Tgrt Haber

AİHM'in FETÖ üyesine hak ihlali kararına Bakan Tunç'tan tepki: Yetkisini aşmıştır 

Editör: Mutluhan Yıldız / Kaynak: TGRT Haber
26 Eylül 2023 18:30 - Güncelleme : 26 Eylül 2023 19:00
AİHM'in FETÖ üyesine hak ihlali kararına Bakan Tunç'tan tepki: Yetkisini aşmıştır 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 'FETÖ' davasından tutuklu eski öğretmen Yüksel Yalçınkaya hakkında hak ihlali kararı vermesine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan tepki geldi. Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Tunç, "AİHM, tarafsız bir yargılama yapmayacağını en baştan belli ederek hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir karar vermiştir" dedi. 

'FETÖ/PDY üyesi olmak' suçundan tutuklanan Yüksel Yalçınkaya'nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruda bulunması sonrası AİHM​ skandal bir karara imza atarak hak ihlali kararı verdi.  

Karar sosyal medya hesabından tepki gösteren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç​, "AİHM, tarafsız bir yargılama yapmayacağını en baştan belli ederek hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir karar vermiştir. Ülkemiz, ulusal mevzuata ve uluslararası yükümlülüklere uygun olarak yaptığı terörle mücadelesinde kararlılığını sürdürecektir" dedi. 

Anayasa Mahkemesi'nin delilleri yeterli gördüğü bir davada AİHM’in yetkisini aşarak delil incelemesi yaptığını ve 'hak ihlali' kararı verdiğini söyleyen Bakan Tunç, "İlk derece mahkemesinden, istinafa, Yargıtay’dan Anayasa Mahkemesi’ne her derecedeki yargılama makamlarımızın delilleri yeterli gördüğü bir dava hakkında, AİHM’in yetkisini aşarak delil incelemesi yapmak suretiyle ihlal kararı vermesi kabul edilemez. AİHM, Moreira Ferreira v. Portekiz (No. 2) kararında da belirttiği üzere bir temyiz mahkemesi değildir" diye konuştu.  

"AİHM YETKİSİNİ AŞMIŞTIR"

Bakan Tunç AİHM'in skandal kararına tepkisi şöyle:  

AİHM aslında, Dulaurans/Fransa, Bochan/Ukrayna (2) kararlarında Sözleşme’nin delillerin kabul edilebilirliği ya da delillerin nasıl değerlendirileceğinin ulusal hukukun ve ulusal mahkemelerin yetkisinde olduğunu belirtmişti. Bu nedenle, ulusal mahkemelerce yapılan hukuk kurallarının uygulanması, yorumlanması ve delil değerlendirmesinin kendi incelemesinin konusu olamayacağını vurgulamıştı. 

Ancak AİHM, bugün açıkladığı Yalçınkaya kararında bu yerleşik içtihadından ayrılmıştır. AİHM açıkça delil değerlendirmesi yapmak suretiyle yetkisini aşmış ve ulusal mahkemelerin hukuk kurallarının uygulanması ve delil değerlendirme yetkisini inceleme konusu yapmıştır. AİHM kendi içtihatlarında defalarca delilleri değerlendirme yetkisi olmadığını belirttiği halde, konu FETÖ yargılamaları olunca delil değerlendirme yoluna gitmiştir.

Hükümetimizce ayrıntılı bir şekilde bilgilendirildiği ve itiraz edildiği halde, hakkında Türk Yargısınca FETÖ üyeliği suçlamasından iki ayrı yakalama kararı bulunan bir kişiyi Büyük Daire duruşmasında başvuranın temsilcisi olarak kabul eden AİHM, tarafsız bir yargılama yapmayacağını en baştan belli ederek hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir karar vermiştir.

Ülkemiz, ulusal mevzuata ve uluslararası yükümlülüklere uygun olarak yaptığı terörle mücadelesinde kararlılığını sürdürecektir."  

https://twitter.com/yilmaztunc/status/1706691787002191985 

NE OLMUŞTU? 

Yalçınkaya, 6 Ocak 2017’de Kayseri savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede ‘TCK 314/2 temelinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmakla’ suçlanmıştı. Suçlamaya gerekçe olarak ‘ByLock uygulaması kullanmak, Bank Asya’da hesap sahibi olmak (3 bin 110 TL), FETÖ-PDY bağlantılı dernek ve sendikalara üye olmak, OHAL döneminde yayınlanan Kamu Personeline İlişkin Önlemlerle İlgili 672 nolu KHK kapsamında işten çıkarılmak ve gizli tanık ifadeleri’ gösterilmişti.

Yalçınkaya, 21 Mart 2017’de Kayseri Ceza Mahkemesi tarafından altı yıl üç ay hapis cezasına mahkum edildi. İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay’a yaptığı temyiz başvuruları reddedildi. AYM’ye yaptığı bireysel başvuru da kabul edilemez ilan edildi. Yalçınkaya, bunun üzerine 17 Mart 2020’de hak ihlali iddiası temelinde AİHM’ye başvurdu.

Yalçınkaya ‘tarafsız ve bağımsız mahkemeler tarafından adil yargılanmadığı, CMK’nın 134 ve 135’inci maddeleri ihlal edilerek ve mahkeme kararı olmaksızın MİT tarafından kanunsuz yollardan elde edilen kanıtlar temelinde suçlandığı, kanıtların kendisine gösterilmediği, mahkemelerin sadece savcıların tek taraflı tezleri temelinde karar aldığı, bunun silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğu ve avukatıyla etkin iletişim sağlamasının engellendiği’ savunmuş, internet veri trafiği, sendika ve dernek üyelikleriyle ilgili ‘keyfi muamelede bulunulduğunu’ da öne sürmüştü.

 

Kaynak: TGRT Haber

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...