Tgrt Haber

Haluk Bayraktar, Ali Babacan’ın iddiasına cevap verdi: Devlet desteği değil, engellemelerle karşılaştı

16 Ocak 2023 22:50 - Güncelleme : 16 Ocak 2023 23:31
Haluk Bayraktar, Ali Babacan’ın iddiasına cevap verdi: Devlet desteği değil, engellemelerle karşılaştı

Bayraktar SİHA'ları üreten Baykar şirketine 'devlet desteği' tartışması büyüdü. Baykar Teknoloji Genel Müdürü Haluk Bayraktar, şirketin kendi imkanlarıyla üretim yaptığını belirterek geçmişten bir anısıyla Deva Partisi lideri Ali Babacan'ın iddialarına cevap verdi. Bayraktar, 'Bir uçuş yaptık 19 bin fite çıktık. Otomatik değil dediler. Beni tutuklatmak için Ankara'yı savcılığı aradılar. Allah'tan savcı 'Herkesin ifadesini alın ve tutuklamayın' dedi. Bunu bize yapan kişi heyette değil. Buraya maalesef eklenmiş. Biz onlara maşa kılıklı paşa derdik' dedi.

Türk savunma sanayisine yerli SİHA'ları kazandıran Baykar şirketine devlet desteği polemiği sürüyor. Baykar Teknoloji Genel Müdürü Haluk Bayraktar Habertürk TV'de Deva Partisi lideri Ali Babacan'ın "Devletin hemen hemen bütün imkanları, bütün o yardımlar, devletin bütçesinden doğrudan aktarılan kaynaklar, aşağı yukarı tek şirkete aktarılıyor" iddiasına cevap verdi.

Haluk Bayraktar şu açıklamaları yaptı:

Bayraktar Kızılelma 2022 Mart ayında ismi verildi. Türk tarihinde hiçbir zaman tam olarak ulaşılamayacak hedefi tarif ediyor. Biz de paradigma dönüşümünü ifade eden stratejik alanda Türkiye için Kızılelma hedefi düşüncesiyle bu ismi verdik. Sonra ilk uçuşu gerçekleştirdik. İlk uçuş havacılıkta çok önemli adımı ifade ediyor. Bizim Kızılelma, Baykar'ın 20 yıllık serüveni. Kızılelma bir anda geleceğin bambaşka dünyanın bize kapıları açtıran teknolojik platform. İlk uçuş çok kritik kilometre taşı. Yıllarca uğraşıyorsunuz, yazılımı, elektronik, mühendislikle bütün bileşenlerin hepsinin bir arada çalıştırarak uçuşla birleştirmek. Her zaman havacılıkta ilk uçuş tarihi kritiktir, milattır. Sonrasında servise, hizmete giriş tarihi verilir. İlk uçuş sizin geliştirdiğiniz platformun bütün sistemleriyle başarılı şekilde gösterimi. Ondan sonra onun seri imalata girerek ürün haline gelmesi. Baykar'ın 20 yıllık birikimi var.

DEVLET DESTEĞİ VAR MI?

Bayraktar Kızılelma, Baykar'ın yüzde 100 imkanlarıyla geliştirilmiştir. Bize bir talep olmadı, dünyanın en büyük teknoloji firmalarından biri olması dolayısıyla ülkemizin geleceği açısından bunun ne kadar önemli olduğunu bildiğimiz için kendi imkanlarımızla adım attık. Devletle herhangi bir otorite ile anlaşmadan. Hedefimizin Cumhuriyet'in 100. yılında bu uçuşu gerçekleştirmekti. Biz Baykar olarak her zaman beyan ettiğimiz tarihten daha evvel, 2022'in Aralık ayında ilk uçuşu gerçekleştirmiş olduk. Akıncı'yı 2019 yılında İstanbul'daki TEKNOFEST'te buluşturmuştuk. Bu Cumhuriyetimizin 100. yılında böylesine önemli stratejik kazanım, Baykar ve tedarikçi eko sistemiyle. 20 yıl önce Baykar 5 kişilik ekipti. 5 kiloluk uçakla uğraşıyordu. Baykal ihracat ve yurt içi satışlarla, kendi öz kaynaklarıyla yatırım yaparak 6 tonluk uçak platformuyla uğraşır hale geldi. 5 kişi 3 bin 500 oldu. Baykar bine yakın tedarikçi ile bu noktada.

