İstanbul Barosu Başkanı için beraat kararı verildi
İstanbul Barosu Başkanı Kocasakal ve 8 yönetim kurulu üyesi ile Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Yaltı'nın, beraatine karar verildi.
Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ile baro yönetim kurulu üyeleri Turgay Demirci, Mehmet Durakoğlu, Hüseyin Özbek, Hasan Kılıç, İsmail Altay, Aydeniz Alisbah Tuskan, Ayşe Füsun Dikmenli ve Ufuk Özkap ile Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Başar Yaltı katıldı. Çok sayıda avukat ile yabancı baro temsilcisinin hazır bulunduğu duruşmada ses ile görüntü kaydı yapıldı. Avukat Volkan Gültekin'in mazeret dilekçesi vererek duruşmanın ertelenmesini talep ettiğinin bildirilmesi üzerine duruma şaşıran diğer avukatlar, talebe karşı çıktı. Esas hakkında mütalaasını veren cumhuriyet savcısı Abdullah İlbay, sanıkların müsnet suçu işlediklerini belirterek, ayrı ayrı cezalandırılmalarını istedi.
Mütalaayla ilgili savunma yapan sanıkların avukatı Köksal Bayraktar, iddia makamının mütalaasına katılmadığını belirtti. Savcının görüşünü şaşkınlık ve üzüntüyle karşıladığını ifade ederek, "17 Aralık'tan bugüne kadar yargı tel tel dökülmüştür. Silivri'ye sapasağlam girenler kanser olmuşlardır, cesetleri çıkmıştır. İstanbul Barosu başkanı ve üyeleri sessiz mi kalacaktı? Ellerinde karanfil ve güllerle mi ziyarete gideceklerdi?" diye konuştu. Bayraktar, müvekkillerinin beraatine karar verilmesini istedi. Savcının görüşüyle ilgili savunması alınan Ümit Kocasakal, iddia makamının esas hakkındaki görüşlerini üzüntüyle karşıladığını, bu davanın sıradan bir dava olmadığını söyledi.
Kocasakal, mütalaanın iddianamenin tekrarından ibaret olduğunu savunarak, şunları kaydetti: "Avukat bütün toplumun hakkını savunur. Balyoz davasında yargılananların adil yargılanma hakları vardır. İleride potansiyel manada sanık olacak herkesin adil savunulması gerekir. Sanki kendimi başka bir davada hissettim. Talimat verir gibi, baskı yapmışım mahkemeye, böyle bir şey yok. Kara mizah gibi. İşlediğimiz fiil hukuka aykırı olacak ki suç olsun." Aleni bir duruşmada üzerinde cübbesiyle medeni bir şekilde konuştuğunu söyleyen Kocasakal, ''Ben ne yapmışım? Gece yarısı hakimlerin evine gidip 'ver şu beraati fena mı olur' demişim? 'Şöyle karar ver Dubai'ye götürelim mi' demişim? Mahkeme heyetine hangi emri vermişim? Keşke emir verme imkanımız olsaydı da o zaman yargı böyle olmazdı'' diye konuştu. Kocasakal, mahkemede hakimle karşılıklı konuştuklarını, bu şekilde baskının olamayacağını, bu suçun kendi açılarından işlenemeyeceğini anlatarak, ''Ben çok rahat ve müsterihim. Baro yönetimi olarak seçildik, yiyelim, içelim diye buralara gelmedik. Beraat talep etmiyorum. Vicdanınıza ve hukuka göre karar vermenizi istiyorum. Kırın kalemimizi ama haksızlık etmeyin. Suç işlediğimizi düşünmüyorum. Bu mücadele sürecek, bizden sonrakiler de bu mücadeleyi sürdürecek. Karar sizin'' ifadelerini kullandı. Diğer sanıklar da beraatlerini istemediklerini belirterek, görevlerini yaptıklarını, savunmayı savunmak için duruşma salonunda olduklarını söyledi. Son sözleri sorulan sanıklar, adalet istediklerini kaydetti.
Hakim Mehmet Uğur Hançerli, sanıklar Ümit Kocasakal, Turgay Demirci, Mehmet Durakoğlu, Hüseyin Özbek, Hasan Kılıç, İsmail Altay, Aydeniz Alisbah Tuskan, Ayşe Füsun Dikmenli, Ufuk Özkap ve Başar Yaltı'nın suç işleme kasıtlarının bulunmadığından beraatlerine karar verdi. Ümit Kocasakal, duruşma çıkışında yaptığı konuşmada, bir suç işlediklerini düşünmediğini, kararın Türk hukuk tarihine geçecek bir karar olduğunu söyledi. Hukuk mücadelelerini sürdüreceklerini vurgulayan Kocasakal, şunları kaydetti: "Bu tür davaların bizi yıldıramayacağını söylemiştik. Yargı bağımsızlığını da savunmaya devam edeceğiz. Avukatın da layıkıyla görevini yapabilmesi için yargının bağımsız olması gerekiyor. Yaşayarak anladık ki her avukatın avukata ihtiyacı var. Savcıların da hakimlerin de başbakanların da cumhurbaşkanlarının da avukata ihtiyacı var. Adalet herkes için gereklidir."