'Avrupa ilişkileri sürdürmek istiyorsa tavrından vazgeçmelidir'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, son AP kararının Türkiye'nin sabrını taşıran bir tavır olduğunu söyleyerek, "Avrupa, Türkiye ile ilişkilerini sürdürmek istiyorsa, bu tavrından vazgeçecektir, vazgeçmek mecburiyetindedir." dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İngiltere'nin başkenti Londra'daki temasları çerçevesinde El Cezire kanalına açıklamalarda bulundu.
Avrupa Parlamentosunun (AP) dün aldığı kararın Türkiye açısından kabul edilemez olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Bu karar, Avrupa hukuku bakımından da siyasi sonuçlar doğuran bir karar değildir. Tavsiye niteliğinde bir karardır. Ama, Türkiye'yi rencide eden Türkiye'ye karşı Avrupa'nın neredeyse hasmane bir tavır içerisinde olduğunu gösteren bir karardır. Onun için biz bu kararı yok hükmünde kabul ediyoruz." dedi.
Kurtulmuş kararın, Türkiye'ye yönelik çifte standardı gösterdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Örneğin, Fransa'da olağanüstü hal devam ederken, Avrupa Birliği (AB) Fransa ile olan ilişkilerini askıya almayı mı düşündü? Halbuki, Fransa'nın karşı karşıya kaldığı saldırıdan çok daha büyük saldırılarla Türkiye karşı karşıyadır..Bu çifte standarttır. Anlaşılmaz bir tavırdır. Doğru değildir. Türkiye bakımından da bu, siyasi sonucu olmayan bir karardır."
"Türkiye'nin haketmediği bir tavır"
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği yoluna devam edip etmeyeceğine ilişkin soruya karşılık Kurtulmuş, Avrupa'nın kapılarının kapandığını düşünmediklerini kaydederek, "Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki görüşmeler bir şekilde devam edecektir. Ama Türkiye 1963'ten beri Avrupa Birliğinin bekleme salonunda bekletiliyor. Haketmediği bir tavrı, 1963'ten beri görüyor." dedi.
Son AP kararının, Türkiye'nin sabrını taşıran bir tavır olduğunu dile getiren Başbakan Yardımcısı, "Türkiye buna rağmen AB ile ilişkilerini, müzakerelerini sürdürecek ama sonuçta Avrupa'nın atmış olduğu bu adımın da Türkiye'ye karşı gerçekten kabul edilemez bir adım olduğunun da farkında olacak. Bundan sonra Türkiye-Avrupa ilişkilerinin nasıl gelişeceğini tayin etmek, Türkiye'den daha çok Avrupa'nın görevidir. Eğer Avrupa, Türkiye ile ilişkilerini sürdürmek istiyorsa, bu tavrından vazgeçecektir, vazgeçmek mecburiyetindedir, ve Türkiye ile eşit ortak olarak müzakereleri sürdürme kararlılığını ortaya koymalıdır. Eğer böyle bir kararlılık Avrupa tarafından görülürse Türkiye bu müzakereleri devam ettirir." ifadelerini kullandı.
"Avrupa sözünde durmadı"
"Türkiye ile AB arasındaki vize serbestisi ve geri kabul anlaşmasının geçerliliğini koruyup korumayacağına" ilişkin bir soruyu da Kurtulmuş, şöyle yanıtladı:
"Vize serbestisi anlaşması ve geri kabul anlaşması, ikisi eş zamanlı olarak gündeme gelmiş olan anlaşmalardır. Avrupa Birliği ile masada üzerinde anlaştığımız konu şudur; Türkiye, Suriyeli, Iraklı ya da doğudan gelen mültecilerin Avrupa kıtasına geçmesinin önüne geçecek, onları durduracak ve buna mukabil olarak da haziran ayında vize serbestisi sağlanarak, Türk vatandaşlarının Avrupa Birliğinde rahat dolaşması temin edilecekti.
Türkiye, üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirdi. Şu anda, bölgeden, bir günde 6 bin, 7 bin, 8 bin, 10 bin illegal göçmen Yunan adalarına geçmeye, kara ya da deniz yolu kullanarak geçmeye çalışırken, şimdi artık bu sıfırlara düştü. Neredeyse tamamen önlendi. Türkiye üzerine düşeni yaptı, sözünde durdu. Avrupa sözünde durmadı, üzerine düşeni yapmadı. Dolayısıyla eğer Avrupa üzerine düşen bu vize serbestisini yerine getirmezse, Türkiye de geri kabul anlaşmasından vazgeçecek. Dolayısıyla Avrupa, bu göçmenlerle nasıl baş edebilecekse etsin bakalım. Bu anlamda Türkiye, vize serbestisi kabul edilmediği takdirde, göçmenleri önleme yükümlülüğünü de yerine getirmeyecektir."