Demirtaş içimize ateş saldı
PKK'lıların apartmandan atıp, kurşunladığı, keser ve satırla kestiği, yakıp üzerlerinden arabayla geçtiği gençlerin anneleri: İki elimiz yakasında...
Onlar, içlerine ateş düşmüş acılı aileler. Onların çocukları, eşleri, kardeşleri geçen yıl Diyarbakır'da kurban eti dağıtmak için evlerinden çıktı ve bir daha geri dönmedi. İnsanlara yardım etmeye çabalayan 5 can, Kobani'deki çatışmaları bahane eden HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın talimatıyla sokağa çıkan PKK'lıların saldırısı sonucu öldürüldü. Cesetleri kurşunlandı, keserle, satırla kesildi, atıldı. Yetmedi yakıldı ve üzerlerinden arabayla geçildi. Hasan Gökgöz (25), Yasin Börü (16), Ahmet Hüseyin Dakak (19), Riyat Güneş (28) ve Turan Yavaş'ın (38) aileleri, olaydan 7 ay sonra Gökgöz'ün evinde bir araya geldi. SABAH'a konuşan aileler, "Demirtaş içimize ateş attı. Acımızı kimseye anlatamadık. Sesimizi kimse duymadı. Artık sesimizi de acımızı da duyun" dedi.
"YÜREĞİM, ÇARŞAFIM GİBİ KAPKARA"
Hatice Börü, henüz 36 yaşında bir kadın. Evlat acısı yüreğini dağlamış. Kurban eti dağıtmak için evden çıkan 16 yaşındaki oğlu Yasin Börü, Kobani protestoları sırasında vahşice öldürülmüş. Oğlunu anarken gözyaşları doluyor, sesi titreyerek "Yüreğim, giydiğim bu kara çarşaf gibi kapkara. İçim yanıyor. Evladım, bilgisayar mühendisi olacaktı. Zalimce öldürüldü. İlk çocuğumdu. Hem arkadaşım hem oğlumdu. Bayramlık kıyafetini çıkardı üzerinden kurban eti dağıtmak için sokağa çıktı. HDP keyif yaparken benim evladım paramparça oldu" diye konuşuyor. Biraz soluklandıktan sonra devam ediyor: "3 gün evladımdan haber alamadım. Çarşafımdan, örtümden dolayı dışarı çıkamadım. Her gördükleri çarşaflıya, sakallıya saldırıyorlardı. HDP'ye bu bölgede ne Müslüman, ne namus, ne örtü, ne can emanet edilmez. Tanınmayacak haldeydi yavrum. Babası onu sol bacağındaki mercimek tanesi kadar ben izinden teşhis etti. Ben de anneyim içime su serpilsin artık. Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Zübeyde Zümrüt ABD'den emir aldı. Herkesi sokağa döktüler. 'Taş taş üstünde kalmasın' diyen herkes suçlu."
"HAKKIMI HELAL ETMİYORUM"
Ahmet Hüseyin Dakak, 19'undaydı. Pasta malzemesi satan babasının yanında çalışıyordu. 7 Ekim'de kurban eti dağıtmak için bayramın son günü evden çıkmıştı. 42 yaşındaki annesi Zerife Dakak, "Asker olmaya hazırlanıyordu. Demirtaş sokağa döktü herkesi. Çocuğum saldırıdan kaçmak için o binaya sığındı. 500 kişi saldırdı o binaya. Katiller dışarda. Yakalanan 26 kişi değil, 500 kişi öldürdü bizim çocuklarımızı" diyor. 28 yaşındaki ağabeyi Riyad Güneş'i olaylar sırasında kaybeden Yasemin Güneş Aydın, o geceyi şöyle anlatıyor: "4 yaşındaki yeğenim Şuheda 'baba baba' diye ağlıyordu. Dışarıda molotoflar atılıyordu. Sonra ağabeyimin ölüm haberi geldi. 7 kardeştik biz. Riyad ağabeyim 4'üncü çocuktu. Babamız ölmüştü. Şimdi ağabeyimin evlatları da yetim kaldı. Keserle ensesine vurarak öldürüp binadan atmışlar. HDP bu zihniyeti bıraksın." Riyad'ın annesi Kıymet Güneş, Kürtçe anlatıyor acısını ve kızı da tercüme ediyor: "Demirtaş'a hakkımı helal etmiyorum. Yetim büyüttüğüm çocuğumu ölüme götürdü."