Başbakan Erdoğan, 'Birileri kirli hesaplar içine girebilir'
Başbakan Erdoğan, "Millete Hizmet Yolunda" konuşmasında Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde birilerinin tekrar kirli hesapların içine girebileceğini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Millete Hizmet Yolunda" konuşmasında gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Mayıs ayının, Soma'da meydana gelen kaza ve o kazada Hakk'a uğurlanan 301 şehit nedeniyle büyük elem yaşanan bir ay olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bugün bir kez daha, o elim kazada hayatını kaybeden bütün şehitlerimize sizlerin huzurunda Allah'tan rahmet diliyor, acılı ailelerine, milletimize başsağlığı ve sabır temenni ediyorum" dedi.
"SOMA'YA DÜŞEN ATEŞ TÜRKİYE'NİN KALBİNE DÜŞTÜ"
Soma'daki facianın, sadece oradaki madencileri, şehit olan madenci yakınlarını, Soma halkını değil, 77 milyon herkesi çok derinden etkilediğini ve herkesin yüreğini acıttığını ifade eden Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Soma'ya düşen ateş, milletimizin yüreğine düştü. Soma'ya düşen ateş, Türkiye'nin kalbine düştü. Tarifi mümkün olmayan, tarihimizde eşine nadir rastlanan bir acı yaşadık. Hepimiz, bu acı hadiseden dolayı büyük bir üzüntü duyduk"
Başbakan Erdoğan, 13 Mayıs'ta meydana gelen kazayı haber alır almaz Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'a hızla Soma'ya ulaşması, çalışmalara nezaret etmesi talimatı verdiğini söyledi. İlgili tüm birimlerin, tüm imkanları, tüm gücü işçilerin, insanların hayatını kurtarmak için seferber ettiklerinin altını çizen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "AFAD'ı derhal harekete geçirdik. AFAD 156 personel ve 45 araçla bölgede görev yaptı. Genelkurmay Başkanlığımız, 1 uçak ve 2 helikopterle çalışmalara katıldı. Aynı şekilde Kızılayımız bütün imkanlarıyla seferber oldu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, Zonguldak'tan, Çayıralan ve Tunçbilek'ten 226 personelle çalışmalara katıldı. Sağlık Bakanlığımız 405 personelini, doktor ve hemşirelerimizi, 6 hava aracını, 62 ambulansını bölgeye sevk etti."
Başbakan Erdoğan, "Değerli kardeşlerim" diye devam ettiği konuşmasında şunları söyledi: "Burada bütün bu çalışmalar devam ederken, bizler an ve an buradaki sıkıntıları gidermenin gayreti içinde olduk. Az önce Kızılay'dan bahsetmiştim. 100 personel ve 12 araçla onlar da çalışmalara katıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığımız, Ankara, İstanbul, Balıkesir, Denizli, İzmir, Manisa Büyükşehir belediyelerimiz, Uşak ve Kütahya belediyelerimiz, personel ve araçlarıyla Soma'ya koştu. Aynı şekilde, Sivil Toplum Örgütlerimiz Soma'ya intikal etti."
"486 İŞÇİMİZİ MADENDEN SAĞ OLARAK ÇIKARDIK"
Başbakan Erdoğan, kazanın ertesi günü başbakan yardımcıları ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile birlikte Soma'ya giderek, çalışmaları bizzat yerinde incelediğini, talimatlar verdiğini, vatandaşlarla bir araya gelerek acılarını paylaştığını söyledi. Ayrıca, İzmir'in Kınık ilçesini ziyaret ederek, orada şehit madencilerimizin aileleriyle bir araya geldiğini anlatan
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Bergama'dan gelen şehit aileleri de bu toplantıda bizimle birlikte oldu. Taziyelerimizi bir kez daha ilettim, yaraları sarmak için yaptıklarımızı yapacaklarımızı kendileriyle bizzat paylaştım. Onlar sordu ben de cevap verdim ve şu anda hazırlanmakta olan madenlerle ilgili, özellikle kömür ocaklarıyla ilgili yasal düzenleme hakkında kendilerini bilgilendirdim. Soma kazasının ardından, toplam 2 bin 743 personel, 258 kara aracı ve 9 hava aracı Soma'da arama kurtarma çalışmaları, tedavi ve defin işlemleri, rehabilitasyon çalışmaları için görev üstlendi. Arama kurtarma çalışmaları 4 gün sürdü ve bu 4 günün sonunda, yani 17 Mayıs'ta, toplam 486 işçimizi, madenden sağ olarak çıkardık. Ne yazık ki, 301 işçimiz elim kazada hayatını kaybetti."