20-30 YIL KIZILELMA OLACAK

Şu anda Kızılelma kategorisinde dünyada insansız hava uçağı anlamında envantere girmiş hiçbir ülke yok. Kızıelma aslında havacılık anlamında Türkiye'yi bölgesel ve küresel anlamda süper güç seviyesine çıkaracak teknoloji. Şu anda gencecik ekiple, dünyanın en ileri teknolojik seviyesine emek veren bir ekip. Türkiye'ye bambaşka kapıları açan bir alan. Kızılelma çok uzun soluklu bir proje. Çok daha farklı kategoriler, ses üstü hızlara çıkan, çift motorlara varan, çok farklı firmaların geliştirdiği akıllı mühimmatlar, Aselsan'ın radar teknolojileri, elektrooptik gibi teknolojilerle entegre edildi. Kızılelma 20-30 yıl boyunca hayatımızda olacak. Mini sınıf, taktik, taarruzi sınıfı İHA'lar ve en son Kızılelma. Hedefimiz bundan sonra uzay teknoloji alanlarında yatırımlar yapmak. Bugün ülkemizde tüm vatandaşlarımızı korumak için onlarca İHA var. Tüm bu eko sistemi, hava araçlarının altyapısını desteklemek için uzayda da bir hakimiyet oluşturmamız gerekiyor. Bu alanda ilerliyoruz.

MÜTHİŞ GELİŞİM

Türkiye'de özellikle savunma sanayinde son 20 yılda çok kritik atılımlar atıldı. 20 yıl önce savunma sanayinde faaliyet gösteren 17 firma vardı, bugün 2 binden fazla firma var. Çoğunluğu özel sektörde. Bugün Saha İstanbul'un 900'dan fazla üyesi var. Yüzde 95'İ özel sektör bu kümelenmenin içerisinde. Özellikle savunma sanayinde yerlileşme vizyonu ve yerlileşme iradesi. Türkiye çok önemli bir karara imza atıldtı. Tank, İHA, Atak helikopterlerinin alım kararı vardı. Bir toplantıda 'Biz bu projeleri iptal ediyoruz, tamamını yerli yapacağız, yurt dışı bağımlısı olmayacağız' dendi. İşin ekonomik anlamda katma değer boyutu var. Bir de işin parasını verseniz dahi, satın almak isteseniz dahi size bunu vermiyor. 2009 yılında Türkiye, ABD'nin SİHA talebinde bulundu, Amerika bunu reddetti. Türkiye yerli İHA'larından önce İsrail'den Heron ithal ediyordu. Ama ne oluyordu/ İsrail en ufak yedek parça ihtiyacı olduğu zaman, en ufak bir politik anlaşmazlık olduğu zaman destek vermiyordu. Türkiye 90'lı yıllarda ABD'de Gınat dediğimiz insansız hava araçlarını satın aldı. Milyonlarca dolar para ödendi. 100 saati dahi doldurmadan envanter dışı bırakıldı. Çünkü destek gelmiyordu. Bugün Bayraktar SİHA'ları 600 bin saati buldu. Müthiş bir gelişim var.

Türkiye 15 yıl gibi sürede bu teknolojiyi parasıyla alamazken, 2004 yılında bir irade koydu. Bizim ilk geliştirdiğimiz ürün Bayraktar mini İHA. Elden atılan 5 kiloluk uçak. İlk kez savunma sanayinde o karardan sonra 'Biz bu işi rekabete açık yapacağız'. 'Bunu kim yapıp, gelip bize başarılı sunum yaparsa ondan 76 tane uçak alacağız' dediler. Bugünküne nazaran düşük çaplı imkanlarımız vardı. Devlet o zaman şunu deseydi ki, 'Kurulu devlet firmaları var sen yapacaksın' deseydi, bugün Baykar yoktu. Şeffaf bir modelle biz girmiş olduğumuzdan dolayı var. O kadar çok ince, birbirine iplikle bağlı hususlar var ki. Bunlardan bir tanesi olmasa bugünkü başarı olmazdı.

