Ekmeleddin İhsanoğlu, 'Türk oğlu Türk'üm'

Seçim çalışmaları kapsamında Konya'ya gelen Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Konferans Salonu'nda partililerle bir araya geldi. Konya'ya gelmeyi aşıkların kabesine gelmeye benzeten İhsanoğlu, "Benim adım Ekmeldir. Burada Ekmeleddin Hazretleri vardır. Anadolu'da 13. ve 14. yüzyılda çok kullanılan bir isimdir. Hz. Mevlana'nın dediği gibi ‘gel, arif ol gel. Gel de bu aşıkların kabesine yüz sür ve olgunlaş' Biz de bu sebeple buraya geldik" dedi. Cumhurbaşkanlığı adaylığı yarışında 3 adayın arasında devlete hizmet edecek, tepede sorun oluşturmayacak, devletin sigortasını attırmayacak birisinin seçilmesi gerektiğini ifade eden İhsanoğlu, öyle birini seçin ki bütün siyasi taraflara eşit mesafede olsun çağrısında bulundu. Çankaya'da devletin birliğini, devletin bütünlüğünü kontrol edecek ve devlet kurumlarının ahenkli bir şekilde çalışmasını gözetecek bir adayın seçilmesi gerektiğine vurgu yapan İhsanoğlu, "Milletin yarısı kabul eder, diğer yarısı kabul etmezse büyük sorun var demektir. Biz bunu bir defa yakın zamanda yaşadık. Biz o korkunç günlerin geri gelmesini istemiyoruz. Hiç kimse Çankaya'da gerginlik istemiyor. Cumhurbaşkanı serin kanlı olacak. Milletin bir kısmını değil tamamını temsil etmesi lazım. Milli birlik ve beraberliği temsil etmesi lazım. Cumhurbaşkanı anayasanın uygulanmasını gözetecek. Biz bu anayasayı beğenmiyoruz. Değiştire değiştire yamalı bohça haline getirdik. Bizim bu anayasadan kurtulmamız lazım. Halkının tamamını kucaklayacak bir anayasa olmalıdır. Bir partinin bir kişinin tercihine göre değil, herkesin ortak mutabakata göre hazırlanmalıdır. Seçilecek cumhurbaşkanı buna göre seçilecektir" diye konuştu. Türkiye'de huzurun temin edilip, istikrarın sağlanması gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu şunları söyledi: "Ana hedef Çankaya'da huzuru temin edecek bir Cumhurbaşkanı seçilmesidir. Cumhurbaşkanı ilk defa halkın iradesiyle seçilecek. Bu çok önemli bir şey. Sandıktan çıktım, millet bana oy verdi diyecek. Peki oyların yarısını aldın diğer yarısı ne olacak. ‘Ben onlara kulak asmam' diyeceksiniz yok öyle bir şey. Türkiye'nin böyle sıkıntıları kaldıracak durumu yoktur. Sınırlarımız kevgir gibi oldu. Yurdumuzun güney sınırlarının ne hale geldiğini çok iyi biliyoruz. Türkiye ilk defa sınırlarına sahip olamıyor. Çeteler oradan oraya kollarını sallayarak geziyor. Mülteciler perişan halde. Ben bu insanları tanıyorum. Bizim en iyi komşularımız bunlar hazırlıksız geldiler. Bütün Suriye gelsin diyenler var ama onlar bir şey yapmıyor. O bakımdan Türkiye'nin etrafı ateş çemberi haline gelmişken biz burada huzur içinde kalamayız. Bu ateşi söndürmek için kolları sıvamamız lazım. Siz komşunuzla her gün bağrışarak aradaki problemleri çözebilir misiniz? Çözemezsiniz, Türkiye maalesef bu tavır içinde."