"TÜRKİYE BÜYÜK BİR DEVLETTİR, BU MİLLET BÜYÜK BİR MİLLETTİR"
Türkiye'nin büyük bir devlet milletin büyük bir millet olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz, bugüne kadar birçok badire yaşadık, birçok zorluk, bir çok güçlük yaşadık ve her seferinde birbirimize kenetlenerek, birbirimizle dayanışma içinde olarak, bu badireleri, bu güçlükleri, bu sıkıntıları aşmayı başardık. Soma'da yaşanan facia da, bize millet olma şuurunu bir kez daha hatırlatmış, birliğimizi ve kardeşliğimizi daha da güçlendirmiştir. Kaza anından itibaren, Türkiye'nin her yerinde Soma'daki kardeşlerimiz için, oradaki şehitlerimiz için fatihalar okundu, yasinler okundu, hatimler indirildi. Şu anda hâla, gerek Türkiye'de gerek Türkiye dışında, Soma'da yaraları sarmak için kardeşlerimiz seferber olurken, aynı zamanda dualarını, hatimlerini şehitlerimizin aziz ruhlarına göndermeye devam ediyor. Hepimizi derinden yaralayan bu acı hadise esnasında, 77 milyon tek yürek olduğumuzu bir kez daha gördüğümüz gibi, yeryüzünde ne kadar çok dostumuz, ne kadar çok kardeşimiz olduğunu da bir kez daha yakından hissettik. Komşu ülkeler, bölgemizdeki dost ve kardeşlerimiz, en yakınımızdan en uzağımıza kadar birçok ülke ve halk, acımızı paylaştı, taziyelerini iletti, yardım tekliflerini gönderdiler. Özellikle, Pakistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bizimle birlikte milli yas ilan ederek, bayraklarını yarıya indirerek, iyi günde olduğu gibi kötü günlerde bizlerle birlikte olduklarını hissettirdi. Ve bu arada Katar özellikle defaetle ‘biz ne gerekiyorsa yapmaya hazırız, bize düşen görev neyse biz varız' dedi. Aynı şekilde ABD olsun, aynı şekilde Rusya olsun, Almanya olsun, hepsi de ‘acaba bize ne düşüyor ve biz teknolojik birikimimizi sizinle paylaşmaya hazırız' diye onlar da bize bu durumu ifade ettiler. Ve bütün batılı olsun, körfez ülkeleri olsun hepsi burada, yanımızda olduklarını ifade ettiler."
Başbakan Erdoğan, Soma'nın acısını yaşanırken Bosna Hersek ve Sırbistan da büyük bir sel felaketinin yaşandığını ve kayıplar verildiğini anımsattı. Soma'ya bütün imkanlarla ulaşılırken, Bosna Hersek ve Sırbistan'daki dostlara ve kardeşleri ihmal etmediklerini ve onlara da yardım eli uzattıklarına dikkat çekti.
Bosna Hersek'te, evinin içindeki çamuru temizlerken, kapısına gelen Türk yardım kuruluşlarına, kendi derdini unutup Soma'yı sormalarının kendilerini duygulandırdığını ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Bu vesileyle, bir kez de sizlerin huzurunda, hem içeride, hem dışarıda, bu büyük acı karşısında dayanışma sergileyen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Şunu biliyoruz ki, ne yaparsak yapalım, giden 301 can geri gelmeyecek. Ne yaparsak yapalım, eşini, evladını, babasını, kardeşini yitiren yüreklerin feryadı dinmeyecek."
