İstanbul merkezli operasyona tepki gösterileri
Türkiye'nin bir çok ilinde sivil toplum kuruluşları, İstanbul merkezli operasyona karşı tepki gösterileri düzenledi.
17 Aralık'ta düzenlenen İstanbul merkezli operasyona karşı tepkiler sürüyor. Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) üyesi bir grup, "Yargı darbesine hayır" pankartı açtı. "Devletin paraleli olmaz, "Yolsuzluk bahane, hedef darbe", "Devletin paraleli de gölgesi de olmaz", "Milli irade oyunu bozar" şeklinde dövizler taşıyan grup adına açıklamayı, emekli Albay ASDER Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Hacımustafaoğulları yaptı. Son yaşanan olayların "projelendirilmiş bir uluslararası psikolojik savaş operasyonu" olduğunu belirten Hacımustafaoğulları, şunları kaydetti:
"Operasyonun hedefi; siyasal istikrarın teminatı olan mevcut hükümet ve özellikle Başbakan'dır. Erdoğan liderliğindeki iktidar, ülkeyi askeri vesayetten kurtarmış, terörü bitirerek çözüm sürecini hayata geçirmiş, başörtüsü yasağı başta olmak üzere temel hak ve hürriyetlerin önündeki engelleri kaldırmış, mağdur kesimlerin gasp edilen haklarını ve itibarlarını iade ederek, toplumsal barışın temini için devrim niteliğinde önemli reformları hayata geçirmiş siyasal, sosyal, ekonomik alanlarda bölgesel ve küresel etkiler oluşturan adımlar atmıştır. İktidarın meşru olmayan yol ve usullerle önünün kesilmeye çalışılması, ülkeye yapılmış sinsi bir saldırıdır." Yolsuzluklarla mücadelenin siyasal ve toplumsal bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Hacımustafaoğulları, 76 milyonun ve tüyü bitmemiş yetimin kul hakkına el uzatanlara asla göz yumulmaması ve suçu sabit görülenlerle ilgili adli işlemlerin acilen yapılması gerektiğini söyledi. Konak'taki Yalı Camisi'nde cuma namazı sonrası toplanan İzmir Sivil Toplum Kuruluşları Platformu üyeleri, İstanbul merkezli operasyonla ilgili basın açıklaması yaptı. İzmir İnsani Yardım Derneği Başkanı Rasim Çağlar, zalimlerin karşısında dik duracak bir Türkiye'nin küresel güçlerin işine gelmediğini, 17 Aralık'tan bu yana devam eden krizi endişeyle izlediklerini söyledi. Rüşvet ve yolsuzluk iddialarının ivedilikle sonuçlandırılması için iddianamenin olabildiğince kısa sürede mahkemeye sunulması, yargılamanın adil ve hızlı şekilde sonuçlanması gerektiğini dile getiren Çağlar, yargılama bitene kadar kimsenin suçlu görülmemesi gerektiğini ifade etti.
