'Barışmak için' savaşıyoruz
Biz yatağımızda emniyet içinde 'uyurken' veya dost sohbetinde 'neşe ile 'kahkaha atarken' ve dahi alışveriş merkezlerinde sorumsuzca para saçarken; kahramanlar da Türkiye'nin doğusunda çarpışıyor. Kimileri ateş hattında, siperler de; birileri de çatışma gerisinde; ama yine kurşunlar arasında... STK'lar...
Maneviyatı yüksek insanlar topluluğu, sevgi ile yürüyen kuruluşlar... Demokrasi ve Adalet Platformu da sivil toplum kuruluşlarının üzerine düşen vazifeleri fazlasıyla, layığıyla yerine getiriyor, başkan Hüseyin Yüksek ise "Ne mevki, ne makam, ne bir paye ve ne de rütbe peşindeyiz. Biz iyi niyet gönüllüsü, bir 'elçi' olarak gayret gösteriyoruz. Biz; kin, öfke ve nefreti yok etmek, insanların gönül dünyalarını kazanmak için mücadele veriyoruz; onlar ise tahrip etmek, yok etmek üzere çalışıyorlar. İstibdad, zulüm ve işgal etmek istiyorlar. Biz ise barış getirmek, barış sağlamak istiyoruz" diyor.
"ÖLÜM ÜRETECEKLER, KARDEŞLİK VE BARIŞ SAĞLAYACAĞIZ"
'Onlar ölüm ve şiddet ürettikçe; biz, kardeşlik ve bütünlük göstereceğiz' diyen Yüksek, "Vatanın bölünmez bütünlüğü için devlet ve hükümet birliği için özellikle de milletin huzur ve refahına katkı sağlamak adına platform olarak sahip olduğumuz dinamiklerle tüm varlığımızı ortaya koyduk. Son zamanlarda eylemleri artan PKK ve KCK terör örgütü, PYD ve YPG terörü, DAEŞ tehdidi ile diğer bölücüler TAK, YDG-H, YPS, YPJ, HPG ve PJAK gibi ülke bütünlüğüne kast eden ihanet odaklarına karşı, kardeşliğimizi muhafaza etmek adına cansiperane mücadele veriyoruz. Cinayet şebekeleri, Doğu ve Güneydoğu kentlerimizde insanlığa karşı suç işliyor. Onlar şiddet ve ölüm ürettikçe; bizim gibi, 'kardeşlik' sevdalıları da kaos dönemlerinde, yine devletimiz, iktidarımız, hükümetimizden aldığımız güç ve şevk ile 'barış' için, bütünlük gayreti göstereceğiz" ifadelerini kullandı.
"CUMHURBAŞKANI'NIN KURTULUŞ GEMİSİNE AVUÇLA SU TAŞIYORUZ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'kurtuluş' gemisine avuçla su taşıdıklarını anlatan Yüksek, "Doğu ve Güneydoğu'da bir ateş yanıyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yürüttüğü hareket, kalıcı barışı sağlayacaktır. Biz de kapasitemiz oranında, ateşi söndürmek için imkanlarımızı seferber ettik. 20 şehrimizdeki yüzbinlerce vatandaşımızın ihtiyacını karşılayacak gıda, giyim ve sağlık malzemelerini müthiş bir sirkülasyon içinde TIR'larla ihtiyaç sahiplerine taşıyoruz. Aynı Allah'a ve aynı Resûl'e iman etmiş kardeşlerimizle aramızı açmak isteyen yaralı bilinçlerden vatanımız temizlenene kadar sabrımız tükenmeyecek, yorulmayacağız. Yılmadan; ölümcül kimliklere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Demokrasi ve Adalet Platformu Yönetim Kurulu ve sahadaki dava arkadaşlarımız ile ülke egemenliğinin devamı için, kardeşlik duygusunun inşa ve muhafazası için, gönülleri imar etmek için 'aşk' ile mesai yapıyoruz" diye konuştu.
"DİYARBAKIR - HAKKARİ DE 'SAKARYA - ÇANAKKALE OLSUN' İSTİYORUZ"
Demokrasi ve Adalet Platformu Başkanı Hüseyin Yüksek, Çanakkale'de Sakarya'da omuz omuza çarpışan Kürt ve Türkler'in, şer ittifakının güç birliği sonucu, ayrı düşme tehlikesine doğru çözüldüğüne dikkat çekerek, "Biz; kin, öfke ve nefreti yok etmek, insanların gönül dünyalarını kazanmak için, onlar ise tahrip etmek, yok etmek üzere çalışıyor. İstibdad, zulüm ve işgal etmek istiyorlar. Biz, barış getirmek, barış sağlamak istiyoruz. Ne mevki, ne makam, ne bir paye ve ne de rütbe peşindeyiz. Biz iyi niyet gönüllüsü, bir 'elçi' olarak gayret gösteriyoruz. Şırnak'ın, Hakkari'nin, Mardin'in, Siirt'in, Diyarbakır'ın, Van'ın, Bitlis'in, Çanakkale, Sakarya, Balıkesir'den farkı olmasın diye enerji veriyoruz. Türkiye'nin hiçbir vilayeti diğerinden ayrı değildir. Biz bir şerefe bir vatana ortağız. Bu topraklarda nefes alan Alevi, Türk, Kürt, Laz, Çerkez, bütün etnik, dini ve mezhepsel kesimlerle; hepimiz bir ve kardeşiz... Aynı davanın, memleketin kardeşiyiz! Bir Alevi'nin bir Kürt'ün hüzünlendiği yerde bizler de gözyaşı döker, üzülen için üzenleri boğarız" şeklinde konuştu.
"MUSTAFA ATAŞ VE METİN KÜLÜNK OLMASA BİZ DE OLMAZDIK"
Güneydoğu'daki kız kardeşlerimizin, büyüklerimizin ve evlatlarımızın yanında oldukça, yanında durdukça kendisini daha bir huzurlu hissettiğinin altını çizen Yüksek, "Başkanlığını yürüttüğüm Demokrasi ve Adalet Platformu olarak Batı'da sahip olduğumuz her şeye ateş altındaki kardeşlerimiz de ulaşabilsin diye 'Gönül Köprüsü' adını verdiğimiz yardım konvoyu oluşturduk. Hiç kimseden, hiçbir şekilde maddi destek almadan; tamamen Demokrasi ve Adalet Platformu'nun gücü ve imkanları doğrultusunda, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş ve AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk'ün işaretleri ve duaları ile yola koyulduk. Onlara hem biz hem Doğu'daki mağdur vatandaşlarımız şükran borçludur. Doğu ve Güneydoğu'da, terörden zarar görmüş bütün kentlere ulaşma gayreti içinde başladığımız kampanya ile şu ana kadar Diyarbakır'a, Mardin'e, Şırnak'a, Ağrı'ya 'insani yardım' tırlarımız ulaştı. Bütün benliğimizle hükümetin yanında duruyor ve 'her şeyin devletten beklendiği' anlayışı kabul etmiyor, elimizi değil; varlığımızı taşın altına koyuyoruz. Makam ve mevkileri meşgul etmek değil, insanlara hizmet etmek üzere programlanmış bir STK'yız. Milletin huzuru ve mutluluğu için hukukun üstünlüğüne inanarak yasal sınırlar dahilinde hareket ediyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriyeliler'e uzattığı şefkât eli ve reformları, Demokrasi ve Adalet Platformu olarak bizleri de teşvik ediyor. Kürt kardeşlerimiz gibi, Türkmen soydaşlarımıza da ulaşıyoruz; bundan da gurur duyuyoruz" dedi.