Bülent Arınç'tan IŞİD'e operasyon açıklaması
Bülent Arınç'ın ifadesine göre Mart ayında IŞİD'e kapsamlı bir operasyon düzenlenecek.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, A Haber'de katıldığı programda, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Afganistan'da Türk askerlerinin bulunduğu araca yönelik gerçekleştirilen saldırıya ilişkin değerlendirme yapan Arınç, bazı olayların üst üste geldiğini, Malatya'da düşen iki uçakta da 4 askerin şehit olduğunu anımsattı. Arınç, ''Hayatını kaybeden astsubayımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Bir kardeşimiz de yaralı, ona da acil şifalar diliyorum'' dedi. Afganistan'da ciddi bir güvenlik sorunu olduğuna dikkati çeken Arınç, ''Şu bir gerçektir büyükelçimiz önemli bir görev yapıyor, NATO'nun en kıdemli temsilcisi. Geçmişte de Meclis Başkanımız Hikmet Çetin aynı görevi ifa etmişti. Afganistan geleneğinde Türkiye'ye ve Türklere karşı büyük bir sevgi var. Hedef değiliz biz orada'' diye konuştu. Bugün yapılan açıklamada ''Bizim hedefimiz Türkler değildi. Biz Amerika'yı hedef almıştık'' dendiğini anımsatan Arınç, ''Kime karşı yapılmış olursa olsun bu bir terör saldırısıdır'' dedi. Sivil halkça Afganistan'daki Türk askeri birliğinin sevildiğini belirten Arınç, askerlerin zor bir bölgede görev yaptığını söyledi.
''Hamaset kokan söylemlerle bir neticeye varılmaz''
''Şah Fırat Operasyonu'' ile ilgili tartışmalara yönelik de açıklamalarda bulunan Arınç, yorum yaparken veya siyasi söylemlerde bulunurken olayın gerçekleşmesinde hangi şartların mevcut olduğunu, bir başarı mı, bir yenilgi mi olduğunu rasyonel düşünmek gerektiğini, hamaset kokan söylemlerle bir neticeye varılamayacağını ifade etti. Konuyla ilgili Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun basına ayrıntılı açıklamalarda bulunduğunu belirten Arınç, ''Bütün samimiyetimle söylüyorum, bu operasyon her yönüyle başarılıdır. Bunu hiç kimse görmezden gelmesin. Hükümeti eleştirmek gerekiyorsa, yıpratmaları gerekiyorsa, bu operasyon üzerinden değil belki başka sebeplerle bunu yapmaları gerekir'' diye konuştu. Daha önce Süleyman Şah Türbesi'nin yerinin iki kere değiştirildiğini anlatan Arınç, ''Şimdi ise başka türlü bir zaruret var. Suriye'de istikrarsızlık var. Bunun sebebi Suriye rejimidir'' dedi. Musul'da konsolosluk görevlilerinin alıkonulması olayını anımsatan Arınç, konsolosluk görevlilerinin kurtarılması için hükümetin her türlü çabayı gösterdiğini kaydetti. Arınç, ''O olaydan dolayı hükümetimizi ne kadar tebrik etmemiz gerekiyorsa şimdi bu olaydan dolayı da aynı şartlar mevcut'' ifadesini kullandı.
Arınç, ''DAİŞ dediğimiz örgüt, Süleyman Şah Saygı Karakoluna çok yaklaştı. Bu yeni de değil, birkaç aydan beri biz buranın Türk bayrağı çekilmiş, Türkiye toprağı sayılan bir vatan toprağının korunması için elimizden gelen tedbirleri de aldık. DAİŞ'in türbelere karşı veya yapacağı başka eylemlere karşı bizim tedbirli olmamız lazım'' dedi.
Arınç, bunun için iki savaş uçağının 24 saat, aniden müdahale edebilmek için devriye görevi yaptığını, bütün bu tedbirlere rağmen bir tecavüz karşısında ne yapılabileceğinin en ince teferruatına kadar düşünüldüğünü aktardı. Arınç, ''IŞİD belli noktalarda geri çekilme içerisinde çok çılgınca eylemler de yapabilir, Türkiye'yi sorumlu da tutabilir. Bunların hepsini hesaplamak mecburiyetindeyiz'' diye konuştu.
''Yakın bir tehlike karşısında yapılması gereken yapılmıştır''
Bülent Arınç, şöyle devam etti:
"Bir plan, program dahilinde, sadece Başbakanımızın, 'Başlayın' demesi ve direktifine bağlı olduğu bir konu olarak biz bunu bir hafta öncesinden biliyoruz. 15 gün öncesinden biliyoruz. Hava şartları müsait oldu mu, olmadı mı, siyasi şartlar müsait oldu mu, olmadı mı, konjonktürel şartlar müsait oldu mu, olmadı mı, bunun takdiri Başbakanımızla, operasyonu yapacak olan silahlı gücün işidir.