YARIŞMADA BİRİNCİ OLDUK

Konuyu 180 derece tersinden gösterme çabası. Olduğundan çok farklı gösterme teşebbüsü maalesef. 2004 yılında biz ufacık firmaydık. Özdemir Bayraktar liderliğinde 7 kişi başladık. Sonra Savunma Sanayi Başkanlığı milli ve özgür üretim kararı aldı. Uçağın gövdesi veya elektriğini yerli yapan firma bu işe katılabilir dendi. Devletten nakit destek alan bir üniversite katılmıştı o yarışmaya. Baykar olarak hem gövdesini hem de uçuş elektroniği yazılımıyla o yarışmaya katılıp, birinci olduk. Savunma sanayinde projeler, tanımlı, belirli kurumlara verilen, rekabet olmayan kurumlardı. Biz 76 adet uçağı teslim ettik. Özdemir Bayraktar apartmanını satıp, bütün kazanımları bu işe yarattı. Silahlı kuvvetlerin envanterine giren ilk hava aracını biz yaptık. Bizim o işi kazandıktan sonra Malazgirt sınıfı dünyanın ilk döner kanat helikopterini yaptık. Şırnak'ta atölye kurduk tamamen kendi imkanlarımızla. 'Türkiye için İHA bir kıvılcım etkisi yaratır' dedik ve alana girdik.

UÇAĞIN OTOMATİK İNDİĞİNE İNANMADILAR

2009 yılının Haziran'ında kaçak şekilde Keşan'da uçurduk. Babam ilk uçururken jandarma gelmişti Garipçe'ye. Aynı yıl hiçbir banka teminat mektubu vermiyor. Kale Grubu'yla ortak olduk. Kale Grubu tecrübesi olan değerli grup. Kale-Baykar olduk o zaman. 2009 yılının Ekim ayında girdik. Babamın aortu patladı. Sıkıntılardan dolayı. Ağustos'tan 2 ay sonra Sinop'a davet ettiler. Ben o zaman Haluk Bayraktar olarak kısa dönem İzmir'de askerlik yapıyordum. Selçuk Bayraktar ekiple birlikte Sinop'a gitti. Uçağı uçururken, uçaklardan bir tanesi bürokratik baskının devamı gereği, baskı yapıyor. Kriterlere göre 55'inci dakikada 17 bin fitte. 'Daha da çık' deniyor. Uçak kaza kırım geçiriyor. Ekibin moralleri çok bozuk. Gözlemci heyeti var. Askerlikten izin alıp Sinop'a gittim. İkinci uçakta bir uçuş yaptık. Belli süre var, iki uçak hakkı veriyor size. Belli sürede o kriterleri göstereceksiniz. Bir uçuş yaptık 19 bin fite çıktık. Cuma günü 10 saat uçmamız gerekiyor. 3 Ekim Cuma günü. 3 gün boyunca firmanın genel müdürü vasfıyla oradayım. Son uçuş yapılıyor. Öğlen 2'de kalktı uçak. Bütün her şeyi gösterdik. Uçak gece 10'da geldi indi. Tutanak tutulacak. O heyette gözlemci, üyesi olmayın dışarıdan gelen asker üniformalı bir kişi 'Ben bu uçağın otomatik indiğine inanmıyorum' dedi. Tutanağı yazılmayacak dedi. O noktada ben bunları açıklamaya çalışırken, bir anda 'çavuş' diye seslendi bana. 3 gündür firmanın genel müdürü vasfıyla oradayım. 'Çavuş esas duruşa geç' dedi bana.

BENİ TUTUKLAMAK İSTEDİLER

O asker kılıklı maalesef kişi benim esas duruşa geçmemi istedi. Peşimden 'şerefsiz' diye bağırdı. Ben de cevabını verdim. Beni tutuklatmak için Ankara'yı savcılığı aradılar. Karşılaştığınız duruma bakın. Ortalık karıştı. Savcılık arandı, tutuklanmam için. Allah'tan savcı 'Herkesin ifadesini alın ve tutuklamayın' dedi. Bunu bize yapan kişi heyette değil. Buraya maalesef eklenmiş. Biz onlara maşa kılıklı paşa derdik. Bu kişi bu olaydan 3 ay sonra askeriyeden istifa edip, o rakip firmaya girdi. Biz o demoda başarılı olmuşuz ve tutanağa yazmadılra. Bir uçak gece vakti gelip, iniyor, otomatik indiği yazılmadı o tutanağa. Sonra diğer firma kriterleri sağlayamadı. Ocak 2010 tarihinde Savunma Sanayi Başkanlığı İcra Kurulu toplandı, 12 adet uçak üretmemiz istendi. İhaleyi kaybeden firmaya proje açıyoruz, onların da 6 tane uçak yapmasını istiyoruz. Bir gecede yeni projeyi kaybeden firmaya verdiler. Normalde rekabete açık ihalenin bir kazananı olur. Bize o işin yarısı verildi. İhaleyi kaybedenle sözleşme bizden 1 yıl önce imzalandı. Hiç kimse yüzünüze gülerek sizi engelliyorum demiyor, ben bu işin destekçisiyim diye engelliyor.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...