Çağlar, şöyle konuştu: "Adli bir soruşturma bahane edilerek küresel güçler, kimi sermaye çevreleri, faiz lobisi ve bazı medya gruplarının hükumeti devirme amacını görüyoruz ve kınıyoruz. Seçimle işbaşına gelen hükumetin komplolarla değil yine seçimle uzaklaştırılması esastır. Bunun aksi yöntem halk iradesinin yok sayılması anlamındadır ve darbeye teşebbüstür. Toplumun tüm katmanlarının yargılama süreci içinde sakin olmasını, yargının herhangi bir hareketini aşırı büyütmenin ülkedeki tüm dengeleri sarstığının bilincinde olunmasını, kutuplaşmaya meydan verilmemesini tavsiye ediyoruz." Adıyaman Sivil Toplum Kuruluşları Platformu üyeleri de, İstanbul merkezli operasyona tepki gösterdi. Demokrasi Parkı'nda toplanan grup adına açıklama yapan Memur Sen İl Başkanı Gaffari İzci, son günlerde yaşananları dikkatle takip ettiklerini belirtti. Gelişmeler sonrası kullanılan dilin "Büyük Türkiye" idealine zarar verdiğini savunan İzci, Türkiye'nin komplo, tehdit ve kuşatmayla karşı karşıya kaldığını aktardı. Yolsuzluk iddialarının da toplum tarafından şaşkınlıkla izlendiğini dile getiren İzci, şunları kaydetti: "Hükumetten, mensubiyetine ve mevkilerine bakmaksızın yolsuzluk iddialarına adı karışanların üzerine gitmesi ve kamuoyunu tatmin edecek bütün adımları içtenlikle atarak, adaletin yerini bulmasını sağlamasın bekliyoruz. Siyasi iktidar, bu çerçevede varsa milletin malına kast etmiş ve yolsuzluğa bulaşmış olanları ayıklamalı, yolsuzlukla mücadele kavramına sığınarak milli irade üzerinde kalıcı vesayet kurma hesaplarının faillerini de bu vesileyle ortaya çıkarmalıdır. " İzci, hiçbir güç ve oluşumun milli iradeyi baskı altına almasına müsaade edilemeyeceği vurguladı. Birlik ve beraberlik çağrısında bulunan İzci, "Ne silahlı güçlerin ne de yargı dahil silahsız bürokrasinin sandık ve seçmen iradesi dışında siyasi iradeyi şekillendirme teşebbüsü kabul edilemez" diye konuştu. Orhangazi Parkı'nda toplanan platform üyeleri adına basın açıklaması yapan, Bursa İmam-Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği (BİHMED) Başkanı da olan Eldemir, İstanbul merkezli operasyon kapsamındaki gelişmelerin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan üzerinden Türkiye'yi hedef alan küresel operasyonu tüm çıplaklığıyla ortaya çıkardığını söyledi. Bu süreçte, Türkiye'nin yakın ve uzak geleceğini kuşatmayı hedefleyen küresel operasyona bilerek destek verenlerin, eylem ve tutumlarıyla destek olduklarını göremeyenlerin, millet nezdinde netleşmeye başladığını savunan Eldemir, şöyle konuştu: "Temelinde tamamen adli bir soruşturma olan söz konusu iddiaların ardından anlaşılmaz bir şekilde bunun ekonomik beklentilere yansıması sonucu dolar kuru 2,20 lira ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Borsada yüzde 10'lara varan düşüşler yaşanmış, gösterge tahvil faizi yüzde 10 seviyelerine yükselmiştir. Sonuç olarak cemaat-AK Parti tartışmasını fırsat bilen ve bunun arkasına gizlenen küresel operasyon, kurulmasına ramak kalan toplumsal bütünleşmeye zarar vermekte ve yeni kutuplaşmalara da zemin hazırlamaktadır. Unutulmamalıdır ki bu ülkeyi kutuplara ve kamplara bölmek için harekete geçirilen potansiyel, milli iradeyi ve kardeşlik iklimini hakim kılmak isteyen medeniyet değerlerine bağlı kitleler tarafından devre dışı bırakılacaktır. Mısır'da seçilmiş iktidara yapılan darbenin Türkiye'de de başarılacağını sanmak, milletine yıllardır hizmet eden Başbakanımız üzerinden ülkemize küresel operasyon yapmaya kalkışmak, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayale kapılmaktır." Kardeş kavgasının kazananının olmayacağını vurgulayan Eldemir, günün, "Büyük ve güçlü Türkiye ideali" için yeniden kucaklaşma günü olduğunu sözlerine ekledi. Sivil Dayanışma Platformu (SDP), İstanbul merkezli operasyona yönelik haberleri nedeniyle Zaman gazetesini protesto etti.Zaman gazetesinin Yenibosna'daki binası önünde bir araya gelen grup, ellerinde "Ya zillet ya millet", "Komplocu basın istemiyoruz", "Bedduaya lanet, duaya davet" pankartları taşıdı ve bir süre slogan attı. Grup adına konuşan SDP Başkanı Ayhan Ogan, inanan insanların yaptığı yayınları nedeniyle yıllarca Zaman gazetesine sahip çıktıklarını söyledi. Gazetenin son dönemdeki yayın politikasını anlamakta zorlandıklarını belirten Ogan, kendini "Hizmet Hareketi" olarak tanımlayan insanların hizmetlerinden şimdiye kadar hep övgüyle bahsettiklerini ancak şimdi tam bir hayal kırıklığı yaşadıklarını dile getirdi.
