Can Dündar hakkında yakalama kararı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Cumhuriyet Gazetesi yöneticisi 13 isim hakkında 'terör örgütü FETÖ ve PKK adına faaliyette bulunmak' suçundan gözaltı kararı alınırken, gazetenin eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında yurt dışında bulunduğu gerekçesiyle yakalama kararı çıkarıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, Cumhuriyet gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar hakkında, "Almanya'da yaşadığının belirlenmesi, kendisiyle ilgili soruşturma ve kovuşturmaların sonuçsuz kalması için kaçtığı yönünde şüphe uyanması" gerekçeleriyle yakalama emri düzenlendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Dündar hakkında, "terör örgütü üyesi olmamakla birlikte terör örgütü adına faaliyette bulunmak" suçundan yakalama kararı çıkarılması talebini değerlendiren nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, bu talebi kabul etti.
GAZETENİN YAYIN POLİTİKASININ TESPİTİNE YÖNELİK BİLİRKİŞİ RAPORU
Hakimlik kararında, Yeni Gün haber Ajansı Basın ve Yayıncılık Anonim Şirketi (Cumhuriyet Gazetesi) ve gazetenin imtiyaz sahibi Cumhuriyet Vakfı yöneticileri hakkında FETÖ/PDY ve PKK/KCK silahlı terör örgütlerine müzahir olduklarına dair soruşturma başlatıldığı hatırlatılarak, şüpheliler hakkında İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne (TEM) tüm bilgi, belge ve delillerin araştırılması, sonucunun cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi talimatı verildiği aktarıldı.
Kararda İstanbul TEM'e, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından düzenlenen iki mali analiz raporu, İstanbul Vakıflar Birinci Bölge Müdürlüğünce ve Vakıflar Genel Müdürlüğünce düzenlenen 3 araştırma, bir baş müfettiş raporları, bu raporlar hakkında tanzim edilen bir bilirkişi raporu, ayrıca gazetenin yayın politikasının tespitine yönelik tanzim edilen açık kaynak bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporu ile şüpheli Can Dündar'ın kullanımında bulunan telefonlara ait HTS raporlarının da gönderildiği belirtilerek, bunların soruşturma kapsamında değerlendirilmesi talimatı verildiği kaydedildi.
"TERÖR ÖRGÜTÜ PROPAGANDASI" SUÇU DA VAR
Gazete ve gazetenin imtiyaz sahibi olan Cumhuriyet Vakfı yöneticileri hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 220/6. maddesinde yer alan, "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" ve TCK'nın 220/8. maddesinde belirtilen "örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek ve övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propaganda yapmak" suçlarından, belirtilen örgütler adına suç işledikleri yönünde kuvvetli suç, şüphe ve delillere ulaşıldığı aktarılan kararda, şüpheli Dündar'ın da söz konusu soruşturmanın önemli şüphelilerinden biri olduğu ifade edildi.
Kararda, Dündar hakkında, üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu ve delillerin henüz tam olarak toplanmamış olması, atılı suçun yasada öngörülen cezasının üst sınırı, atılı suçu işlediğine dair suç şüphesinin varlığını gösteren delillerin varlığı, şüphelinin Almanya'da yaşadığının belirlendiği, hakkındaki soruşturma ve kovuşturmaların sonuçsuz kalması için kaçtığı yönünde şüphe uyandığı, suçun ağırlığı ve önemi dikkate alınarak yakalama emri düzenlenmesine hükmedildiği bildirildi.
CAN DÜNDAR'IN EVİNDE ARAMA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında Terörle Mücadele Şube Ekipleri tarafından yurt dışında bulunan gazeteci Can Dündar'ın Çengelköy'deki evinde arama yaptı.
Polisler, sabah saatlerinde geldikleri evde kimseyi bulamadı. Daha sonra Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar'a ulaşıldı. Dündar, İzmir'den ilk uçakla İstanbul'a geldi. Öğle saatlerinde taksi ile evine gelen Dilek Dündar, kapıları polislere açtı. İçeriye giren Terörle Mücadele Şube Ekipleri arama yaptı. Can Dündar'ın evinde arama yapıldığını öğrenen gazeteci Banu Güven de destek için Dilek Dündar'ın yanına geldi.
BAŞSAVCILIĞIN AÇIKLAMASI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından soruşturmaya ilişkin yapılan açıklamada, Cumhuriyet gazetesinin ve gazetenin imtiyaz sahibi konumundaki vakıf yöneticileri şüphelileri hakkında PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine müzahir olduklarına, 2 Nisan 2013 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan vakıf üyeliğine seçim kararının usulsüz olduğuna, 15 Temmuz darbe girişiminden kısa bir süre önce darbe meşrulaştırıcı yayınlar yapıldığına dair iddia ve tespitler üzerine, "FETÖ ve PKK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" suçlarından 18 Ağustos'ta soruşturma başlatıldığı belirtilmiş, bu kapsamda alınan MASAK ve Vakıflar Genel Müdürlüğü bilirkişi raporları doğrultusunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosunun talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden şüpheliler hakkında arama ve gözaltı kararı alındığı kaydedilmişti.