Soma'ya, kazanın ertesi günü yaptığı ziyareti hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Orada ifade ettiğim şu hususun çok iyi anlaşılmasını, çok iyi bilinmesini istiyorum. Bu acı hadisenin üzerini hiç kimse örtemez, örtemeyecek. En ince detayına kadar, bu kazanın bu facianın takipçisi olacağız. İhmaller, tedbirsizlikler kusurlar ortaya çıkarılacak ve gereken mutlaka yapılacak. Bu tür acıların tekrar yaşanmaması için de her türlü tedbiri artırıyor, hem yasalarımızı, hem denetimlerimizi daha da güçlendiriyoruz. Soma'da ve civar ilçelerde, madencilerimizin bizlere emaneti olan yakınlarını da asla yalnız bırakmayacağız. Yasalarda değişiklik hazırlıklarını başlattık. Şehit yakınlarımızın ve çalışanların mağduriyetlerini gidermek adına, her türlü düzenlemeyi yapacak, inşallah oradaki acıları bir nebze olsun hafifletecek, yaraları saracağız."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında 10 Ağustos'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde birilerinin tekrar kirli hesapların içine girebileceğini söyledi.
Siyasetin, bu kirli hesaplardan medet ummak isteyebileceği konusunda uyarılarda bulunan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Ne Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, ne de sorasındaki süreç, Türkiye için bir zaaf bir belirsizlik teşkil etmeyecek, tam tersine Türkiye'yi daha da güçlendirecek. Siz, eminim ki bu tahriklere aldırış etmeyecek, sandığa gidecek hür iradenizle Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanını belirleyeceksiniz. Artık Cumhurbaşkanı seçme konusunda da karar doğrudan doğruya sizin, yetki sizin ve mühür sizin elinizde. Siz ne derseniz, o olacak."
Başbakan Erdoğan, Millete Hizmet Yolunda konuşmasında gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Soma'nın, bir kez daha millet olma şuurunu hatırlattığını, ortak bir acıyı paylaşmaya sevk ettiğini belirten Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İçeride 77 milyon, dışarda dost ve kardeşlerimiz bu acıyı aşmak için tek yürek oldu, tüm imkanlarıyla seferber oldu. Ancak, Türkiye böyle büyük bir acıyı yaşarken, bu acıdan kendisi için, kendi çıkarları, kendi hırsları, kendi örgütleri için rant devşirmeye çalışanlar da çıktı. Acılardan rant devşirmeye kalkanlar, bilsinler ki, aziz milletimiz, bu tür vicdansızlıkları, bu tür insafsızlıkları, asla unutmayacak, asla affetmeyecektir. Kimileri, bu ülkenin başına gelen her felaketten, bu ülkenin, bu milletin yaşadığı her acıdan maalesef sevinç duyuyorlar."
"DEVLETİN VE MİLLETİN ŞİDDET TUTKUNLARINA ARTIK TAHAMMÜLÜ KALMAMIŞTIR"
Milletin bunlara itibar etmediğini ve bunları ciddiye dahi almadığını kaydeden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Biz, Soma'da, 301 şehidimiz için yas tutarken, onları madenden çıkarıp defnetmenin çırpınışı içindeyken, daha ilk andan itibaren bunu bir tahrik ve istismar vasıtası olarak kullanmak isteyenleri de milletimiz çok iyi görüyor ve onları çok iyi tanıyor. Bakınız, İstanbul'da, Okmeydanı'nda, Soma için eylem yaptığını söyleyen yüzü maskeli eli molotoflu, silahlı, taşlı militanlar yüzünden, önce bir gencimiz hayatını kaybetti ardından bir başka gencimiz öldürüldü, çok sayıda polisimiz de yaralandı. Hayatını kaybeden bu gençlerimize de Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Polislerimize geçmiş olsun dileklerimi bir kez de buradan iletiyorum. Burada, şu hususun altını çizmek istiyorum, devletimizin de, aziz milletimizin de, her hadiseyi istismar edip sokakları ateşe vermek isteyen bu şiddet tutkunlarına artık tahammülü kalmamıştır"
"DÜRÜSTSENİZ YÜZÜNÜZÜ POŞULARLA NEDEN ÖRTÜYORSUNUZ?"
