Tgrt Haber

Kalbi 150 kez durdu ama hala hayatta! Binde bir görülüyor

Editör: Baran Aksoy / Kaynak: Anadolu Ajansı
02 Temmuz 2024 11:36 - Güncelleme : 02 Temmuz 2024 12:04
Kalbi 150 kez durdu ama hala hayatta! Binde bir görülüyor

Brugada sendromu nedeniyle şoklu kalp piliyle 17 yıldır hayatını idame ettiren 37 yaşındaki Alper Ayaz'ın tam 150 kez kalbi durdu. Daha sonrasında tedavi olan Ayaz, kalbinin düzensiz çalışmasından ve sık sık elektroşok etkisine maruz kalmaktan kurtuldu.

Alper Ayaz isimli vatandaş, 2007 yılıda baygınlık geçirmesi ve kalbinin durması üzerine hastaneye kaldırıldı. Ayaz; doğuştan gelen, bin kişiden bir kişide rastlanan, hayatı tehdit edici ritim bozukluğuna sebep olan 'Brugada sendromu hastası olduğunu öğrenince büyük şok yaşadı.

Ayaz'a hastalığının çözümü için, kalp ritmi düzensizleştiğinde şok vererek ritmi normale döndüren ve "şoklu kalp pili" olarak da bilinen "İmplante Edilebilen Kardiyoverter Defibrilatör (ICD)" takıldı. Şok cihazı görevi gören bu pille hayatını sürdüren Ayaz; işteyken, arkadaşlarıyla vakit geçirirken, hatta trafikte araç kullanırken birçok kez kalbinde meydana gelen ciddi ritim bozukluğu nedeniyle devreye giren ICD'nin verdiği elektroşokun etkisini yaşadı.

ŞOKLANMADIĞI GÜNLERE 'MERHABA' DEDİ

Son aylarda kalp pilinin çok sık şoklama yapması ve kendini güçsüz hissetmesi nedeniyle İstanbul'daki Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvuran Ayaz, burada Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Serdar Demir ile görüştü. Ayaz'a yapılan kontrollerin ardından kalbindeki düzensiz ve anormal ritmi engellemek için ablasyon tedavisi uygulandı.

Anormal kalp ritimlerine yol açan küçük bir kalp dokusuna radyofrekans enerjisi veya dondurma yöntemiyle yapılan bu minimal invaziv prosedür sonrasında Ayaz, artık kalbinin durmadığı ve şoklanmadığı günlere "merhaba" dedi.

Kalbi 150 kez durdu ama hala hayatta! Binde bir görülüyor - 1. Resim

"HASTALAR ÇOK CİDDİ ACI HİSSEDEBİLİYOR"

Hastaların kalp durması öncesinde hiçbir belirtiyle karşılaşmayabildikleri için tanı konamadığını, bu nedenle de Brugada'dan ölümlerin sık yaşandığını belirten Doç. Dr. Serdar Demir, ailesinde ani ölüm ve bayılma hikayesi olan hastalarda, öncelikli olarak bu sendromun akla gelmesi gerektiğinin altını çizdi.

Sendrom tanısının detaylı anamnez ve fiziki muayene sonrasında çekilen EKG ile yapılan genetik analizin sonucuna göre konulduğunu anlatan Demir, arada kaldıkları vakalarda ise farklı bir testle tanıyı kesinleştirdiklerini dile getirdi.

Doç. Dr. Serdar Demir, "ventriküler fibrilasyon" denilen, ani ve hayatı tehdit eden ritim bozukluğuna sahip bu hastaların kalbi sürekli durduğu için şok tedavisi uygulayarak ritmin tekrar normale çevrilmesini sağlayan bir kalp pili takıldığını anlattı.

Alper Ayaz'da da bulunan şok pilinin hastaların yaşama tutunmasını sağladığını söyleyen Demir, "Ancak bu tedavi, hastaların hayatını kabusa dönüştürebiliyor. Çünkü sürekli kalbin durmasına bağlı kalp pili devreye girerek şokladığı için hastalar çok ciddi acı hissedebiliyor" dedi.