Belki bir kaç ay öncesinden Süleyman Şah Saygı Karakolu'na bir tecavüz vuku bulacağı takdirde, bulmasının muhtemel, güçlü, açık ve yakın bir tehlike durumunda ne yapılacağı çok dakik hesaplarla yapılmıştır. Bu konuda askerimizin, Genelkurmay'ımızın fevkalade hatta A, B, C planlarıyla bunu yapmışlardır. Sadece 'Uygulayın' talimatı verildiği zaman, düğmeye basıldığında harekete geçmek, onların bir görevi olarak kalmıştır."
Türbenin yeni yerinin Suriye toprağı olmasına karşın, anlaşmalarla gereğince Türkiye'nin hükümran olduğu bir toprak olduğunu dile getiren Arınç, "Hatta bulunduğu yerden belki biraz daha büyük bir toprak parçasıdır. Dolayısıyla 'Aldınız da oradan kaçtınız' diyerek ucuz kasaba politikacılığı yapan insanların, bundan biraz utanması ve sıkılması lazım" değerlendirmesinde bulundu.
Arınç, "Şimdi başarılı bir operasyona karşı, bir kısım diyor ki 'Türkiye ve Hükümet bunu kendisine seçim yatırımı olarak kullanacak'. Kesinlikle böyle bir düşüncemiz yok. Ama yakın bir tehlike karşısında yapılması gereken yapılmıştır" diye konuştu.
İkinci olarak Genelkurmay Başkanlığının suçlandığını ve "Kaçtınız oradan" denildiğini anımsatan Arınç, Mehmetçiğin, Türkiye'nin egemenliğinin temsilcisi olduğunu belirtti.
Arınç, "Yurt savunması görevini bugüne kadar bihakkın ifa etmiş Mehmetçiğe karşı, askerimize karşı çirkin bir dille hücum edilmesi, onun başındaki komutanın, adeta ağızlarda meze yapılması çok çirkin, çok ahlak dışı bir hareketti. Özellikle bunu Sayın Bahçeli'nin ve onun yanındakilerin yapması çok üzücü bir hadisedir. Sadece Genelkurmay Başkanımızın değil, bütün Türk Silahlı Kuvvetlerinin de bundan büyük bir üzüntü duyduğunu şahsen biliyorum" dedi.
''Türkiye müzakere ediyor''
Hükümetin bundan sonra IŞİD'e yönelik daha sert bir siyaset uygulayıp uygulamayacağına yönelik soru üzerine Arınç, "Şüphesiz böylesine çılgın bir terör örgütünün nerede, ne yapacağını bilemeyiz. Ama bölgemiz için büyük bir tehlike ve tehdit olduğunu, Türkiye'yi de tehdit kapsamına bugün, yarın, bir başka gün bilemeyiz, alabileceğini de düşünmemiz lazım" ifadesini kullandı. Arınç, koalisyon güçlerinin, IŞİD'e karşı sadece hava bombardımanı yaptığına dikkat çekerek, "Bizim Türkiye olarak savunmamız şudur, bu ve buna benzer terör örgütlerine havadan müdahale etmek yetmez. Mutlaka bunlarla kara unsurlarıyla da mücadele etmek gerekir" değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin başını çektiği koalisyonun henüz bu noktaya gelmediğini belirten Arınç, "Ama yarın gelebilir. Çünkü Ocak ayında da, Şubat ayında da, Mart ayında da DAİŞ'e karşı kapsamlı, sadece DAİŞ olarak da sınırlandırmayayım, diğer terör örgütleri de bu işin içerisinde olacaktır, kapsamlı bir mücadele başlayacaktır, başlaması düşünülüyor" dedi.
Türkiye'nin konumunun ne olacağı sorusuna ise Arınç, "Türkiye, kendi öncelikleri bakımından da koalisyonla işbirliği halinde uygulayıp uygulamayacağını veya hareket edip etmeyeceğini şu anda müzakere ediyor" diye yanıtladı. Başbakan Yardımcısı Arınç, Suriye'de meydana gelen olayların bir sonuç olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Bunu ortaya çıkaran sebepleri yok etmedikçe bu sonucu değiştirmek mümkün değildir. Suriye'deki rejim, Suriye'de demokrasinin geriye gelmesi, kendi vatandaşlarına yönelik tedhiş hareketlerinin son bulması ve Türkiye'nin yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalmaması için uçuşlara yasak güvenli bölgeler, biz 3 noktada bunları her zaman söyledik. Koalisyon, Türkiye'nin bu taleplerine sıcak baktığı takdirde elbette onlarla birlikte her açıdan hareket etmek mümkündür. Ancak 60'tan fazla ülkenin işbirliği yaptığı bu koalisyona Türkiye de belli açılardan sadece kısmi destek vermektedir. Türkiye'nin öncelikleri, talepleri dikkate alındığı takdirde, yapacaklarımızı koalisyonla birlikte de değerlendireceğiz."