"Önce Gezi eylemleri ardından 17 Aralık operasyonu" denildiğini belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Şimdilerde, İstanbul sokaklarına şiddeti egemen kılmak arzusuyla, bayat senaryoyu bir kez daha uygulamak istiyorlar. Bu sokakları terörize etme adımıdır. Huzurumuzu, barışımızı bozmak istiyorlar. Eğer siz samimi iseniz, eğer siz dürüstseniz o zaman yüzünüzü poşularla neden örtüyorsunuz? Açıkça ortada olun. Eğer samimiyseniz düşüncelerinizi ortaya koyacaksanız molotoflarla niçin saldırıyorsunuz? Niçin bilyelerle saldırıyorsunuz? Demek ki samimi değilsiniz. Sokakları terörize etme gayreti içindesiniz. Ne yaparsanız yapın, şunu iyi biliniz ki milletimiz bu girişimlerin hiç birine pirim vermeyecektir. Bundan bizim hiç şüphemiz yok. Ancak hamdolsun ki, milletimiz bu girişimlerin hiç birine itibar etmedi. 1 yıl boyunca milletimiz, sabrını, sağduyusunu, vakarını muhafaza etti. 30 Mart'ta millet, söyleyeceğini sandıkta gür bir sesle söyledi. Hiç kuşkusuz, bugün de, yarın da, milletimiz vakarını koruyacak, bu tahriklere asla itibar etmeyecektir. Gezi olaylarının faturasını Türkiye, aziz milletimiz, yani sizler maalesef ağır ödediniz. Hamdolsun, sizlerin desteği sayesinde, Hükümet olarak dik durduk, o badireyi atlattık. 17 ve 25 Aralık'ta bir kez daha Türkiye'ye hücum ettiler, onu da durdurduk. Şu anda, ekonomimiz, 1 yıl önceki gibi çok sağlam bir zeminde ilerliyor. Borsa İstanbul yeniden güvenle yükseliyor. Merkez Bankası rezervimiz yeniden 130 milyar dolar seviyesini aştı."
"PARALEL YAPILANMAYI VE ELİ KANLI TERÖR ÖRGÜTLERİNİ TASFİYE EDECEĞİZ"
Başbakan Erdoğan, yüksek faizle, enflasyonla mücadelelerinin kararlılıkla devam ettiğinin altını çizerek şunları söyledi: "Türkiye, umutla, güvenle, huzur ve kardeşlikle geleceğe ilerliyor. Türkiye düşmanlarının sokaklara saldıkları maşaların, bu huzuru, bu istikrarı bir kez daha zedelemelerine izin vermeyeceğiz. Milletimin şunu çok net olarak görmesini isterim. Gezi olaylarında, gençler, içerdeki ve dışardaki hainlerin maşası olarak kullanılmıştı. Aynı manzarayı 17 ve 25 Aralık saldırılarında da gördük. İçerde ve dışarda, bir takım hainler, kendi ülkelerine karşı taarruza geçtiler. Biz bunlara geçit vermedik, sizler bunlara geçit vermediniz. 30 Mart'ta, bu hainlerle, bu maşalarla mücadele için sizler bize sorumluluk yüklediniz, yetki verdiniz. Biz de bu mücadeleyi sarsılmaz şekilde sürdürüyoruz. Ne bu mücadelenin sekteye uğratılmasına, ne de Türkiye'de huzurun bozulmasına izin vermeyeceğiz. Bir takım hain örgütlerin, yalanla, iftirayla, en kutsal değerlerimizi istismar ederek Türkiye'nin kalkınmasını zedelemesi emin olun mümkün olmayacak. Paralel yapılanmayı, çeteleri, mafyatik örgütlenmeleri, bunların yanında dışardan beslenen eli kanlı terör örgütlerini tasfiye edecek; güçlü bir demokrasi, güçlü bir ekonomi, aktif bir dış politikayla hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz"
"ALMAN MEDYASININ YAPTIĞI SALDIRILARI UMURSAMADIK"
