Erdoğan, 'Türkiye insanlığın vicdanı olmaya devam edecek'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, zulme, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı çıkmaya, mazlumların sesi, insanlığın vicdanı olmaya devam edeceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye olarak, dünyanın neresinde olursa olsun, zulme, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı çıkmaya, mazlumların sesi, insanlığın vicdanı olmaya devam edeceğiz. Bizi susturmaya çalışanlara, aleyhimize kampanya yapanlara aldırmadan, dünyadaki adaletsizlikleri açık yüreklilikle ifade etmeyi sürdüreceğiz" değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, 2014'ün, temel insan haklarının korunmasına dair birçok uluslararası sözleşmenin kaynağını teşkil eden, insanlık tarihinin önemli kilometre taşlarından biri olan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabul edilişinin 66. yılı olduğunu hatırlattı. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin, ortaya koyduğu temel değerler, özgürlükler ve haklar ile uluslararası topluma yükümlülüklerini hatırlatan tarihi bir belge olma özelliğini koruduğunu kaydeden Erdoğan, mesajında "Günümüzde, ilanından 66 yıl sonra bile, dünyanın muhtelif yerlerinde en temel insan haklarının ihlal edildiğine, milyonlarca insanın bu haklardan mahrum bırakıldığına şahit oluyoruz. Kendi vatandaşlarının yaşam hakkını hiçe sayan, kendi insanına zulmeden rejimler, başta Suriye ve Mısır olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde hiçbir yaptırıma maruz kalmadan eylemlerine rahatça devam edebiliyor" değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in, Gazze'de 52 gün boyunca en ağır silahları kullanarak, sivil asker ayrımı yapmadan, okulları, ibadethaneleri, hastaneleri, ambulansları, sivil yerleşim yerlerini ve BM binalarını bombalayarak kadınları, çocukları, gazetecileri ve yüzlerce masum sivili acımasızca katlettiğini belirterek, mesajını şöyle sürdürdü: "Zulüm cezasız kalırken mazlum ve mağdurların çığlıklarına maalesef kulak tıkanıyor. Ekonomik ve sosyal kriz ortamlarından istifade eden grupların ve bazı siyasi partilerin ırkçılığı, yabancı düşmanlığını, İslamofobi ve antisemitizmi körüklediğine şahit oluyoruz. Bugün Avrupa dahil dünyanın çoğu gelişmiş ülkesinde dili, dini, rengi ve kültürü faklı olanlar ötekileştirilmekte ve ayrımcılığın kurbanı olmaktadır."
-"Türkiye, barış ve huzurun hakim olması için üzerine düşeni yapıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, hem uluslararası platformlarda hem de bölgesel işbirliği projeleriyle barış ve huzurun hakim olması için üzerine düşen vazifeyi yerine getirdiğine, yapıcı tüm girişimlere destek verdiğine dikkati çekerek, Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı girişimi ve Finlandiya ile Eylül 2010'da BM bünyesinde başlatılan "Barış için Arabuluculuk" girişimlerinin bu iradeyi gösterdiğini vurguladı. Suriye ve Irak'taki saldırılardan kaçarak Türkiye'ye sığınan 1 milyon 800 bin kişiye etnik kökenine, diline ve dinine bakmadan ev sahipliği yapılmasını "mazlumlarla dayanışmanın en müşahhas örneği" olarak niteleyen Erdoğan, mesajına şöyle devam etti: "Türkiye olarak, dünyanın neresinde olursa olsun, zulme, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı çıkmaya, mazlumların sesi, insanlığın vicdanı olmaya devam edeceğiz. Bizi susturmaya çalışanlara, aleyhimize kampanya yapanlara aldırmadan, dünyadaki adaletsizlikleri açık yüreklilikle ifade etmeyi sürdüreceğiz. Bu düşüncelerle İnsan Hakları Günü'nün Filistin, Suriye, Irak, Mısır, Myanmar ve Afrika'daki mazlumlar ve mağdurlar başta olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyor, aziz milletimizin ve tüm dünya toplumlarının 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nü tebrik ediyorum."