Kamu Denetçiliği Kurumu Gezi Parkı raporunu tamamladı
Kamu Denetçiliği Kurumu, Gezi Parkı olaylarında kolluğun gösteride bulunanlara karşı orantısız güç kullandıkları iddiasıyla yapılan şikayetleri birleştirerek kabul etti ve raporunu tamamladı.
Kamu Denetçiliği Kurumu "Gezi Parkı" raporunda, Kamu Başdenetçisi ve ilgili Kamu Denetçisi tarafından, 12-16 Haziran 2013 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilen inceleme ve araştırma kapsamında bireysel başvurucular, ilgili birey ve birey grupları, olayların şahitleri, İstanbul Valisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, sivil toplum kuruluşlarının ve meslek odalarının temsilcileri ile yapılan birebir görüşmelere ilişkin tutanaklara yer verildi. Bireysel başvuru sahiplerinin, temelde kolluk güçlerinin aşırı güç kullandığı yönündeki iddialarından oluşan şikayetleri ile vatandaşların gündelik hayatlarını olumsuz etkileyen aksaklıklar, çevre esnafın karşılaştığı sıkıntılar, idarenin iddialar hakkında gösterdiği ilk değerlendirmeler ile sivil toplum kuruluşlarının çözüm noktasındaki önerilerini içeren tutanaklar da yer aldı.
Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu imzalı 176 sayfalık raporun sonuç bölümünde, İçişleri Bakanlığına, bağlantılı olarak İstanbul Valiliğine ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına 8 maddelik tavsiyede bulunulmasına karar verdi. Raporda yer alan tavsiyeler şöyle:
- İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin İşkence ve Kötü Muamele, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) İşkence, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin İşkence ve Eziyet, İşkence ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşmenin İşkencenin Önlenmesi Tedbirleri, Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetler, Temel Hak ve Hürriyetlerin, Sınırlanması, Kötüye Kullanılması, Durdurulması, Düşünce ve Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı maddelerine aykırı İstanbul Gezi Parkı başta olmak üzere değişik kentlerde yer yer gerçekleştirilen makul ölçüyü aşan kolluk müdahalesinin tespit edilmesi,
- İfade açıklaması ve toplanma özgürlüklerinin kullanımını düzenleyen başta 2911 sayılı Yasa olmak üzere mevzuatın, uluslararası ve AB norm ve standartlarına uygun olarak özgürlükleri öne çıkaran ve insan haklarının öneminden kuvvet alan modern devlet anlayışı gerekleri ve günümüz modern bilgi çağı toplumunun demokratik talepleri ve beklentilerini gözetecek tarzda değiştirilmesi,
- Toplumsal olaylar esnasında kolluk görevlilerinin, bireylerin uluslararası sözleşmelerce de garanti altına alınan hak ve özgürlüklerine halel getirmeksizin ancak zaruri olduğunda kademeli ve orantılı olarak güç kullanmalarını teminen, kontrol, gözetim ve denetimlerinin etkin bir şekilde yapılması, hatalı davranan kolluk görevlilerinin tespit edilmesi ve hesap verebilirliklerini sağlayacak bir izleme mekanizmasının oluşturulması ile ilgili yürütülen yasa çalışmasının ivedilikle tamamlanması,
- Toplumsal olaylar esnasında güç kullanımının gerekli, makul ve orantılı olup olmadığının öngörülebilir, açık ve şeffaf bir şekilde tespit edilerek, hatalı davranan kolluk görevlileri hakkında süratli, etkin bir inceleme ve soruşturma için süreci uzatan veya tıkayan işlemlerin kısaltılması veya kaldırılması yönünde gerekli tedbirlerin alınması,
- Kolluk görevlilerinin Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler temelinde bireylerin hak ve özgürlüklerine saygılı ve hoşgörülü olarak yetiştirilmeleri için insan hakları alanındaki uluslararası mevzuat ve uygulamalar hakkında uzun süreli ve meslek hayatları boyunca sürekli eğitime tabi tutulmaları, bu bağlamda 'kolluğun toplumsal katmanlar ile iletişimi', 'kitle psikolojisi', 'müzakere anlayışı', 'ikna gücü' yönündeki çalışmaların daha da geliştirilmesi,
- Göz yaşartıcı gaz ve benzeri kimyasal içerikli müdahalelerde tıbbi yardım mekanizmasının ve münhasıran toplumsal olaylara müdahale vakıaları için özel bir tutanak ve raporlama sisteminin geliştirilmesi,
- Toplumsal olaylarda müdahalede görevli kolluk personelinin sosyal ve ekonomik haklarının, yeterli dinlenme süresi başta olmak üzere çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve gerektiğinde psikolojik destek sağlanması konusuna daha fazla önem verilmesi,
- Gelecekte olabilecek Gezi benzeri kitlesel gösteriler karşısında yasa dışı grupların meşruiyet kazanmalarının önüne geçilebilmesi için, önceden nasıl hareket edileceği, protesto gösterilerinin kitlesel bir eyleme dönüşmeden nasıl yatıştırılabileceği konusunda ilgili karar mercilerinin öngörülü olarak aktif bir yaklaşım göstererek inisiyatif kullanması.
Karar, şikayetçilere, İçişleri Bakanlığına, İstanbul Valiliğine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ve bilgileri için Başbakanlığa gönderildi. Bu karar üzerine tesis edilecek işlem ya da tavsiye edilen çözüm uygulanabilir nitelikte görülmediği takdirde gerekçesinin 30 gün içinde Kuruma bildirilmesi gerekiyor.