Arnavutluk'a gerçekleştirmeyi düşündükleri ziyareti Soma'da gerçekleşen elim kaza nedeniyle ve orada imzalamayı öngördükleri anlaşmaları ertelemek durumunda kaldıklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, Almanya'ya 24 Mayıs'ta yaptıkları ziyarette, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği adlı sivil toplum kuruluşunun 10'uncu kuruluş yılı etkinliklerine katıldıklarını hatırlattı. Etkinlik çerçevesinde, Köln Arena'da toplanan yaklaşık 20 bin vatandaşla bir araya geldiklerini ve hasret giderdiklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Oradaki vatandaşlarımızla da Soma'daki yitirdiğimiz 301 şehidimizin acısını paylaştık. Aşr-ı şerifler okundu, kasideler, ilahiler söylendi; ezan okundu, dualar edildi. Ardından, orada bizi karşılayan 20 bin kardeşimize hitap ettim. Alman medyasının önemli bir kısmı, ziyaretimizi provoke etmek amacıyla, çok aleni şekilde ırkçı ifadelere başvurmaktan kaçınmadı. Türkiye'deki bazı medya kuruluşlarıyla işbirliği içinde, ortak bir üslup içinde davranan Alman medyasının yaptığı bu saldırıları elbette umursamadık. Vakarımızı, sükûnetimizi muhafaza ettik, ancak, Avrupa içinde bilhassa Müslümanlara, Türklere, göçmenlere yönelik ırkçı saldırılara da dikkat çekmiş olduk. Umuyorum ki, Avrupa, yükselmekte olan bu yabancı düşmanlığı ve ırkçı saldırılara karşı, yükselmekte olan bu tehdide karşı önlem alacak; hoşgörüyü, çok kültürlülüğü öne çıkaracaktır."
Başbakan Erdoğan, Mayıs ayı içinde dış politika açısından çok önemli kabuller gerçekleştirdiklerini ve dünyanın dört bir yanından gelen devlet adamlarını Türkiye'de ağırladıklarını söyledi. Ziyaretler kapsamında; ABD Temsilciler Meclisi Ülke Güvenliği Komitesi Başkanı Michael Mccaul Başkanlığındaki ABD Kongre Heyeti ile, Almanya Federal Cumhuriyeti Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı Stephan Weil ile, Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzetbegoviç ile, BP Ceo'su Bob Dudley ile, Kırgız Cumhuriyeti Başbakanı Cömert Otorbayev ile, Tanzanya Dışişleri ve Uluslarası İşbirliği Bakanı Bernard Membe ile, Umman Dışişlerinden Sorumlu Bakanı Yusuf Bin Alawi ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Tüm bu temasların Türkiye için hayırlara vesile olması dileğinde bulunan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Yine, 19 Mayıs'ta, Gençlik ve Spor Bayramı'nda, Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı'nın, kısa adıyla TİKA'nın tamamladığı 5 ülkedeki 5 projeyi hizmete aldık. TİKA'nın tamamladığı eserler arasında, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'in babası Ali Rıza Efendi'nin, Makedonya'nın Jupa Belediyesine bağlı Kocacık köyündeki evinin aslına uygun şekilde inşası var. Aynı şekilde, Filistin'de, 14 sınıftan oluşan, 4 katlı, son derece modern bir kız ortaokulu, Gürcistan'da bir Engelli Merkezi, Somali'nin başkenti Mogadişu'ya kazandırdığımız 23 kilometre uzunluğunda, çift yönlü bir yol ve son olarak da, Tunus'ta önemli bir tarım projesi var."
29 Mayıs'ta, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Efes Tatbikatına katıldıklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "tatbikatı komutanlarımızla birlikte izledik, ordumuzun caydırıcı gücünü orada bir kez daha iftiharla müşahede ettik. 30 Mayıs'ta ise, İstanbul'da, Şah Deniz Üretim Sahası ve TANAP Projesi'ne Türkiye'nin ortaklığına ilişkin anlaşmaların imza törenine ev sahipliği yaptık. Son 1 yıl içinde, her fırsatta defaatle ifade ettim: birilerinin Türkiye üzerine, milletimiz üzerine hesapları varsa, biliniz ki, Allah'ın da bir hesabı vardır, milletin de bir hesabı vardır. Milletçe dik duruşumuz, birlik içinde oluşumuz, özellikle de dualarımız, işte son 1 yıl içindeki tuzakları bozdu, hesapları alt üst etti."