Demir, halk arasında "şoklama" olarak bilinen bu yöntemde, defibrilatör cihazının kalp pili şeklinde kalbin içerisindeki iki boşluğa yerleştirilerek, elektrik akımı verdiğini aktardı.

Kalbi 150 kez durdu ama hala hayatta! Binde bir görülüyor - 2. Resim

"KALBİ DURMUYOR, PİLİ GEREKSİZ YERE ŞOKLAMIYOR"

Hastası Ayaz'a uyguladıkları tedaviye ilişkin Demir, "Biz bu hastada, son zamanlarda güncel olan ablasyon tedavisini uygun gördük. Yaptığımız başarılı operasyon sonrasında hastada uzun süreden beri herhangi bir şoklama, ciddi bir ritim bozukluğu olmuyor. Hasta herhangi bir aktivitesi sırasında ritim bozukluğu olmadan hayatını idame ettirebiliyor. Kalbi durmuyor, pili gereksiz yere şoklamıyor." bilgisini verdi.

Doç. Dr. Serdar Demir, ablasyon yönteminin son birkaç yıldır oldukça gündeme gelmeye başladığını, Türkiye'de de birkaç merkezde başarılı şekilde uygulandığını aktardı.

Yöntemi uygulamadan önce kalbin hem içinden hem dışından 3 boyutlu haritasının çıkarıldığını ve elektriksel aktivite bozukluğuna neden olan bölgelerin tespit edildiğini anlatan Demir, "Alper Bey'de biz buraları tespit ettik. Verdiğimiz radyofrekans ablasyon yöntemi sonrası bu elektriksel anormal aktiviteleri yakarak tamamen ortadan kaldırdık. Damardan verdiğimiz ilaçlarla anormal aktivitelerin bir daha tekrarlamadığını görünce işlemimizin başarılı olduğunu kabul ederek, sonlandırdık." diye konuştu.

Demir, Ayaz'ın kalp pilinin de hala durduğunu çünkü güncel tedavi kılavuzuna göre kalp pilinin çıkarılmasının söz konusu olmadığını, ileriki dönemlerde ablasyonun birincil basamak tedavi olması halinde pil ihtiyacının kalmayabileceğini kaydetti.

KALP PİLİ 1 GÜNDE 12 KEZ ŞOKLADI

Ayaz, ritim bozukluğu nedeniyle geçmişte kalbinde birkaç kez ağır şoklamalar da yaşadığını belirterek, o anları şöyle anlattı:

"Bazen ritim düzene girmediğinde kalp çıldırırcasına atıyor, pil hemen devreye giriyor. Bir günde 12 şok aldığımı hatırlıyorum. Sonrasında acile gittim, nabzım çok yüksekti, hemen hastaneye yatırdılar. Yine ağır olarak 6-7 şok aldım. Bir de bu ablasyon işlemini yaptırmadan önce evdeyken 7-8 şok birden aldım. Bu durumun zaten normal olmadığını kendim anlayabiliyordum çünkü 1 ya da 2 şokla vücudun düzene girmesi lazım. 1-2 şok yapıldığı zaman ortalama 4 ila 7 ay arasında vücut şok almaz. Çok yüksek şok aldığım için en son yaşadığım şok 9 ay sonra oldu. 9 ayın üzerine Koşuyolu'na geldim. Çok ağır şoklar alınca artık vücudum halsizleşti, vücudumu taşıyamıyordum çünkü elektrik veriyor bana doğal olarak"

"150 KEZ ŞOK ALDIM"

2007'den beri ortalama 150 kez şok aldığını belirten Ayaz, "Dediğim gibi ablasyonla inşallah o günleri geride bırakacağım, daha güzel günlere erişeceğim" ifadelerini kullandı. Ailesinde de kalp rahatsızlıklarının olduğunu, iki amcasının kalp krizi nedeniyle vefat ettiğini, babasına stent takıldığını, annesinin aort damarının yırtıldığını anlatan Ayaz, kalp ile ilgili rahatsızlıkların ailesinde genetik olduğunu söyledi.

Kaynak: Anadolu Ajansı
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...