Ogan, gazetenin yayınlarının bütün dindarları töhmet altında bıraktığını savunarak, "Düne kadar desteklemekle övündüğünüz hatta iktidara gelmesinde en büyük payı sahiplendiğiniz insanlara karşı ne oldu da bir anda haysiyet cellatlarına dönüştünüz? Dostlarına böyle davranan insanlara hangi akıllı insan artık dost nazarıyla bakabilir? Bunları hiç düşünmüyor musunuz?" diye konuştu. Türkiye'nin tüm Müslümanların "umut adası" haline geldiğini anlatan Ogan, şöyle devam etti: "Ülkemizi batılı egemenlere ispiyonlayan, paradoksal bir şekilde hükümeti hem İrancı hem de El-Kaideci olmakla suçlayan, adeta bir ihanet girdabına kapılan ve ekonomimizi çökertmeye yönelik yayın politikalarıyla kendilerini açığa düşürenleri esefle karşılıyor ve her şeyi gören Allah'a havale ediyoruz. Kaset şantajları ve sokak gösterileriyle siyasi suikast planlayanlara, darbeciliğe soyunanlara ve gizli ilişkiler içerisine girenlere, Allah'ın bütün kötü niyetli planları boşa çıkaracağına inancımızın tam olduğunu bildirmek istiyoruz. Bu yayın çizgisinde devam eden Zaman gazetesini ve bağlantılı yayın organlarını şiddetle kınıyor, bir kez daha Allah'ı ve ahiret gününü hatırlatıyoruz." Açıklamanın ardından katılımcılar, kaset ve kulaklıkları bir varilin içine atarak, yaktı. Bu arada Zaman gazetesinden katılımcılara gül atıldı. Düzce Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Çakır da, siyasi otoritenin 17 Aralık'ta düzenlenen İstanbul merkezli operasyonun izlerini silmeye çalıştığını belirterek, "17 Aralık operasyonu, Türkiye'nin parlayan yıldızını istemeyen iç ve dış odakların bileşkesinden oluşan bir operasyondur" dedi. Çakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin dünyada yıldızı parlayan ülkeler arasında gösterildiğini ve ekonomisinin iyi yönde olduğunu söyledi. "Avrupa Birliğine (AB) üye komşumuz Yunanistan'dan iyi durumdayız, yönümüzü döndüğümüz ve ihracatımızın büyük bölümünü yaptığımız AB'nin can çekişen ülkelerinin çok üzerindeyiz" diyen Çakır, ticaretin kendi dinamikleri olduğunu, keskin çizgileri bulunmadığını kaydetti. Türkiye'nin Ortadoğu pazarının köprü noktasında bulunduğunu, dolayısıyla iyi bir pozisyon almasının kaçınılmaz olduğuna dikkati çeken Çakır, 17 Aralık'taki operasyonun ekonomik zararlarının her geçen gün arttığını dile getirdi. "Siyasi otorite, 2014'ü kaybetmemek, özellikle 17 Aralık'ın olumsuz anlamda izlerini silmek için gayret ediyor" diyen Çakır, "Siyasi iktidar ne kadar güçlü olursa ekonomi de o kadar güçlü olur. Hiç kimse tereddütlü alana parasını yatırmaz. O bakımdan yabancı yatırımcının geleceği tek ülke Türkiye'dir. 17 Aralık operasyonu, Türkiye'nin parlayan yıldızını istemeyen iç ve dış odakların bileşkesinden oluşan bir operasyondur. Bunun izleri inşallah merkezi otoritenin sağduyusu ve halkın ileri öngörüsüyle aşılmaya başlandı ve kısa sürede silinecek" ifadesini kullandı.