"10 AĞUSTOS SEÇİMLERİ ÖNCESİNDE BİRİLERİ TEKRAR KİRLİ HESAPLARIN İÇİNE GİREBİLİR"
Engelleme girişimlerine rağmen Türkiye'nin büyümeye devam ettiğini anlatan Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Ekonomiye yönelik ağır saldırılara rağmen, hamdolsun Türkiye ekonomisi başarılarını katlamaya devam ediyor. Huzurumuza, kardeşliğimize, çözüm sürecine yönelik sabotajlara rağmen Türkiye istikrarını, büyük hedeflerini muhafaza ediyor."
Türkiye üzerine hesap yapanlar, tuzak kuranların başarılı olamayacaklarını anladığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Allah'ın izniyle, sizlerin desteğiyle, özellikle de hayır dualarınızla, Türkiye'yi büyütme mücadelemizi hiç sarsılmadan sürdüreceğiz. Biliyorsunuz, bundan 54 yıl önce, yine bir Mayıs ayında, 27 Mayıs'ta, milletin seçtiği hükümet silah zoruyla devrilmiş, Milletin Başbakanı merhum Menderes ve arkadaşları Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edilmişlerdi. Millet olarak asla umutsuz olmadık, boynumuzu eğmedik. 54 yıl boyunca, benzeri badireleri de atlatmayı başardık. Demokrasimizi daha da güçlendirdik, darbenin izlerini sildik, 27 Mayıs'ın kalıntılarından büyük oranda kurtulduk. En son, önce Gezi olayları, ardından 17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla bu ülkeye bir kez daha 27 Mayıs'ı yaşatmak istediler, biz onu da aştık. Türkiye'nin ufku alabildiğine açıktı ve daha da açıldı. Türkiye'nin umudu hiç olmadığı kadar çoğalmış, Türkiye'nin morali tarihte görülmemiş derecede yükselmiştir. Şimdi, Ağustos ayında, demokrasimiz adına bir başka önemli başarıya adım adım yaklaşıyoruz. Tarihimizde ilk kez, Cumhurbaşkanımızı halkın oylarıyla, sizlerin oylarıyla iş başına getirecek, demokrasimizin gücüne inşallah güç katacağız. Türkiye, devletiyle, milletiyle, her zamankinden daha güçlü, daha kararlı, daha umutlu şekilde geleceğe yürüyecek. Ne Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, ne de sonrasındaki süreç, Türkiye için bir zaaf, bir belirsizlik teşkil etmeyecek, tam tersine Türkiye'yi daha da güçlendirecek.10 Ağustos, inşallah, Türkiye için bir milat olacak. 10 Ağustos seçimleri öncesinde, birileri tekrar kirli hesapların içine girebilir. Siyaset, bu kirli hesaplardan medet ummak isteyebilir. Sizler, eminim ki bu tahriklere aldırış etmeyecek, sandığa gidecek, hür iradenizle Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanını belirleyeceksiniz. Artık Cumhurbaşkanı seçme konusunda da karar doğrudan doğruya sizin, yetki sizin ve mühür sizin elinizde. Siz ne derseniz o olacak. Ben inanıyorum ki, siz ne derseniz, o, Türkiye'nin hayrına olacak. Adaylar kim olursa olsun, siyasette nasıl bir değişim olursa olsun, Türkiye, ilkeleri doğrultusunda 2023 hedeflerine doğru kararlılıkla ilerleyecek. 30 Mart seçimleri öncesinde yaptığımız gibi, 10 Ağustos öncesinde de Türkiye'de huzuru en güçlü şekilde muhafaza edecek, ülkemizi sağduyu içinde, vakar içinde sandığa götüreceğiz. Ben, bu düşüncelerle sözlerime son verirken, bu günlerde 561'inci yıldönümünü kutladığımız İstanbul'un fethinin de hayırlı olmasını niyaz ediyorum. Fatih Sultan Mehmet'i, onun övülmüş ordusunu, kahraman neferlerini bir kez daha rahmetle yad ediyorum.Ailenizle, sevdiklerinizle sıhhat ve afiyet içinde yaşamanızı temenni ediyor yeniden kavuşmak, yeniden buluşmak üzere hepinize hayırlı akşamlar diyorum. Sağolun varolun, Allah'a emanet olun."