taşınmaz bedeline ilişkin banka hesap hareketi gibi herhangi bir kayıtlı para transferinin olmaması dikkate alındığında, örgütsel amaçlarla devir ilişkisi olan ve örgüt malı olan taşınmazlar da müsadere altına alındı.
Müsadere kararları ve eşyası dışındaki kişisel banka hesapları ile maaş hesaplarındaki blokelerin kaldırılmasına, sanıklar ile örgüt evlerinden ele geçirilen dijital materyalinse saklanmak üzere örnekleri alındıktan sonra asıllarının sahiplerine iade edilmesine hükmedildi.
Karar doğrultusunda, hapis cezasına çarptırılan ve haklarındaki karar onanan bazı sanıklar üzerine kayıtlı taşınmazlar, araçlar ile aramalarda ele geçirilen paralar ve Oktar'a ait olan, soruşturma sürecinde TMSF'ye devredilen bazı şirketler de kanun kapsamında müsadere edildi.
Mahkeme heyeti, örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen sanık Adnan Oktar'ı "örgüt yöneticiliği", "cinsel istismar", "eğitim hakkının engellenmesi", "eziyet", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" ve "kişisel verilerin kaydedilmesi" suçlarından toplam 891 yıl hapisle cezalandırmıştı. Heyet, Oktar'ı yönetici konumunda bulunduğu için diğer sanıkların suçlarından da sorumlu tutarak, diğer sanıkların cezalarıyla toplamda 8 bin 658 yıl hapse mahkum etmişti.
Heyet, "örgüt yöneticiliği" iddiasıyla yargılanan sanıklar Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Ulviye Didem Ürer, Yeliz Sucu, Merve Büyükbayrak, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan ve Fatma Ceyda Ertüzün'e de benzer suçlardan ayrı ayrı 8 bin 658 yıl hapis vermişti.
Davada, 106 sanığı "örgüt üyeliği" suçundan 4 yıl 6'şar ay hapse çarptıran mahkeme, 8 sanığı "örgüte üye olmamakla birlikte yardım" suçundan 3'er yıl hapisle cezalandırmıştı.
16 sanık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulayan heyet, bu sanıklara çeşitli oranlarda hapis cezaları verirken, 67 sanık da benzer suçlardan değişen sürelerde hapis cezası almıştı.
Heyet ayrıca, sanık Mert Sucu'yu "örgüt üyeliği", "cinsel istismar", "cinsel saldırı", "görevini yaptırmamak için direnme" ve iki polis memuruna karşı "öldürmeye teşebbüs" suçundan 152 yıl 5 ay hapisle cezalandırmış, 3 sanığın dosyasını ise ayırmıştı.