"NE OLURSANIZ OLUN GELİN BANA OY VERİN"

Ekmeleddin İhsanoğlu, bu seçimin çok farklı bir seçim olacağını dile getirerek, "Bu seçimde 3 aday var. Siz bunlardan birini seçeceksiniz. Yakın zamanda yerel seçimleri yaptık herkes gitti beğendiği partiye beğendiği belediye reisine oy verdi. Önümüzdeki sene milletvekilliği seçimi var yine siz istediğiniz partiye oy vereceksiniz. O da normal. Şimdi bu ikisinin arasındaki seçimin farkı nedir? Biz oraya devleti idare edecek birini seçeceğiz. Benim partim ne olacak diyeceksiniz siz onu gelecek yaz ki seçimlerde ne olacağına karar vereceksiniz. Ben hiçbir partinin mensubu değilim. Benim ailem demokrat parti geleneğinden geliyor. Bugün 9 parti beni destekliyor. Dün bu sayı 7 idi, Bugün 9'a çıktı. Bu 9 daha da artacak. Sosyal demokratlar da milliyetçi kardeşlerimiz de bize oy veriyor neden çünkü bu mevkiye, bu vasıflara sahip insanı seçmek istiyorlar. Ne olursanız olun geliniz bana oy veriniz" ifadelerini kullandı.

"HZ. MEVLANA'NIN, YUNUS EMRE'NİN YAŞADIĞI İSLAMI YAŞAMALIYIZ"

Osmanlı'dan sonra emperyalist güçlerin dünyayı paylaştığını, 'şurası senin burası benim' diyerek sınırları yeniden çizdiklerini aktaran İhsanoğlu, Filistin'in 1918'e kadar Osmanlı idaresinde olduğunu daha sonra İngilizler'in eline geçtiğini anlattı. 1948 den sonra siyonist çetelerin gelerek Arapları kovduğunu ifade eden İhsanoğlu, "1948'de İsrail'i kurdular. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti 1948'de İsrail'i tanıdı. O günden bu güne Türkiye Filistin halkının meşru haklarını destekleyip, yanında durmuştur. Filistin toprakları İsrail tarafından gasp ediliyor. Her 2-3 senede bir bu saldırılar oluyor. ilk defa olmuyor bu vahşetler. Ben Gazze'ye çok gittim. Genel Sekreterlik yaptığım dönemde onların Birleşmiş Milletler'e üye olmasını sağladık. Gördüğünüz vahşetler maalesef devam edecek. Birleşmiş Milletler güvenlik konseyi ateşkes kararı alıyor. Ben bunu tenkit ettim. Yine de bu kararın uygulanmasını istiyoruz. Bu karar oradaki insanları ölümden koruyacaktır. Filistin davası devam edecektir. Onların yanında olmamız lazım. Onlara yardım eden kimse kalmadı. Ama bunu da akıllıca yapmamız lazım. Burada çıkış nedir. Hep böyle mi kalacak? Hayır kalmayacak. Arap baharı denilen hikaye yanlış bir şeydir. Burada birkaç diktatör düştü. Bahar ne zaman gelecek? Demokrasi geldiği zaman gelecek. Demokrasinin gelmesi için modern bir toplumunun olmazı lazım. Kendine yeterli olan bir toplumun oluşması lazım. İkinci olarak aşırılıktan kurtulmamız lazım. Dini aşırlıktan kurtulmalıyız. Bunlardan kurtulduğumuzda gerçek bahar gelir. Hz. Mevlana'nın yaşadığı Yunus Emre'nin yaşadığı İslamı yaşamamız lazım" dedi.

"BEN TÜRK OĞLU TÜRKÜM"

Son zamanlarda yaşanan bayrak indirme olaylarını eleştiren İhsanoğlu, "Bayraklarımız her gün indiriliyor. Her yerde ters şeyler oluyor. İlk bayrağı indiren adam hala bulunmadı. Biz teşhis ettik diyor devlet büyükleri ama gizli bir yerde saklanıyor herhalde bu şahıs. Tam teşhis edememişler herhalde o zaman röntgenini çeksinler" diye konuştu.

Seçilmesi durumunda Irak'taki Türkmenler hakkında nasıl bir politika izleyeceğinin sorulması üzerine İhsanoğlu, "Başkasını bilmem ben Türk oğlu Türküm elhamdülillah. Babam da Türk, anam da Türk Allah'a şükür. Bizim Türklük anlayışımız ırkçı bir anlayış değildir. Biz bir ve beraber bu topraklarda yaşıyoruz ama başkalarının varlığını kabul ederken kendi varlığımızı niye inkar edelim" şeklinde cevap verdi.